Nouriel Roubini / Project Syndicate
Hudson Bay Capital Management LP'de kıdemli danışman ve New York Üniversitesi Stern School of Business'ta emekli Profesör olan Nouriel Roubini, Megathreats kitabının da yazarıdır.
Amerika Birleşik Devletleri ile komşuları Kanada ve Meksika arasındaki ticari ve siyasi gerilimlerin tarihi zirveye ulaşması, kapsamlı bir ticaret savaşı ve Kuzey Amerika Serbest Ticaret Anlaşması'nın yeniden müzakere edilmesini öngören ABD-Meksika-Kanada Anlaşması'nın (USMCA) çökmesi korkularını artırıyor.
Başkan Donald Trump'ın söylediğine göre, her iki ülke de göçmen ve fentanil konusunu dizginlemek için daha fazlasını yapabilirdi. Dahası, her iki ülke de ABD'ye göre büyük bir ticari açık verdiğinden, Trump bu iki ülkeyi adil olmayan ticaret uygulamaları yapmak ve ABD'nin gümrük vergilerini aşmak isteyen Çinli ihracatçılar için bir dayanak noktası olmakla suçluyor.
Ancak Trump sadece bu endişeleri vurgulamakla kalmıyor. Kanada'nın egemenliğinden vazgeçip Amerika'nın 51’inci eyaleti olması gerektiğini savunarak, Meksika Körfezi'nin adını değiştirmek isteyerek ve Meksika'daki uyuşturucu kartellerine karşı ülke içnide askeri operasyonlar düzenlemekle her iki ülkeyi de tehdit ediyor.
En olası sonuç, USMCA'nın bazı mütevazı vergi artışlarına yol açan ancak çoğunlukla serbest ticaret alanını koruyan nihai bir yeniden müzakeresi olsa da, bu optimal olmayan bir senaryo olacaktır. Gerginliklerin temel kaynaklarını çözmek, gelecekteki çatışmalardan kaçınmak ve Kuzey Amerika için büyüme ve refahı artırmak için, her üç ülke de Kuzey Amerika Ekonomik Birliği için planlar hazırlamaya başlamalıdır: sadece mallarda değil - mevcut serbest ticaret alanında olduğu gibi - aynı zamanda hizmetler, sermaye, işgücü, teknoloji, veri ve bilgi alanlarında da tam serbest ticarete sahip tek bir pazar.
Hangi senaryo mümkün?
Elbette bu bir gecede gerçekleşmeyecektir. Ekonomik birliğin ardından atılacak ilk adımlar, Meksika ve Kanada'nın büyük ölçüde ABD'deki (üç ekonominin açık ara en büyüğü) standartları benimseyerek düzenleyici politikaları uyumlu hale getirmesi, üretimi daha büyük bir Kuzey Amerika tek pazarına taşımak için sanayi politikalarını uyumlu hale getirmesi olacaktır. Ayrıca, Çin ile ilişkileri riskten arındırmak için de ortak ticaret, teknoloji ve finans politikaları anlaşmalarına yönelmeleri gerekecektir.
Bunu daha sonra, Avrupa'daki ilk döviz kuru mekanizması gibi sabit bir döviz kuru rejimi ve bölge genelinde kesintisiz ödemelere olanak tanıyan tam bir para birliği (Euro bölgesi gibi) izleyebilir. Kuzey Amerika, Euro bölgesinden bile daha uygun bir para birimi alanıdır ve ortak bir para birimi, ticaret dengesizliklerini daha da kötüleştiren düzenli istikrarsızlaştırıcı döviz kuru dalgalanmalarından kaynaklanan ticari gerilimleri sona erdirecektir.
Ardından tam bir bankacılık birliği, sermaye piyasaları birliği ve çeşitli diğer risk paylaşım biçimleri gelecek ve nihayetinde bir mali birlik olasılığına işaret edecektir. Sonunda, göç, kolluk kuvvetleri ve uyuşturucuyla ilgili meseleleri yönetmek için muhtemelen ortak bir dış politika ve savunma politikası unsurlarına da ihtiyaç duyulacaktır. Son olarak, birkaç on yıl sonra, tüm taraflar kabul ederse, bu düzenlemeler rızaya dayalı bir siyasi birlik biçimine (ABD federe bir Amerika Birleşik Devletleri haline gelecektir)izin verebilir. Avrupa Birliği'nde olduğu gibi egemenlik korunabilir, ancak uzun vadede bir dizi politikanın daha fazla siyasi koordinasyonu sağlanabilir.
Şimdilik, Kuzey Amerika ekonomisinin halihazırda ne kadar derin bir şekilde entegre olduğu göz önüne alındığında, tam bir ekonomik birlik son derece mantıklıdır. Dahası, her iki taraf da masaya benzersiz avantajlar (ve ihtiyaçlar) getiriyor.
En zor konu ne olur?
