Elif Ergu Demiral
Türkiye’de TV dizilerinde kadınlar genelde belli kalıplara sıkıştırılıyor. Yalı dizilerinde ve zengin aile-fakir aile hikayelerinde yatağa makyajlı giren, her daim topuklu ayakkabılarla gezen, tüm rekabetleri bir erkeği elde etmek üzerine kurulu, birbirinin arkasından oyun çeviren, erkek sözünün baskın olduğu, bir erkeği elde etmek için her türlü oyunun çevrildiği karakterler ya da mağdur, hayatı hep mutsuz, itilmiş, kendi olamamış kadın karakterler yaratılıyor. Ama istisnalar da var.
Bunlardan biri Yargı dizisi. Geçen yıl genç bir kadın cinayetiyle başlayan dizinin bu yıl ikinci sezonu ekranlarda. Aslında dizide bir kadın cinayeti üzerinden birçok kadının cinayeti anlatıldı! Hatta ilk başladığında “Münevver Karabulut hikayesine benziyor” yorumları da yapılmıştı. Dizinin uyarlama olup olmadığı da yazılıp çizildi. Ve dizi her bölümde düğümlerin dozunu koruyarak izleyicisini buldu.
Adalet ve hukukun üstünlüğü her bölümde hissettirildi. Ve dizide bir aşk hikayesi de yaratıldı. Birbirine benzemez savcı ve kalıplara sığmayan avukatın aşkı da izleyiciyi sardı. Ay Yapım’a ait dizinin yönetmeni Ali Bilgin, senaryoda da Sema Ergenekon’un imzası var.