30 Nisan 2024, Salı Gazete Oksijen
Haber Giriş: 14.12.2023 15:09 | Son Güncelleme: 15.12.2023 16:19

Spor Hukuku Enstitüsü Başkanı Av. Hüseyin Alpay Köse: Kanun iyi, cezai yaptırımlar yetersiz

Halil Umut Meler'e saldırının yankıları devam ediyor.  Yaşanan olayın, kulüpleri iflasa bile sürükleyebileceğini söyleyen Spor Hukuku Enstitüsü Başkanı Köse’ye göre, sporda şiddeti önlemek için daha ağır yaptırımlar şart, cezalardan elde edilen gelirler ise fair-play’i teşvik için kullanılmalı
Spor Hukuku Enstitüsü Başkanı Av. Hüseyin Alpay Köse:  Kanun iyi, cezai yaptırımlar yetersiz

Trendyol Süper Lig'in 15. haftasında MKE Ankaragücü, sahasında Çaykur Rizespor'u konuk etti. 11 Aralık akşamı oynanan maç sonrasında Ankaragücü Başkanı Faruk Koca, maçın hakemi Halil Umut Meler’e yumruk attı. Koca’nın saldırısı üzerine yere düşen Meler, Koca ve yanındaki bir grup insan tarafından tekmelenirken, yaşanan saldırı kamuoyunda büyük yankı uyandırdı. Bununla birlikte, hakemler ortak açıklama ile maçlara çıkmayacağını duyurdu. Türkiye Futbol Federasyonu ise tüm liglerdeki maçları süresiz olarak erteledi. Diğer taraftan, kulüp başkanı Koca’nın alacağı ceza da tartışılmaya başlandı. Spor Hukuku Enstitüsü Başkanı Av. Hüseyin Alpay Köse, hem kulübü ve kulüp başkanı Koca’yı bekleyen hukuki süreci, hem de sporda, özellikle de futbolda şiddetin önlenmesi konusunda mevzuattaki eksiklikleri ve yapılması gerekenleri anlattı.

Kasten yaralama, hakaret, tehdit

Öncelikle Çaykur Rizespor - MKE Ankaragücü karşılaşmasında yaşanan olayın iki boyutu olduğunu söyleyelim: Bir, ceza hukuku; iki, spor hukuku boyutu. Köse, Faruk Koca'nın eyleminin Türk Ceza Kanunu kapsamında kasten yaralama suçu olduğunu söylüyor. Ancak Köse’ye göre burada önemli olan husus şu: Hakemlerin maç yönettikleri esnada kendilerine karşı yapılan fiiller, kanun gereği kamu görevlilerine karşı yapılmış sayılıyor. Bu da cezanın yarı oranında artırılmasını gerektiriyor.

Köse, hesaplamayı da şöyle yapıyor: “Normalde kasten yaralamanın cezası 1 ila 3 yıl arası iken, bu olayda 1.5 ila 4.5 yıl arası ceza talep edilecek. Ayrıca hakaretten ve tehditten dolayı da ceza istenecek. Koca’nın, bu eylemler için de 2 yıla kadar hapsi talep edilebilir.”

‘Adam öldürmeye teşebbüs’ten de yargılanabilir

Hakem Halil Umut Meler’e, Koca ve yanındakiler tarafından kafasına tekme atılmak suretiyle de saldırıda bulunulduğunu hatırlatan Köse, bu eylemin ise ‘adam öldürmeye teşebbüs’ suçu teşkil edebileceğini belirtiyor. “Savcılar adam öldürmeye teşebbüsten yargılama yapılmasını bile talep edebilir. Çünkü kafaya atılan o tekme, hakem yüzünü korumasa çok daha vahim sonuçlara yol açabilirdi. Adam öldürmeye teşebbüs olup olmadığı konusunu ise bilirkişiler belirleyecek.”

Faruk Koca’nın başkanlığı askıda

Gelelim, olayın ikinci boyutuna yani spor hukuku tarafına. Köse’ye göre, burada Ankaragücü’nü ve başkan Koca’yı bekleyenler şöyle: 1. 6222 sayılı Kanun’dan dolayı saldırıda bulunan kişiler hakkında ‘seyirden men’ tedbiri otomatikman devreye girer. Dolayısıyla şu an bu kişilerin başkanlığı, yöneticiliği askıya alınmış durumda. Ceza yargılaması sonunda mahkum olurlarsa yöneticilikleri düşecek.

Futbol hayatı sonlanabilir

2. Futbol Disiplin Kurulu bir yargılama yapacak. Burada saldırı, sportmenliğe aykırı hareket ve hakaret gibi birden fazla fiil var. Bunlar üst üste koyulduğunda hak mahrumiyeti cezası 3 yılı geçerse, bu, süresiz hak mahrumiyeti anlamına geliyor. Köse, “Ben Futbol Disiplin Kurulu'nun, Faruk Koca ve yöneticilerle ilgili süresiz hak mahrumiyeti vereceğini düşünüyorum. Dolayısıyla bu kişilerin futbol hayatları sonlandırılabilir” yorumunu yapıyor.

