Muğla Bodrum’da ‘Kazanmaya Yelken Aç’ temasıyla, bu yıl 36’ncısı düzenlenen The Bodrum Cup yelken yarışlarında ödüllerin sahipleri belli oldu. 21-26 Ekim’de Bodrum ve Milas’ın koylarında gerçekleştirilen yarışlarda 100’e yakın tekne yarıştı. Bu yıl 23 yeni tekne ilk kez yarışırken 36 yılda 907 farklı yat The Bodrum Cup’a kayıt yaptırdı.
İlk kez Bodrum’un en hızlısı olmak için yarışıldı
Maximiles Black 36. The Bodrum Cup’ta ilk yarış günü, The Bodrum Cup’ın kurucularından Arif Yılmaz ve hayatlarını kaybeden tüm denizciler anısına denize çelenk atılmasıyla başladı. Bodrum Belediye Başkanı Tamer Mandalinci’nin anonsuyla başlayan Bodrum-Karaada etabında Bodrum açıklarından start alacak tekneler, bu yıl ilk kez Karaada’nın etrafını en hızlı şekilde dönerek ilk bitiren ekip olmak için 12 millik bir rotada yarıştı. Yarışın ikinci günü Bodrum-Bodrum, üçüncü günü Bodrum-Çökertme, dördüncü günü Çökertme-Kissebükü, final günü ise Kissebükü-Bodrum etabı tamamlandı. 36. Maximiles Black The Bodrum Cup’ın şampiyonları aşağıdaki ekipler oldu:
- Maximiles Black The Bodrum Cup - Gara Poşet
- Maximiles Black The Bodrum Cup Challenge Kupası - Daima
- Anadolu Sigorta The Bodrum Cup 36. Yıl Özel Kupası - Sallyna
- Opet Cruiser Kupası - Anadolu Hayat Emeklilik Pupa
- Maximiles Black The Bodrum Cup Bodrum’un En Hızlısı (12 mil) - Sallyna
Ahşap yelkenli yarışından The Bodrum Cup markasına
The Bodrum Cup, bundan tam 36 yıl önce, 1989 yılında Bodrum ve civarındaki zenginlikleri öne çıkarmak ve ahşap yat yapımı sanatına dair farkındalık kazandırmak amacıyla Erman Aras tarafından bir yat yarışı olarak hayata geçiriliyor. Sekiz yıl önce ise Aras, başkanlığı Süleyman Uysal’a devrediyor (Erman Aras da The Bodrum Cup Onursal Başkanı olarak çalışmaya devam ediyor).
Bayrağın Uysal’a devredilmesiyle ‘ahşap yelkenli yarışı’ olarak bilinen organizasyon da başka bir noktaya evriliyor. O yıllarda sac yatlar gibi farklı yat stillerinin yapıldığını gören Uysal, dünyadaki tüm misafirleri ağırlayabilecek bir organizasyon düzenlemek amacıyla ‘The Bodrum Cup’ markasının tek isim haline gelmesi için çalışıyor ve organizasyonun arkasındaki ‘uluslararası ahşap yelken yarışları ve deniz festivali’ unvanı ‘The Bodrum Cup’ markası haline dönüşüyor.
The Bodrum Cup yurtdışına pazarlanacak
Uysal, bu dönüşümle birlikte The Bodrum Cup’ın, sadece bir yelken yarışı olmaktan çıktığını söylüyor. Organizasyonun artık Türkiye’yi tanıtım görevinin de olduğunu belirten Uysal, “Uluslararası Bodrum Cup’ı daha da uluslararası yapmak istiyoruz” diyor. Daha da uluslararası yapmaktan kastının ne olduğunu ise şöyle anlatıyor: “Şu an bir sarı yaz yaşanıyor Bodrum’da, hava muhteşem. Dolayısıyla bu ekim ayı neden bir temmuz ağustos gibi yüksek sezon olmasın? Sezonu uzatmak için The Bodrum Cup’ın yanına Mavi Yolculuk deneyimini de katıp, üstüne de bir uluslararası müzik festivalini koyup, sanat ve kültür etkinlikleriyle bunu inanılmaz bir festival haline getirdiğimizde, Avrupa’dan birçok insanın Mavi Yolculuk markasına destek olacağını düşünüyoruz. Ana hedefimiz bunu tek bir turizm ürünü haline getirip dış piyasaya açmak.”
