İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu Silivri'de düzenlenen 'Silivri İçme Suyu Yatırımları Açılışı ve Halk Buluşması' programında konuştu. İmamoğlu'nun konuşmasının satır başları şu şekilde:
- Size ilginç bir konudan bahsetmek istiyorum. Cuma günü Sancaktepe’de şöyle naif bir şey söyledim: 'Bu zamana kadar hiç davet edilmemiştim. İlk kez Sirkeci- Kazlıçeşme Raylı Tren Hattı açılışı için tarafıma davet geldi. Çok teşekkür ederim bu davete katılacağım. Çünkü yanlış uygulamanın bitmesi gerekir.' Ertesi gün ses acemi adaydan çıktı. Acemi aday, 'Ulaştırma Bakanı'na sordum, Ekrem İmamoğlu davet edilmedi, kendi kendine davet uyduruyor.' dedi. Sevindi resmen. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı’nın İstanbul’da bir açılışa davet edilmemesine sevinen biri olur mu? Normal biri ben daveti uydurmuş olsam bile ne der? Der ki, ‘İBB Başkanıdır, başımızın üstünde yeri var. En güzel şekilde ağırlarız. AK Parti seçmeni İstanbullu hemşerilerim bunu özellikle duysun.’ Bakın bu çok ayıp. Bizim toplumumuzun örfüne, adetine yakışan bir tavır mı bu? Takdiri size bırakıyorum.''
İstanbul’un her ilçesini, her siyasi düşünceden, her inançtan, her kökendenvatandaşımızı bir ve eşit gördüğümüziçin SilivrideİBB’den bu kadar çok hizmet aldı. İşin sırrı budur. Eşitliktir, adalettir. https://t.co/DYuNoEZox2
— Ekrem İmamoğlu (@ekrem_imamoglu) February 25, 2024
- Bana gelen davet mailini aldım aldım. Davet kimden geliyor. Açılışın olduğu ilçenin belediye başkanından yani Fatih belediye başkanı Sayın Ergün Turan'dan geliyor. İyi düşünmüş, güzel düşünmüş. Peki davet nereye geliyor? İBB Başkanlığı protokolüne geliyor. Yani benim protokolüme geliyor. 22 Şubat Perşembe günü akşam saat 15.26'da posta geldi. Konu ne hepsi aşağıda yazıyor.
"Davetiyeyi acemi adaya yollayacağım"
- Şimdi benim için, ‘Kendi kendine davet uyduruyor’ diyen bu acemi adaya, bunu postayla yollayacağım. Utanır mı bilmem. Hiç sanmam ama, utanır mı bilmem. Bu maili gördü ya, şimdi kıvırmaya başlayacak. ‘Aslında öyleydi de böyleydi.’ Yazıyorum bakın buraya; Fatih Belediyesi'ne suç atar. Fatih Belediye Başkanı'na suçu atıp, kaçar bu. Yazık ya. Vallahi yazık”
- Şimdi herkes bu daveti gördü. Çok net bunu öğreniyorsunuz. Artık ne yapılması gerekiyor? Geç değil. Ben buradan tekrar edeyim, ister Fatih Belediyesi, ister Ulaştırma Bakanı, ister Cumhurbaşkanı tarafından tarafıma yeni davet edilirse ben bu hattın açılışına yine gideceğim. Yine katılırım sorun yok.
- İstanbul’da devletimizin bir açılışına katılmak, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin vazifesidir. İstanbul’da bir açılışa Büyükşehir Belediye Başkanını davet etmek de vazifedir. O cumhurbaşkanlığı koltuğu da bu milletin, o bakanın koltuğu da bu milletin, bu belediye başkanının koltuğu da bu milletin. Onu onlar bilmiyor. Bunu onlara öğreteceğiz. Bu dediğim tavır ve davranış mecburiyettir. Bu nezaketi devlet katından uzak tutmak doğru değildir. Bu iş, acemi adayın ağzına konu edilecek sıradanlıkta bir olay da değildir. Kanal İstanbul meselesini hatırlayın. Kanal İstanbul meselesi, ‘Halkın gündeminde değil. Halkın gündeminde olmayan konulara ben girmiyorum’. Kanal İstanbul ne zaman halkın gündeminde oldu? Kanal İstanbul, ya Sayın Cumhurbaşkanı’nın gündemi oldu ya oraya yatırım yapan bazı Arap yarımadası ülkelerindeki iş adamlarının gündemi oldu ya da sıklıkla sen konuştun, hatta şöyle konuştun. ‘Yapacağız.’ Aynen böyle dedi.