Kulüp de ceza alacak

3. Futbol Disiplin Talimatı’na göre, yöneticilerin yapmış olduğu eylemlerden kulüp sorumlu. Bu nedenle Ankaragücü Kulübü’ne de ceza çıkacak. Para cezası veya en fazla bir saha kapatma cezası gibi bir ceza çıkacağını söyleyen Köse, “Öyle küme düşme, puan silme gibi bir ceza çıkması ise mümkün değil” diyor.

Peki, saha görevlilerinin hukuki sorumluluğundan söz etmek mümkün mü? Sahadaki görevlilerin sahanın güvenliğini sağlamaktan sorumlu olduğunu söyleyen Köse, “Hukuki anlamda şahsi olarak bir sorumlulukları yok. Ancak bir eylemin içinde olurlarsa hukuki sorumlulukları olur” diyor.

Mevzuat yeterli mi?

Diğer taraftan, bir spor kulübü başkanı ile yanında bulunan kişilerin saha içine girerek müsabaka hakemine saldırmaları, sporda şiddetin önlenmesiyle ilgili yasal düzenlemelerin yeterli olup olmadığı tartışmasını da beraberinde getirdi. Mevzuatta, sporda şiddet ve düzensizliğin önlenmesi amacıyla 2011 yılında çıkarılan 6222 sayılı Kanun mevcut.

“Kanun iyi, cezai yaptırımlar yetersiz”

Köse, 6222 sayılı Kanun’u “İçerdiği hükümler iyi ancak cezai yaptırımlar noktasında biraz yetersiz kaldığı söylenebilir” şeklinde yorumlarken, özellikle kulüp yöneticilerinin şiddete yönelik açıklamaları konusunda kanunun etkisiz kaldığını söylüyor. “Türkiye’de futbolda şiddetin en büyük sebebi, yöneticiler. Bu kişiler yapmış oldukları açıklamalarla veya fiilleriyle, hem taraftarı hem futbolcuları şiddete yönlendiriyor.”

“1 holigan, 500 kişiyi şiddete yönlendirebilir”

Köse şiddete yönelik açıklamalar yapan kulüp yöneticilerinin, spor yorumcularının, kısaca sporla ilgili tüm kişilerin kesinlikle futboldan uzaklaştırılması gerektiğinin altını çiziyor. Ayrıca taraftarlardan da, şiddete yönelik eylemleri olan kişilerin etkin şekilde tespit edilerek uzaklaştırılması gerektiğini ekliyor. “Unutulmamalı ki 1 tane holigan, futbolun kitle yapısı gereği, 500 kişiyi şiddete yönlendirebiliyor.”

“Bu olay milat kabul edilmeli”

Köse’ye göre, sporda, özellikle de futbolda şiddet sarmalının değiştirilmesi için yapılması gereken en önemli şey, siyasi isimler ve Türkiye Futbol Federasyonu'nun (TFF) bu yönde bir irade ortaya koyması. “Maçların ertelenmiş olması, doğru bir tavır. Ancak arkası getirilmezse çok da anlamı olmayacak. Siyasi iradenin de kamuoyunun da vermiş olduğu tepkiden dolayı gerekli adımların atılması için güzel bir iklim oluştuğunu düşünüyorum. Umarım bunu bir milat kabul ederek bu iklimi kullanırlar. Üstünü örterlerse ileride bu tür olaylar kesinlikle artacaktır. Çünkü bu tür fiilleri yapıp da başlarına bir iş gelmediğini anlayanlar, bunları çok daha rahat yaparlar.”

Peki, atılması gereken somut adımlar neler?

1. Kanun maddeleri daha caydırıcı olmalı. Eskiden hapis cezaları içeren maddeler olduğunu söyleyen Köse “Şu an bütün cezalar para cezası mertebesine indirilmiş durumda. O da ertelemeye giriyor. Yöneticiler veya taraftarlar için çok da caydırıcı olmuyor” diyor. Köse’ye göre, bu tür eylemlerin karşılıksız kalmayacağının ve ağır yaptırımları olacağının net olarak gösterilmesi için öncelikle 6222 sayılı yasada gerekli güncellemeler yapılmalı.

2. Kanunun daha efektif kullanılması sağlanmalı. Köse, kanunun ilk çıktığı yıllarda, adliyede sadece bu işle görevli savcılar bulunduğunu; şimdi ise başka görevlerdeki savcılara ek iş olarak bu dosyaların verildiğini söylüyor. “Bu durum değiştirilerek, yine sadece bu işe bakan özel savcılar tahsis edilmeli. Böylece bu savcılar da yalnızca sporda şiddetle ilgili şüphelilerin takibatını yapabilmeli.”

