Filistin teknik direktörü İhab Ebu Cezzar, “Biz bir milli takımdan daha fazlasıyız. Hem acı hem umut dolu bir hikayeyi temsil ediyoruz” diyor. Babası İsrail-Gazze savaşında öldürülen, kardeşleri şu an Han Yunus Kampı’ndaki çadırlarda yaşayan Ebu Cezzar geçen cumartesi saat 20:26’da çıkış tünelinden gelip Bilbao’daki San Mamés Stadyumu’nun yedek kulübesine oturdu. Siyah giyinmiş, omzunun üzerine bir kefiye atmıştı. “Dünyanın dört bir yanındaki Filistinliler için oynayan mülteci takımını” izlerken tribünlerdeki 51 bin 396 kişinin kırmızı formalı 11 adam için yaptığı tezahüratlar kulağına geliyordu.
Filistin’in Avrupa’daki ilk maçından birkaç gün önceki açıklamasında “Kazanmak için değil var olmak için oynuyoruz” demişti. Bilbao’daki maç hayal ettiğinden bile büyük bir olaya dönüştü. Bask Milli Takımı’nı yenemediler. Dördüncü dakikada geriye düştükleri maç 3-0 bitti. Ama mücadele ettiler. Gerçi bu da önemli değildi. Filistinli forvet Zeyd Kunbar 12. dakikada Bask kalesine doğru ilerlerken bütün stadyum arkasındaydı. Tribünler maç boyu konuk takım lehine alkış ve tezahüratlarla coştu.
“İkinci evimiz değil gerçek evimiz gibi”
Ebu Cezzar “Kendimizi evimizde hissettik. İkinci evimiz gibi değil gerçekten evimizde hissettik. Maç başından itibaren gösterdikleri bu yaklaşım bizi çok etkiledi” diyordu. Son düdüğün ardından iki takım da kuzey tribününün önüne geldi. Tribünde fişekler yanıyor, Bask ve Filistin bayrakları bir arada dalgalanıyordu. 50 futbolcu omuz omuza vermiş, 50 bin taraftar “Katedral” olarak adlandırdıkları statta birlikte şarkılar söylüyordu. Bir tarafta FIFA tarafından tanınmayan ve son on yılda sadece beş maç oynamış Bask Milli Takımı, diğer yanda 1998 yılına kadar FIFA tarafından tanınmayan ve 2019’dan beri kendi evinde oynamamış Filistin vardı.
Filistinli oyuncuların sadece biri daha önce bu stada gelmişti. Yaser Hamed 4 km uzaklıktaki Barakaldo’da doğmuş ve Nervión nehrinin karşı kıyısındaki Leioa’da büyümüştü. 10 yaşında girdiği Athletic Bilbao altyapısında altı yıl forma giymişti.
Hamed 2019’da İspanya dördüncü lig ekiplerinden Portugalete’de oynarken Filistin Futbol Federasyonu’ndan davet aldı. O günlerde 22 yaşında olan oyuncu ilk maçında Yemen’e karşı 1-0 biten mücadelenin tek golünü kaydetti. Filistin’in 26 kişilik kadrosundaki tüm oyuncular gibi o da kariyerini yurt dışında sürdürüyor. Cumartesi gecesi oynanan maçın Bilbao’ya gelmesinde de etkiliydi. “Bu sadece bir maç değil. Umarım bu maç sesimizi duyurmamıza imkan verir ve dünya neler olduğunu görür” diyordu.
Athletic Bilbao ekim ayındaki Mallorca maçından önce de savaş kurbanlarına saygısını sunmak için sahaya Bask bölgesinde yaşayan 11 Filistinli mülteciyle birlikte çıkmıştı. Ancak La Liga yönetimi o görüntüleri yayınlamayarak stadyum dışını göstermeyi tercih etmişti. Bu kez 20 ile 30 euro fiyatlı biletlerin tamamı tükendi. Hasılat Filistin’de Sınır Tanımayan Doktorlar tarafından yürütülen yardım faaliyetlerine aktarıldı. Mücadele Bask televizyonundan canlı yayınlandı. Maçtan önce Bilbao sokaklarında düzenlenen iki dayanışma yürüyüşüne katılan 20 bin kişi arasında Athletic, Real Sociedad, Alavés ve Osasuna taraftar grupları da vardı.
Guardiola: Dünya Filistin’i terk etti, bir şey yapmadık
Filistin Milli Takımı geçen salı da Barcelona Olimpiyat Stadyumu’nda Katalanya Milli Takımı’nın karşısına çıktı. Ev sahibinin 2-1 kazandığı maçın gelirleri Gazze’deki insani yardım ve yeniden inşa çalışmalarına aktarıldı. Katalanya takımı her yıl birkaç dostluk maçı oynuyor. Son maçı izleyenler arasında Barça hocası Hansi Flick de vardı. Katalan seyirciler Filistin’i desteklemek için bayraklar salladı, rakip takımı her atağında alkışladı. Eski Barcelona efsanesi, bugünün Manchester City Teknik Direktörü Pep Guardiola, maç öncesinde “Bu maçla Filistinliler, dünyanın bir kısmının onları düşündüğünü görecek. Dünya Filistin’i terk etti. Biz hiçbir şey yapmadık. Onlar orada doğdukları için suçlanamazlar. Hepimiz bütün bir halkın yok edilmesine izin verdik” dedi.