"İnsanlar yoksulluk içinde"
- Onun için millet, sizin bu yalanlarınızı aldatmayacak. Millet sizi 40 yılda bir çarşıda, pazarda gördüğünde, sizler pazara geldiğinde ‘Bana ne olur Kanal İstanbul’u yap’ mı dedi. Milletin gündemi daha önce Kanal İstanbul muydu? Hayır. Aynen bugün olduğu gibi hayat pahalılığı pahalılığıydı. Geçinememekti, iş bulamamaktı, enflasyon bu ülkede üç hanelere çıkmış. Emekliye, cumhuriyet tarihine en kötü dönemi yaşatılmış. Pazarlarda kadınlar, erkekler ağlayarak geçim sıkıntısını anlatıyor. Ben pazarlardayım. Her gün bir semtte pazara gidiyorum. Vatandaşla dertleşiyoruz. Dertlerini dinliyorum. Geliyor annemiz, babamız, amcamız, teyzemiz, kardeşimiz, evlatlarımız, daha küçücük çocuklar bile sıkıntısını anlatıyor, böyle kafa kafaya veriyoruz. Kulağımı ona dayıyorum, onu sessizce dinliyorum. İnsanlar yokluk, kıtlık, yoksulluk içinde. Bunlar hâlâ neyin peşinde? Bu kadar rahat yalan söyleyenlerden, seçim öncesi her renge boyanıp her kılığa girenlerden İstanbul’a hiçbir fayda gelmez. Allah memleketimizi, milletimizi, şehrimizi, hemşehrilerimizi bunlardan korusun.
"Bunlar anca israfı bilir"
- Bunlar belediyeciliği bilmez. Bunlar ancak israfı bilir, İstanbul’a ihaneti bilir. Ben demedim, kendisi defalarca tekrarladı, ‘İhanet ettim bu şehre’ diye. 2019’da bunların düzeni bozuldu. Düzeni bozulan o bir avuç insan, o günden beri sürekli yaygara koparmaya çalıştılar. Çünkü İstanbul’un başardığını gördüler. Hep birlikte milletçe el ele, kol kola israfı bitirdik. Bu şehre biz hizmeti getirdik. Bu şehre en güzel hizmeti biz taşıdık. 5 yıldır bu şehirde herkesten çok sizin sözünüz geçiyor. Siz ne derseniz o oluyor. Siz daha fazla metro istiyorsunuz, yapıyoruz. Daha çok yeşil alan diyorsunuz, açıyoruz. Kreş, Halk Süt, Anne Kart, burs, yurt, kent lokantası, kütüphane, otopark, spor tesisi; siz istiyorsunuz, biz yapıyoruz. Sizinle aynı yolda, sizinle aynı hedefe doğru ve yalnız sizi dinleyerek yürüyoruz.
- Yıllarca bu şehri yönetip size kulaklarını tıkayanlar, şimdi bir kez daha sesinizi kısmak istiyorlar. Yalnız onların sesi çıksın istiyorlar. Onlar ne verirse siz o kadarıyla yetinin istiyorlar. Sizler onlara izin vermeyin. Şimdi yeniden gücümüzü birleştirme, sesimizi daha gür çıkarma ve hep birlikte ayağa kalkma zamanı. Gelin, hakkınız olanı elinizden almaya kalkanlara hep birlikte dur diyelim. İsraftan beslenenlerin eski düzenlerini yeniden kurmalarına engel olalım. Gelin, hep birlikte sandık başında bir olalım. Milletin ekmeğine göz koyanlara asla geçit vermeyelim. Haydi İstanbul. Tam yol ileri.