Galatasaray Spor Kulübü Başkanı Burak Elmas, Türk futbolunun içinde bulunduğu mali açmazı şu sözlerle değerlendirdi: “Fiilen batmış bir sektörden söz ediyoruz. Büyük camialar mevcut gelirleriyle borçlarının faizini bile ödeyemez durumda. Galatasaray olarak üç büyük arasında en az borcu olan biziz. Yine de borçlarımızın faizini ödeyemez durumdayız. Bizim 2,5 milyar liralık borcumuzun yıllık faizi 350 milyon lira. Bu nedenle de borcumuz her sene artıyor. Kulüp giderleri dövizle, bu nedenle de kurlar arttıkça borç büyüyor. Bizler bugün TL gelirlerde bile daralmalar yaşıyoruz. Pandemi döneminde bırakın destek almayı yüzde 15’lik stopaj vergisi yüzde 40’a çıktı. Yönetim olarak seçime girerken bu finansal durumu biliyorduk. Yönetim kurulu olarak da bir anlamda ‘İntihar ediyoruz’ diyerek seçime girdik. Şu an Türkiye’de kazandığı gelir kadar harcayabilen bir kulüp yok. UEFA’nın Financial Fair Play (FPP) kuralları maalesef ülkemizde uygulanmadı. Biz yine de yönetim olarak popülizmden uzak durup sansasyonel transferler için para savurmama yolunu seçtik.”
Galatasaray Başkanı Burak Elmas, yönetim kurulu üyeleri Bikem Kanık, Özgür Kaleliloğlu, Ozan Şener ve Ural Aküzüm ile birlikte İstanbul’da bir grup gazeteciyle bir araya geldiği akşam yemeğinde net açıklamalarda bulundu. İşte Burak Elmas’ın açıklamalarından önemli başlıklar:
1-2 yıla kimse Avrupa’ya çıkamaz
- Türkiye’de futbol kulüpleri genel olarak, ‘Biz borçlanalım, bizden sonra gelen yönetim ödesin’ mantığı ile çalışır. Bu yönetim biçimi borçların artık 'ödenemez' hale gelmesine sebep oldu.
- Türk futbolunu bu batık durumunda çıkarmanın yolunu hep birlikte oluşturmazsak, 1-2 sezon sonra FPP kurallarına uyulmadığı için hiçbir Türk takımı Avrupa’da futbol oynayamayacak.
- Bu finansal şikayetler sadece benim sıkıntım değil. Ben Fenerbahçe, Beşiktaş ve Trabzonspor başkanlarının da kulüp isimlerini bir kenara bırakarak finansal konularda bizimle aynı düşündüğünü biliyorum.
- Galatasaray olarak geçtiğimiz 10 yılda önemli sportif başarılara imza attık. Ancak sürdürülemez ekonomik yüklerin altına girildi. Biz yönetim olarak şimdi gelecek kuşaklara daha da borçlu bir Galatasaray bırakmak istemiyoruz. Zor olanı seçtik, eleştirilerin odağında kalıyoruz ama yarın bu düşüncemizin meyvesini bütün Galatasaray camiamız yer. O nedenle vicdan olarak çok rahatız.
Ghezzal ve Gedson’u maliyetleri yüksek diye almadık
- Futbolda çok para harcamak demek mutlaka başarı gelecek demek değil. Bizim Galatasaray olarak yıllık 18-20 milyon euroluk toplam takım bütçesiyle şampiyon olduğumuz yıllar var. Buna karşın 85 milyon euro ile şampiyon olamadığımız bir sezon da yaşadık.
- Bu sezon başı da Ghezzal’ı alabilirdik. 8,5 milyon euroyu bulan maliyeti ile maddi açıdan zora girmemek için almadık. Devre arasında da Gedson Fernandes'i aynı nedenle transfer etmedik.
Kulüpler için acil 'mali sıkıyönetim' ilan edilmeli
- Bu işin çözümü de aslında çok net belli. FPP kıstasları ve kulüplerin harcama limitlerine kesinlikle uyulması lazım. Limitler konsa da arka yollardan bunlar esnetiliyor. Öncelikle futbolda finansal alanda acil sıkıyönetim ilan edilmeli. Bunu bizim federasyon yapmıyorsa kulüpler olarak bizim yapmamız lazım. Bütün sektör, kulüpler artık sıkı sıkıya denetlenmeli. Bugün bu sektör ‘Nasıl olsa bizi batırmazlar’ diyecek lükse sahip değildir. Biz başta TFF, her yetkili kurumun bizi ve tüm kulüpleri finansal yeterlik şartları açısından denetlemesini isteriz.