Hem esnafa katkı sağlanacak hem de Türkiye tanıtılacak
Uysal, kültür sanat etkinlikleriyle harmanlayacakları bir The Bodrum Cup’ı yurtdışına pazarlamanın sağlayacağı faydaları “İnsanların Avrupa’dan böyle bir festival için gelmesini sağlarsak Mavi Yolculuk yatlarımızın kiralanması bizim için en önemli destek olacak. Böyle bir organizasyon direkt Bodrum esnafına ekonomik anlamda katkı sağlarken endirekt etkisi de Türkiye’yi tanıtmak olacak” sözleriyle anlatıyor.
Gelirler sosyal sorumluluğa gidiyor
Diğer taraftan The Bodrum Cup’ın diğer bir fonksiyonu da sosyal sorumluluk projeleri. Topluma ve doğaya katkı sunmak, değer yaratmak organizasyonun her yeni sezonunun ana misyonu. ‘Not for profit’ yani ‘kar amacı gütmeyen’ bir organizasyondan söz ediyoruz ancak etkinliklerden gelir elde edilmiyor değil. Elde edilen gelirler The Bodrum Cup’ın anlaşmalı olduğu dört kuruluşa aktarılıyor ve bu dört kuruluşla ortak projeler üretiliyor.
Engelli öğrencilerin boyadıkları bayraklar asılıyor
Uysa, bu dört paydaşlarından en önemlisinin Bodrum Engelliler Sağlık Vakfı olduğunun altını çiziyor. “Biz istedik ki bir sosyal sorumluluk projesi yapacaksak bunun herkesi kapsayan ve devamlılığı olacak bir iş olması lazım. Bodrum Cup başlamadan bir hafta önce bir bayrak boyama etkinliği yapıyoruz. Vakıf öğrencileriyle birlikte komite üyelerimiz yarış bayraklarını boyuyorlar. Yarış zamanı geldiğinde bu bayrakları katılımcılara hediye ediyoruz. Aslında asmak zorunda değiller ama herkes asıyor. Sonra da ilk günün sabahı yani salı sabahı çocuklarımızı bir tekneye alıyoruz ve boyadıkları bayrakları gösteriyoruz. Akabinde tüm etkinliklerimizde de yer veriyoruz onlara, örneğin ödül töreni ve konserlere de geliyorlar.”
Deniz hukuku veya denizcilik öğrencileri desteklenecek
Gelirlerin bir kısmı da Türk Eğitim Vakfı’nda (TEV) oluşturdukları bir fona gidiyor. Bu fon, The Bodrum Cup’ın kurucularından Prof. Dr. Galip Beygü İsen adına oluşturulmuş. Uysal, iletişim profesörü İsen’in “Nicelikli eğitim bir işe yaramaz, nitelikli eğitime koşmamız lazım” mottosundan yola çıkarak oluşturdukları projeyi şöyle anlatıyor: “Türk Eğitim Vakfı’yla bir anlaşma yaparak bir kumbara fonu açtık. Hedefimiz İngiltere’de deniz hukuku veya denizcilikle ilgili bir meslek dalında master yapacak öğrencilere sponsor olmak. Bu sene muhtemelen bu kumbarayı kıracağız ve master programına öğrenci seçimi yapacağız.”
Avrupa ikinciliği geldi
Organizasyonun destek olduğu diğer kuruluşlar ise Bodrum Deniz Kurtarma Derneği ile Era Bodrum Yelken Kulübü. Uysal, bu yıl The Bodrum Cup’ın sponsor olduğu Era Bodrum Yelken Kulübü milli sporcularından bir Avrupa ikinciliği geldiğini, aynı zamanda bir bağışçı sayesinde de yelken kulübüne bir bot alındığını söylüyor.
Yangından etkilenen bölgelere gidiliyor
Bunun dışında The Bodrum Cup, 2021’deki büyük orman yangınlarından sonra yangından etkilenen bölgelere öncelik verdikleri bir rota da oluşturdu. Hatta o yıl Kerem Görsev Çökertme’de yanan ormanın ortasında bir konser verdi. Bu rotanın her yıl tekrarlandığını söyleyen Uysal, “Böylece oradaki esnafa ve yerel üreticilere destek olunuyor. Çökertme rotasında artık hem oradaki üreticiler hem çalışan kadınlar stantlar açıyor, restoranlar iş yapıyor” diyor.