Afife Selen Selçuk
Feminist erkekler her zaman vardı. Örneğin harekete “féminisme” ismini veren, ta 1808’de kadın haklarının genişletilmesini toplumsal ilerlemenin ana prensibi olarak gören Fransız düşünür Charles Fourier, adından anlaşılacağı üzere bir erkekti. Ancak kadın ve erkeğin her alanda eşit haklara sahip olması amacıyla başlayan feminizm hareketi, 150 yıl sonra ardı ardına iki dünya savaşı sonunda erkek nüfusunun azalması sebebiyle kadınların iş hayatına atılması ve maddi özgürlüklerini kazanmasıyla başlayabildi. Sonrası malum. Kadın erkek eşitliğinden hazzetmeyen güç odakları tarafından feminizmin içi boşaltıldı, kavram, erkek düşmanlığı olarak kalıplaştı.
Sonra 2016’da genç, yakışıklı ve ziyadesiyle popüler bir politik lider, tüm çağdaşlarını şaşırtan bir açıklama yaptı, Kanada Başbakanı Justin Trudeau, cinsiyet eşitsizliğine vurgu yapmak için kurduğu “Ben bir feministim” cümlesiyle tarihe geçti. O günden sonra ünlü erkeklerle yapılan röportajların sabit sorusu haline gelen “Feminist misiniz?”, zaman zaman gerginlik, diğer zamanlar neşeli kahkahalar eşliğinde ele alındı. Kadınların toplumdaki konumunu güçlendirmek adına kendisini açıkça feminist olarak tanımlayan kırmızı halı yakışıklıları arasından seçtiğimiz bu altı kişinin her biri doğuştan akla, gönüle, göze hitap etme ustası olmanın yanında dünyanın geleceği için de birer umut.