- Futbolda popüler olmak isteyen başkan varsa, bu dönem o dönem değil. Galatasaray, Beşiktaş, Fenerbahçe diye ayırmadan söylüyorum; çözüm bulma iradesiyle bir araya gelmemiz lazım. Bu sorun şimdi sektörel bir problem halini almıştır. Bu bir ihtiyaç değil, mecburiyet durumudur.
Kulüpler ortak TV kanalı kurabilir
- Naklen yayın ihalesinde de tüm kulüpler maalesef büyük sıkıntı yaşıyoruz. Önce 500 milyon dolara ihale edilmişti. Yayıncı kuruluşun tüm indirim istekleri kabul edilerek bugünlere gelindi. Son pandemi dönemi nedeniyle yapılan indirimle 220 milyon dolar seviyesine indik.
- Yine de yayın ihalesinde kulüpler arasında güzel bir birliktelik var. En önemli gelir kaynağımız hakkında birlikte konuşup karar alabiliyoruz. Bu endüstride hepimiz aynı gemideyiz.
- Kulüpler olarak, Türk futbolunu seçeneksizlik nedeni ile tek bir yayıncının isteğine ya da takdirine bırakmama konusunda arzuluyuz. Federasyonumuz da bu konuda kararlı, birlikte karar veriyoruz. 1-2 hafta içinde durum netleşir.
- Kulüplerin birlikte bir televizyon kanalı kurması, birlikte kendi ipini kesmesi aslında alınacak en uç karardı. Buna da kulüpler olarak hazırız. Bu projeyi de gerekirse Süper Lig A.Ş olarak modelinin bir parçası halinde hayata geçirebiliriz.
Campos, toplamda 2 milyar euro üretmiş gerçek bir futbol eksperi
Galatasaray Başkan Yardımcısı Özgür Kaleli de geçtiğimiz günlerde kulüpte Sportif Direktör olarak göreve başlayan Portekizli ünlü futbol adamı Luis Campos (58) hakkında önemli bilgiler paylaştı:
- Biz Galatasaray’da bir devrim gerçekleştiriyoruz. Dünya futbolunda başarısı kanıtlanmış örnek bir modeli Luis Campos ile hayata geçiriyoruz. Hedefimiz Türkiye’nin ilk borçsuz, üst üste kar eden ve artık hiç zarar etmeyen kulübü olmak.
- Campos’u ikna etmek kolay değildi. Bizden çok daha büyük meblağlar öneren kulüpleri seçmedi. Real Madrid kulübü ile iyi ilişkileri biliniyor. Kendi futbol network'ü de çok iyi. Ona Galatasaray’ın tam olarak ne olduğunu iyi anlattık. Türkiye’nin kuruluşunda söz sahibi olan insanların Galatasaray’dan çıktığını bugün de üniversitesi olan bir camia olduğunu aktardık. Sağ olsun o da bizi seçti ve kolları sıvadı.
- Sportif direktörümüz Campos doğrudan başkanımız Burak Elmas’a bağlı olarak çalışıyor. Her maçımıza geliyor. Maliyeti düşük oyuncular bulup iyi fiyata Avrupa’ya satılabilir hale getirmek onun işi.
- Campos öyle bir futbol adamı ki, geçtiğimiz 10 yılda tek başına genç oyunculardan 2 milyar eurodan fazla ciro üreten bir futbol eksperi.
- Mesela Fransa’da PSG gibi bir dev bütçenin olduğu bir ligde Monaco ve Lille’e şampiyonluk kazandırdı. Kasaba takımı Lille’de kurduğu 55 milyon euro’luk takımı 300 milyon euroya sattı. Geçen yıl da şampiyonluk yaşadı. Monaco’da da 80-90 milyon euroluk bir takım kurdu, onu da 400 milyon euro’ya sattı. Biz de umuyoruz ki kendisiyle birlikte çalışmayla en doğru adımı attık ve onunla başarıyı yakalayacağız.