21 Kasım 2024, Perşembe Gazete Oksijen
Haber Giriş: 07.08.2024 12:00 | Son Güncelleme: 07.08.2024 12:01

35. Uluslararası Şile Bezi Festivali şehri canlandırmaya devam ediyor

Bu yıl 35. kez düzenlenen Uluslararası Şile Bezi Festivali, geleneksel el sanatlarıyla kültürel zenginlikleri birleştiriyor. Festival 11 Ağustos’a dek konser, defile, tiyatro ve oyunlar, atölyeler gibi çeşitli etkinliklerle yerli ve yabancı ziyaretçilerini ağırlıyor. Festivalin ayrıntılarına bakalım
35. Uluslararası Şile Bezi Festivali şehri canlandırmaya devam ediyor

Esin Hamamcı

İstanbul’un -bundan 30-40 yıl önce- çoğunlukla “yazlık” bölgesi ve “Bodrum”u olarak bilinen Şile, bugünlerde 35.’si düzenlenen Uluslararası Şile Bezi Festivali’ne ev sahipliği yapıyor ve eski kalabalık, cıvıl cıvıl günlerine geri dönmek adına önemli adımlar atıyor. İstanbul’un kuzeyinde kalan, denizinin Karadeniz’e ulaştığı serin bölgede yapılan etkinlikler, Şile’nin farklı noktalarına dağılıyor. Festivalin altını özellikle çizdiği en önemli nokta ise şehrin coğrafi işaretli ürün Şile bezinin yeniden hatırlanmasını ve işlevselliğini geri kazanmasını sağlamak.

Gelenek ve zarafetin sembolü: Coğrafi işaretli Şile bezi

Şile Bezi Festivali basın gezisi için ilk durağımız Şile Belediye Başkanı Özgür Kabadayı’nın basın konuşmasını dinlemek için Tahsiliye Koğuşu oldu. Kabadayı’nın üzerine giydiği Şile bezinden tasarlanmış gömlek tüm basın mensuplarının dikkatini çekti çünkü özel bir motife sahipti. Kabadayı’nın belirttiği üzere, sadece Şile bezi üzerine işlenen 200’den fazla desen var. Kendi üzerindeki ise “Gazi Sofrası” motifi idi. Atatürk’ün Şile’ye geldiğinde ilk ziyaret ettiği yer olan bu koğuşta masa örtüsü olarak masasında serili olan örtüdeki işlemeden ismini alan, kendisinin de görüp beğendiği bir motif bu.

Kabadayı, Şile’nin yıllarca İsmet Ay, Zeki Müren, Nuri İyem gibi önemli sanatçıların uğrak mekanı olduğunun altını çizdi. Eski zamanlardaki gibi sanatçıların, müzisyenlerin tekrar uğrak noktası olmasının kendileri için ne kadar önemli olduğunu anlattı. Bu anlamda Şile’ye yatırım yaptıklarından, Ağva’ya kadar olan bölgede önemli adımlar atıldığından bahsetti. Bunların bazısı henüz açıklanamayacak bilgiler ancak büyük otel zincirlerinin buraya geleceğinden, limanın canlanacağından ve bazı sanatçıların koleksiyonlarına ev sahipliği yapacağından şimdilik kısaca bahsetmiş olalım.

Başkan, Şile bezinin anneannesinin, babaannesinin ve yöre kadınlarının evini geçindirdiği bir araç olarak önemli bir geçim kaynağı olduğunun da altını çizdi. Bu köklü gelenek yıllarca yöre halkının gelir kapısı olmuş. Her bir ilmiğinde Şile’nin hikayesi var. Coğrafi işaretli bir kültürel miras. Denizde yıkanan, bürümcüklü, %100 pamuk ve sağlıklı bir bezden bahsediyoruz. Bu bezden üretilen kıyafetler de zaten herkesin ilgi odağı. Bu noktada moda kısmında yapılacak atılımlar da önemli tabii. Kabadayı, Cemil İpekçi’nin 90’larda Şile bezinden çıkardığı koleksiyonları tekrar hatırlattı ve ünlü modacıyla tekrar yapacakları iş birliğinin ve defilenin müjdesini verdi. Yine Mudo giyim markası, Şile beziyle üretilmiş bir kapsül koleksiyon çıkarmış. Yıllarca kadınların evin geçimini sağladığı bu bez, uluslararası öneme sahip ve sanatın pek çok dalında, bu festival gibi onlarca kişiyi birleştiren bir tutkal niteliğinde.

