Sadece hasta görünen birini görmekle bağışıklık sistemimizi harekete geçebilir.
Nature Neuroscience dergisinde yayımlanan bir araştırmaya göre, sanal gerçeklikte hasta görünen yüzlere bakan katılımcıların, kişisel alanı izleme ve tehdit algısıyla ilgili beyin aktivitelerinde değişimler gözlemlendi. Ayrıca, kandaki belirli bağışıklık hücrelerinin aktivitesi de arttı.
Çalışmaya dahil olmayan UCLA’dan psikonöroimmünolog Michael Irwin, “Bu çalışma, insanların bağışıklık sisteminin yalnızca birinin hasta göründüğünü görsel olarak algılamalarıyla harekete geçirilebileceğini gösteren benzersiz bir araştırma. Bu gerçekten dikkat çekici” dedi.
Bloomberg'de yayımlanan habere göre, çalışmada 248 katılımcı, sanal gerçeklik ortamında kendilerine yaklaşan insan benzeri yüzleri izledi. Bazı avatarlar öksürük veya cilt döküntüleri gibi belirgin hastalık belirtileri gösterirken, diğerleri korkmuş ya da nötr bir ifade taşıyordu. Araştırma ekibi, hasta görünümlü avatarların kişisel alanlarına girdiğini gören katılımcıların yüzlerine dokunulduğunda daha hızlı tepki verdiğini belirledi; bu durum yüksek bir tetikte olma haline işaret ediyordu.
Beyin görüntülemeleri, kişisel alanı izlemekten sorumlu bölgelerin, hasta yüzlere karşı nötr veya korkmuş yüzlere göre farklı tepki verdiğini ortaya koydu. Çevredeki önemli olayları algılayan bir beyin ağı olan "önem ağı" (salience network) da bu avatarların ekrana gelmesiyle aktive oldu. İsviçre Lozan Üniversitesi’nden nörobilimci Andrea Serino, bu durumun, farkın genel tehdit algısından değil, enfeksiyon algısından kaynaklandığını gösterdiğini belirtti.
Belirgin fark kan sonuçlarında
En dikkat çekici bulgu ise kan testlerinde ortaya çıktı. Buna göre, hasta yüzleri gören katılımcıların doğuştan gelen lenfoid hücrelerinin aktivitesi arttı. Bağışıklık sisteminin ilk savunucuları olan bu hücreler, diğer bağışıklık hücrelerine alarm verir. Cenevre Üniversitesi’nden immünolog Camilla Jandus, “Bu, patojenin vücuda girmesi olmadan beklemeyeceğim tamamen yeni bir bağışıklık aktivasyon düzeyi” değerlendirmesinde bulundu.
Bu değişimlerin gerçek enfeksiyonlara verilen tepkilere benzediğini göstermek için Serino, Jandus ve meslektaşları bu değişimleri grip aşısına verilen yanıtlarla karşılaştırdı. Jandus, “Aşının [doğuştan gelen lenfoid hücre] aktivasyon modeli, bulaşıcı avatarlarla karşılaşan katılımcılara benzer” diye konuştu.
Yeni keşiflere yol açabilir
Bu keşif tıp dünyasını pratik sonuçlara da götürebilir. Örneğin benzer teknolojiler aşı tepkilerini veya bazı ilaçların etkinliğini artırmak için kullanılabilir. Serino, “Eğer grip olmuşsanız ve parasetamol alıyorsanız, sanal gerçekliği bağışıklık sistemi tepkisini düzenlemek için kullanarak ilacın etkisini artırabilirsiniz,” diyor. Ancak bunun gerçekleşmesine daha çok yol var, çünkü araştırmacıların süreci daha iyi anlaması gerekiyor. Ekip şimdilik yalnızca iki bağışıklık hücre tipini ölçtü: Doğuştan gelen lenfoid hücreler ve “doğal öldürücü hücreler” olarak bilinen bir tür beyaz kan hücresi. Doğal öldürücü hücrelerde herhangi bir değişiklik gözlenmedi.
Bağışıklık sistemi son derece karmaşık, bu nedenle hâlâ bilinmeyen çok şey var. New York’taki Mount Sinai Icahn Tıp Fakültesi’nden, çalışmada yer almayan immünolog Filip Swirski, “Bağışıklık tepkisinin analizi oldukça yüzeysel” diyerek çok daha kapsamlı çalışmalar yapılaması gerektiğini vurguluyor.
Araştırmacılar şimdiden bu konuda çalışmalara başlamış durumda. Örneğin, etkilerin sadece hasta bir yüzü gördükten hemen sonra mı yoksa saatler ve günler boyunca da devam edip etmediğini inceliyorlar ve daha fazla hücre ve molekülü izlemeyi planlıyorlar.
Çalışma ayrıca yalnızca genç yetişkinlere odaklandığı için bulguların yaşlı bireylere ne kadar uygulanabilir olduğu da belirsiz. Irwin, “Yaşlar, cinsiyetler ve muhtemelen etnik gruplar arasında büyük bir biyolojik farklılık olduğunu tahmin ediyorum” diyor.