05 Aralık 2025, Cuma
Haber Giriş: 20.08.2025 10:33 | Son Güncelleme: 20.08.2025 11:10

Uzmanlar uyarıyor: Takviye gıda kullanırken dikkat etmeniz gereken beş faktör

Uzmanlar, takviye gıdaların gerekli durumlarda faydalı olabileceğini ancak çoğu zaman yanlış anlaşıldığını ve abartılı şekilde pazarlanarak sağlık riski oluşturduğunu vurguluyor
Uzmanlar uyarıyor: Takviye gıda kullanırken dikkat etmeniz gereken beş faktör
A+ Yazı Boyutunu Büyüt A- Yazı Boyutunu Küçült

Kollajen tozları, bağışıklık artırıcı jelibonlar, uyku kapsülleri ve odak artırıcı haplar… Son yıllarda takviye gıdalar hayatımızın her köşesinde karşımıza çıkıyor. Instagram’da influencer’ların önerilerinde, market raflarında ya da eczanelerde… Vaat edilen şeyler cazip: Daha parlak bir cilt, daha iyi bir uyku, daha güçlü bir bağışıklık sistemi ya da daha uzun bir ömür.

Ancak uzmanlara göre, bu ürünlerin sunduğu mucizevi vaatler çoğu zaman gerçeği yansıtmıyor. İngiltere Lincoln Üniversitesi’nde Fizyoloji Bölümü’nde öğretim üyesi olan Rachel Woods, “Takviyelerin elbette belli bir rolü var. Ancak çoğu zaman yanlış anlaşılıyor, gereksiz yere tüketiliyor ve abartılı şekilde pazarlanıyor,” diyor.

Woods’a göre, takviye gıdalarla ilgili kamuoyunun bilmediği ama bilmesi gereken beş kritik gerçek var:

Önce besin, sonra takviye

Uzmanlar, vitamin ve mineralleri öncelikle gerçek gıdalardan almanın çok daha sağlıklı olduğunu vurguluyor. İngiltere Gıda Standartları Ajansı da takviyeleri “beslenme yetersizliklerini düzeltmek, yeterli besin alımını sürdürmek ya da belirli fizyolojik işlevleri desteklemek için üretilmiş ürünler” olarak tanımlıyor.

Yani takviyeler, sağlıklı bir diyetin yerine değil, eksik kaldığı yerde destek olarak kullanılmalı.

Somon gibi yağlı balıklar yalnızca omega-3 değil; protein, D vitamini, selenyum ve pek çok yararlı bileşik içeriyor. Bu bileşiklerin birlikte yarattığı etki, bir kapsülde taklit edilemiyor. Bilim insanları yıllardır sebze ve meyvelerin içindeki “aktif bileşenleri” izole ederek hap şeklinde sunmaya çalışıyor; ancak aynı faydayı elde etmek mümkün olmadı.

Bununla birlikte bazı özel durumlarda takviyeler zorunlu olabiliyor:

  • Hamilelik öncesi ve sırasında folik asit, doğumsal sinir sistemi bozukluklarını önlemek için öneriliyor.
  • Güneş ışığının az olduğu kış aylarında D vitamini takviyesi tavsiye ediliyor.
  • Vegan beslenenlerin B12 alması gerekiyor; çünkü bu vitamin esas olarak hayvansal ürünlerde bulunuyor.

Fazlası sanıldığından daha tehlikeli 

Takviye kullanırken en büyük risklerden biri, “fazla doz” farkına varmadan tüketmek. Gerçek gıdalarla vitaminleri fazla almak neredeyse imkânsızken, kapsüllerle bu oldukça kolay.

Kısa vadede bulantı ya da ishal gibi hafif yan etkilere yol açabilen yüksek dozlar, uzun vadede ciddi hasarlara neden olabiliyor.

  • D vitamini fazlalığı, kanda kalsiyum birikimine yol açarak böbrek ve kalp hasarı, hatta kemik zayıflamasına sebep olabiliyor.
  • A vitamini fazlalığı karaciğer hasarı, kemik yoğunluğunun azalması ve hamilelikte doğumsal anomalilere yol açabiliyor.
  • Suda çözünen vitaminlerin bile fazlası riskli. Örneğin uzun süre yüksek doz B6 almak sinir hasarıyla ilişkilendirilmiş durumda.

Woods, “Pek çok kişi yıllarca düzenli olarak takviye kullanıyor ama kan değerlerini ölçtürmüyor. Sorun fark edildiğinde ise iş işten geçmiş olabiliyor,” diyor.

Sosyal medyaya dikkat

Birçok kişi takviyeleri sosyal medyadaki tavsiyelerle öğreniyor. “Bağışıklık güçlendirici”, “detoks etkili” ya da “doğal” gibi ifadeler kulağa bilimsel gelse de aslında tamamen pazarlama dili.

İngiltere Gıda Standartları Ajansı, takviyelerin “ilaç olmadığını” ve “tedavi edici etkileri olmadığını” açıkça belirtiyor. Ancak özellikle influencer pazarlamasıyla bu sınırlar sık sık aşılıyor.

Reklam Standartları Kurumu (ASA), sağlık iddialarının nasıl yapılabileceğine dair kurallar koysa da denetim zor. Çok seviyeli pazarlama (MLM) sistemiyle satılan ürünlerde, çoğu zaman herhangi bir tıbbi eğitimi olmayan kişiler kişisel deneyimlerini “kanıt” gibi sunarak ürün pazarlıyor. Bu da tüketiciyi yanıltıyor.

Endüstri sağlık değil satış odaklı 

Küresel takviye pazarı 100 milyar sterlinin üzerinde. Böylesi dev bir endüstride en büyük motivasyon, kâr ve büyüme. Bu da ürünlerin geliştirilme ve pazarlanma biçimini doğrudan etkiliyor.

Woods, “Eğer bir takviye gerçekten işe yarıyorsa, onu doktorlar önerir; influencer’lar değil,” diyerek sektördeki abartılı iddialara dikkat çekiyor.

Bilimsel araştırmalarca desteklenen takviyeler genellikle demir ya da D vitamini gibi temel ihtiyaçlara yönelik olanlar. Buna karşın piyasada, etkisi kanıtlanmamış ya da kanıtların çok zayıf olduğu pek çok ürün büyük vaatlerle satılıyor.

Herkes için güvenli değil 

“Doğal” etiketi, güvenli anlamına gelmiyor. Takviyelerin bazıları ilaçlarla tehlikeli etkileşimlere girebiliyor.

Sarı kantaron (St John’s Wort), bazı antidepresanlarla ya da doğum kontrol haplarıyla birlikte alındığında ciddi yan etkilere neden olabiliyor.

  • K vitamini, kan sulandırıcı ilaçların etkisini bozabiliyor.
  • Yüksek doz demir sindirim sorunlarına yol açıyor ve bazı antibiyotiklerin emilimini engelleyebiliyor.
  • Üstelik birçok takviye hamilelik ve emzirme döneminde yeterince test edilmedi. Bazıları – özellikle yüksek doz A vitamini – doğrudan zararlı.

Bu nedenle uzmanlar, hamilelik, kronik hastalık ya da ilaç kullanımı söz konusu olduğunda mutlaka doktora ya da diyetisyene danışılmasını öneriyor.

Kaynak: Gazete Oksijen