İsveçli araştırmacıların yaptığı yeni bir çalışmaya göre dövme yaptıran kişilerde melanoma riskinde %29 artış gözlendi.
European Journal of Epidemiology dergisinde yayımlanan araştırma, güneş ışığına maruziyet, solaryum kullanımı, cilt tipi ve diğer bilinen risk faktörleri göz önünde bulundurulduğunda bile bu farkın devam ettiğini ortaya koydu. Araştırmayı haberleştiren ABD merkezli The Vice, "dövmeler hakkında bildiğiniz her şeyi unutun" yorumunda bulundu
Araştırmacılar 2.880 melanoma vakasını inceledi ve hastaların %22’sinin tanı öncesinde dövmesi olduğunu tespit etti; kontrol grubunda ise bu oran %20 idi. Küçük bir fark gibi görünse de istatistiksel olarak anlamlı bulundu.
Risk dövmede değil, mürekkepte
Uzmanlar, riskin dövmenin kendisinden değil, kullanılan mürekkepten kaynaklanabileceğine dikkat çekiyor. Siyah mürekkepler genellikle kansere yol açabilen poliaromatik hidrokarbonlar içeriyor. Renkli mürekkepler ise UV ışığına maruz kaldığında kansere yol açabilen aromatik aminlere dönüşebilen azo pigmentler içeriyor. Ayrıca mürekkeplerin içinde ağır metaller de bulunabiliyor.
Araştırmada melanom vakalarının yalnızca %30’u dövmenin yapıldığı bölgede görüldü. Bu durum, riskin lokal değil sistemik olabileceğine, muhtemelen bağışıklık sistemi tepkisiyle ilgili olduğuna işaret ediyor. Benzer kimyasallar, itfaiyeciler ve petrol işçileri üzerinde yapılan çalışmalarda da melanom riskini artırıyor.
Risk dövme süresine göre de değişiyor. 10–15 yıldır dövmesi olanlarda risk %67’ye kadar yükselirken, 5 yıldan kısa süreli dövmelerde bile artış gözlendi. Siyah ve renkli mürekkeplerin bir arada kullanıldığı dövmelerde risk, yalnızca siyah mürekkepteki riskten daha yüksek bulundu.
2022’de Avrupa, dövme mürekkeplerindeki binlerce kimyasalı sınırlayan düzenlemeler getirmiş olsa da denetimler yetersiz kaldı. Piyasadaki bazı mürekkepler izin verilen seviyelerin üzerinde toksik maddeler içeriyor veya yasaklı pigmentler yanlış etiketlenmiş olarak satılıyor.
Araştırma, dövme mürekkebinin yeni bir solaryum riski olduğunu kanıtlamasa da, bilim insanları daha fazla çalışmaya ihtiyaç olduğunu vurguluyor.
Kaynak: Gazete Oksijen