Dünyanın en büyük 2. feneri Şile’de

Basın toplantısı sonrasında coğrafi işaretli bir diğer ürün olan kestane balını tatmak için yola koyulduk. Öncesinde Şile Feneri’ne rehber eşliğinde kısa bir gezi düzenlendi. Burası dünyanın en büyük 2. feneri ve İstanbul’un atlattığı pek çok depremden neredeyse hiç etkilenmemiş. Sultan Abdülhamit Han döneminde Fransız Fenerler İdaresi tarafından 1856 yılında yapımına başlanıp, 1859 yılında tamamlanmış.

Uzun yıllarca denizcilere yol gösteren, şimşekli fener grubunda yer alan ve dakikada 4 kere çakabilen fenerin yüksekliği ise 67 metre. Sekizgen yapı, içerisinde fenere bakan gardiyanların da yaşadığı bir evi barındırıyor. Bu mekan aynı zamanda festivalde 31 Temmuz Çarşamba akşamı İsmek Şile Bezi Sergisi Açılışı ve İsmek Trio Müzik Dinletisi etkinliği için de kullanılan yerlerden biri oldu.

İstanbul’un ilk coğrafi işaretli ürünü: Kestane balı

İstanbul’un ilk coğrafi işaretli ürünü olan kestane balının üretiminin yapıldığı, Coğrafi İşaretli Şile Kestane Balı Üretim Tesisi’ne yaptığımız ziyaret esnasında kestane balının, propolislerin üretiminin nasıl yapıldığına yakından şahitlik etmiş olduk. Bu “coğrafi işaret”i almış olmak arıcılıkla uğraşan bölge halkının emeklerinin karşılığını da veren; Şile’ye ve İstanbul’a artı değer katan bir atılım. Buradan sonraki rotamız ise Ovacık Köyü idi.

Coğrafi işaretli ürünler demişken, yerel lezzetlerden öne çıkanlar nelerdi derseniz tam da bu sorunun cevabını almak için Ovacık Köyü Kadın Tohum Derneği’nin düzenlediği etkinlikte karakulak mantarı, erik şerbeti, erişte gibi özel lezzetleri tattık. Ovacık Köyü’nde Bir Gün projesinin önemli ismi Fatma Cam Denizci’nin anlattığı üzere ürünlerin hepsinin yapılışı bu bölgeye özgü. Özgün tarifler, İstanbul’un başka bir noktasında rastlanan türden değil. Bu da kendine ait bir mutfağın oluşmasını sağlamış. Sürdürülebilirlik adına da önem taşıyan bir girişimle yerel lezzetlerin özgün tariflerle yapımı burada devam ettiriliyor.

Festivalin öne çıkanları

35. Uluslararası Şile Bezi Festivali’nde neler öne çıkıyor derseniz yok yok. Kortejle başlayan festivalde ardından konserler, atölyeler, workshoplar, dans gösterileri, sergiler var. Türk tiyatrosunun duayeni İsmet Ay adına yapılan İsmet Ay Sahnesi’ni yeniden açılıyor ve festival kapsamında değerlendiriliyor. Bu karar, hem Şile’deki amfitiyatro sahnesine ismini veren tiyatro sanatçısı Ay’ı yaşatıyor hem de mekanı Şileliler, İstanbullular için tiyatro adına önemli bir uğrak noktası haline getiriyor.

Konser kısmında BabaZula, Buray, Volkan Konak, Sıla, Can Bonomo, Sena Şener, Gazapizm, Zeynep Bakşi ve Erdal Erzincan gibi severek takip edilen isimler yer aldı. Atiye konseri 10 Ağustos, Melek Mosso konseri ise 11 Ağustos’ta gerçekleşecek. Festivalde uluslararası dans gruplarının gösterileri ve Şile bezi üzerine Cemil İpekçi’yle bir söyleşi de er aldı. Şile bezi yapım dokuma ritüeli ise belki de festivalin en renkli ve en çok beklenen etkinliklerinden biri olurken halk oyunları gösterileri, konserler, el sanatları sergisi, workshop ve atölye çalışmalarıyla yıllardır süregelen bir geleneğin ürünü olan ve yaz aylarının vazgeçilmez kumaşı Şile bezi, farklı yönleriyle ele alındı.

Tüm bu festival programının 40-45 gün gibi kısa bir süre içerisinde hazırlandığını da söylemek isterim. Normalde festivaller için neredeyse bir yıl öncesinden hazırlık yapılırken böylesine kapsamlı bir etkinliğin çok kısa bir süre içerisinde yürürlüğe konması oldukça başarılı. Sadece Şile bezi gibi geleneksel el sanatlarını yaşatmak adına değil, hem Şile’yi eski canlı günlerine götürmek hem de turizme de katkı sağlamak adına önemli bir festival. Siz de festivale katılıp unutulmaz anlar biriktirebilirsiniz.