Exeter Üniversitesi bünyesinde faaliyet gösteren Attomarker'ın CEO'su Andrew Shaw, Exeter'deki İngiliz Bilim Festivali'nde yeni test cihazlarını tanıtırken "teşhis teknolojisinde ve büyük verinin potansiyelinde devrim yaratıyor" dedi.
Financial Times’ın haberine göre; teknoloji, bir hastanın vücudunda Sars-Cov-2 virüsünün bulunduğunu gösteren altı antikorun varlığından uzun Covid teşhisi yaparak bu yıl ilk klinik deney sonuçlarını verdi.
Anılan teknoloji ayrıca kadın doğurganlığı, gıda alerjisi, diyabet ve Alzheimer ile ilişkili "biyogösterge” proteinleri tespit etmek ve bakteriyel enfeksiyonları viral enfeksiyonlardan ayırt ederek antimikrobiyal dirençle mücadele etmek için de geliştirildi.
Seneye cep telefonuna bağlanacak
Şu anda, yedi ila 10 dakika içinde sonuç veren teknoloji, tezgah üstü bir laboratuvar cihazında çalışıyor. Ancak Attomarker gelecek yıl cep telefonuna bağlı bir teşhis kartuşuna sahip bir el cihazını piyasaya sürmeyi bekliyor.
Shaw, Attomarker ile Elizabeth Holmes tarafından kurulan hileli ABD kan testi şirketi Theranos arasındaki bariz benzerliğin "yatırımcılarla konuşurken her zaman gündeme geldiğini söyledi. Shaw ‘’Aralarındaki fark, bizim işe yarayacak teknolojiye sahip olmamız ve bunu kanıtlamış olmamız; onlar ise bunu asla yapmadılar’’ dedi.
Shaw, finansman ölçeğinin de farklı olduğunu sözlerine ekledi. Theranos'a 700 milyon dolardan fazla yatırım yapılıp kaybedilirken, Attomarker 2017'den bu yana 4,5 milyon sterlin topladı ve 2023 sonuna kadar 3 milyon sterlin daha toplamayı umuyor.
0,01 ml'lik kan örneğiyle çalışıyor
Attomarker'ın teknolojisi, bir dizi sensör noktası üzerine basılmış altın nanopartiküllerle çalışıyor. Her bir noktadaki nanopartiküller belirli bir proteine bağlanacak şekilde işleniyor ve dizi sadece 0,01 ml'lik bir kan örneğinden 20’ye kadar biyogösterge tarayabilir. Buna karşılık, rutin bir hastane kan testi 30 ml'lik bir numune alır.