3. Futbol Disiplin Talimatı güncellenerek yöneticilerin bu tür eylemleri ve açıklamalarının çok daha ağır cezalandırılması lazım.

4. Yöneticilere verilecek para cezaları kulüpten değil, direkt yöneticiden tahsil edilmeli. Mevzuata göre yöneticilere verilen para cezalarının kulüplerden tahsil edildiğini söyleyen Köse, “Mesela şimdi Faruk Koca'ya verilecek para cezası Ankaragücü'nden tahsil edilecek. Bu doğru bir uygulama değil. Bu uygulama değiştirilirse şiddete yönelik açıklama ve eylemlerin yüzde 90-95 oranında azaldığını göreceğiz. Çünkü yaptıkları açıklamalar, yöneticilerin umurunda olmuyor. 1 milyon TL ceza verilse bile ‘Nasılsa kulüpten alınıyor’ diye düşünüyorlar. Çünkü o para ceplerinden çıkmıyor” diyor.

5. Verilen cezalardan elde edilecek paralarla bir fon oluşturulmalı. Bu fon da sporda şiddetin önlenmesi ve fair-play konularında örnek olan kulüplere dağıtılmalı. Cezalardan elde edilen gelirin TFF’ye gelir olarak kaydedilmek yerine, böyle bir fona aktarılması gerektiğini söyleyen Köse, “Bunun dünyada da örnekleri var. Böylece şiddet uygulayanlar cezalandırılıp, şiddetsizlik de teşvik edilmiş olur” diyor.

6. TFF genel kurul yapısı revize edilmeli. “TFF, genel kurul yapısı gereği kulüplerin oylarına muhtaç durumda, Süper Lig kulüpleri genel kurulda çok etkili. Bu da federasyonu biraz kısıtlıyor. Bunun da değiştirilip modern bir şekilde revize edilmesi gerekiyor.”

“Süper Lig ve yönetici düzeyinde bir ilk”

Köse, yaşanan olayın Türk futboluna verdiği zararın ise tam olarak anlaşılmadığı görüşünde. “Türkiye’de sporun genelinde şiddet var ama futbolda futbolda bu, çok daha yoğun. Öte yandan şimdiye kadar bir yönetici tarafından gerçekleştirilen ve Süper Lig düzeyinde bir şiddet olayı ilk defa yaşandı. Hem alt lig hem amatör ligde bile bir hakemin böyle şiddete uğraması görülmüş bir şey değil. Bu şiddet olayı Türk futbolunun marka imajını inanılmaz zedelemiş durumda. Şu an ülke futbolumuz şiddetle anılıyor.”

“Kulüplerin iflas etmesine kadar gidebilir”

Köse, yaşanan hadisenin dolaylı yollardan TFF’ye ve kulüplere, özellikle de Anadolu kulüplerine zarar vereceğini söylüyor. Öyle ki, Köse’ye göre, bu olay Türk futbolunun belli kulüplerinin iflas etmesine yol açacak bir süreci başlatmış bile olabilir.

“İhale bedelleri düşecek”

Köse, ilk olarak yaşanan olayın devam eden yayın ihalesi sürecini etkileceğini söylüyor. “Şu an TFF, bir yayın ihalesi gerçekleştirmeye çalışıyor. Ancak bu olay federasyonun çok ciddi şekilde aleyhine oldu. Yapılacak yayın ihalesinde yayıncı kuruluşların verecekleri bedeller otomatik olarak düştü. Daha doğrusu düşecek… Belki de çoğu kuruluş ihaleye girmek bile istemeyecek.”

“Anadolu kulüpleri maddi zarar görecek”

Köse, yayın gelirlerinin düşmesinin ise kulüpleri olumsuz etkileyeceğini “Anadolu kulüplerinin -belli başlı kulüpleri ayırırsak- gelirlerinin yüzde 90’ı, hatta bazılarının yüzde 100’ü sadece yayın gelirinden kaynaklanıyor. Bu kulüpler başka gelir elde edemiyor. Dolayısıyla yayın gelirlerinin düşmesi demek, maddi durumları halihazırda kötü olan bu kulüplerin çok ciddi zarar görmesi demek” sözleriyle anlatıyor.

“Yabancı oyuncu gelmeyebilir”

Bunun yanında, yaşanan saldırının, önümüzdeki günlerde gerçekleşecek ara transfer dönemini de etkileyeceğini belirtiyor Köse. “Türkiye'ye gelecek yabancı futbolcular, yapılan teklifleri değerlendirirken bu konuyu da değerlendirecekler. Şiddetin olduğu bir lige gelmek istemeyecekler. Çünkü hakemin bile dövüldüğü yerde kulüp oyuncularının ne hale geleceğini düşünecekler tabii. Ve muadili liglere yönelecekler.”