Kanada, nüfusunun büyüklüğüne oranla bol miktarda toprak ve doğal kaynağa sahip; ancak makro ve yapısal politikaları, ABD'ye kıyasla durgun bir büyümeye ve daha küçük bir iç pazara yol açıyor. Aynı zamanda, ABD büyük bir vasıflı işgücüne, devasa fiziksel ve finansal sermaye stoklarına ve dünyanın önde gelen teknoloji endüstrisine sahip; ancak topraklarının yüksek nüfuslu bölümleri iklim değişikliğine karşı savunmasız olduğundan, insanları kuzeye taşıması gerekecektir. Son olarak, Meksika büyük miktarda düşük maliyetli kalifiye işgücüne ve bazı önemli doğal kaynaklara sahip; ancak zayıf yönetim ve yapısal reformların eksikliği büyümeyi engellemiş ve uyuşturucu, yolsuzluk, şiddet ve suç oranları sosyal işlev bozukluklarının artmasına neden olmuştur.
Bir Kuzey Amerika Ekonomik Birliği tüm bu sorunları ele alabilir ve bölgenin genel üretkenliğini, potansiyel büyümesini ve refahını artırabilir. ABD dijital hizmetlere hakim olduğu için hizmet ticaretinin tamamen serbestleştirilmesi tartışmalı olmamalıdır. Kanada ve ABD halihazırda güvenlik ve istihbarat konularında müttefik olduklarından, tam sermaye hareketliliğine ya da teknoloji, veri ve bilgi ticaretine izin vermek de sorun teşkil etmemelidir.
En zor konu birlik içinde serbest göç olacaktır. ABD ve Kanada arasındaki işgücü hareketliliği, Kanada'nın küçük nüfusu ve benzer kişi başına düşen geliri göz önüne alındığında, tartışmalı olmayacak olsa da, Meksika'dan serbest göçün dikkatli bir şekilde yönetilmesi gerekecektir. Meksika sadece Orta ve Güney Amerika'dan (Çin, Afrika ve diğer yerlerden) gelen büyük göç akımlarının kanalı olmakla kalmayıp, aynı zamanda çok daha düşük bir milli gelire sahiptir.
AB çözümü çoktan göstermişti
Neyse ki AB bu meselenin nasıl yönetileceğini çoktan göstermiştir. Daha yeni ve daha yoksul üyeleri, göç tamamen açılmadan önce on yıllık bir geçiş dönemine tabi tutulması bunun bir örneği. Benzer şekilde, Meksikalılar için tamamen açık göçe ancak Meksika’daki kişi başına düşen gelirde belirli bir eşiğe ulaşıldıktan, yönetim iyileştirildikten, yapısal reformlar gerçekleştirildikten ve ortak güvenlik politikaları benimsedikten sonra (güney sınırında ortak Meksika ve ABD kuvvetleri ile) izin verilecektir.
Kanada ve Meksika bunları neden kabul etsin? Basitçe söylemek gerekirse, Kuzey Amerika Ekonomik Birliği olmadan kendi potansiyel büyümeleri sınırlı kalacak ve kişi başına düşen gelirleri ABD’den gittikçe uzaklaşacaktır. ABD bu on yıl içinde teknolojik açıdan daha güçlü bir ezici güç olmaya hazırlanıyor ve büyüme potansiyeli yüzde 3'ün oldukça üzerine çıkıyor. Ancak ABD'nin Kanada ve Meksika'nın sağlayabileceği şeylere (doğal kaynaklar, toprak ve düşük maliyetli kalifiye işgücü) ihtiyacı var. Dolayısıyla bir ekonomik birlik her üçünü de ekonomik, sosyal, siyasi ve jeopolitik olarak çok daha iyi duruma getirecektir.
Yüzyılı aşkın bir süre evvel dolarize olmuş olan Panama gibi diğer bölgesel ekonomiler de buna zamanla katılabilir. Aynı şekilde Grönland de zengin doğal kaynaklarının değerini ortaya çıkarmak için Kuzey Amerika Ekonomik Birliği'ne gönüllü olarak katılabilir ve böylece gelecekteki statüsü konusundaki gerilimleri hafifletebilir. Grönland'ın üyeliği Kuzey Amerika'nın iklim değişikliğiyle birlikte genişleyen yeni Arktik ticaret yollarına ve ekonomik fırsatlara hakim olmasını sağlayacaktır. Nihayetinde Orta ve Güney Amerika'daki diğer ülkeler de bu ekonomik birliğe katılabilir.
USMCA'nın istikrarsız dengesi ya düzensiz bir çözülmeye ya da bir ticaret savaşına yol açabilir. Neden tüm tarafların yararına olacak daha iddialı, vizyoner, istikrarlı ve uzun vadede en uygun düzenlemenin peşine düşmeyelim? Eğer Avrupa'nın parçalanmış, savaştan zarar görmüş ekonomileri bunu yapabildiyse, Kuzey Amerikalılar da aynı vizyonu ya da daha iyisini başarabilir.
© Project Syndicate, 2025