28 Kasım 2024, Perşembe Gazete Oksijen
Haber Giriş: 31.05.2024 04:36 | Son Güncelleme: 03.06.2024 14:09

Marmara denizi iyileşecek mi?

2021’de Marmara denizindeki müsilaj felaketi dikkatleri denizlere çevirdi. Çözüm olarak pek çok faktöre ek, deniz çayırlarının önemi ortaya çıktı. Peki, Marmara iyileşecek mi? Türk Deniz Araştırmaları Vakfı Başkanı Prof. Dr. Bayram Öztürk ile güncel tabloyu konuştuk
Müsilajla (deniz salyası) mücadelede en etkili yöntemlerden biri, denizdeki oksijen miktarını arttıran deniz çayırlarını korumak ve arttırmak.
Müsilajla (deniz salyası) mücadelede en etkili yöntemlerden biri, denizdeki oksijen miktarını arttıran deniz çayırlarını korumak ve arttırmak.

Özge Zeki / [email protected]

Türk Deniz Araştırmaları Vakfı (TÜDAV) Başkanı Prof. Dr. Bayram Öztürk, akademisyenlerin, doğa korumacıların, deniz koruma uzmanlarının ikna edemediği kitleleri, müsilajın (deniz salyası) üç hafta içinde ikna ettiğini söylüyor ve “Bir musibet bin nasihatten iyidir” sözleriyle özetliyor bu felaketi.

Prof. Dr. Bayram Öztürk

 

Denizlerdeki oksijeni arttırmamız şart, bunun da yolu deniz çayırlarına hak ettiği önemi vermekten geçiyor. Deniz çayırlarının olması o denizde tüm canlılar için temiz ve sağlıklı bir yaşamın olduğu anlamına geliyor. Deniz çayırlarının dünya genelinde 60 türü bulunuyor. Türkiye’de ise 4 tür deniz çayırı yaşıyor. Bunlar arasında Posidonia oceanica Akdeniz’e endemik, Ege Denizi ve nadiren de Marmara Denizi’nde yaşıyor. 1 metrekare alanı kaplayan Posidonia deniz çayırları günde 16 litre oksijen üretiyor; 1 hektarı ise yılda 1024 ton karbon tutuyor. TÜDAV Başkanı Prof. Dr. Bayram Öztürk’le konuştuk.

Marmara Denizi’nde yıllar içinde neler oldu?

Marmara Denizi pırıl pırıldı, 80’li yılların başıydı, ölçüm yaparken yukarıdan baktığımız zaman denizin 15 metre altını görüyorduk. Şimdi mümkün değil, 3-4 metre ancak! 70’li yıllardan sonra Marmara Denizi’nde büyük bir çöküş yaşadık. 2020-2021 yılında ise bu, en üst seviyeye ulaştı. Bu müsilaj demektir.

Neleri ihmal ettik?

Çevre Yasası’nda ‘kirleten öder’ diye bir yasa var. Bu kirlenmenin ödenmesi lazım. Kirletenler biziz, ‘Biz bunun için ne yapıyoruz, vergi veriyor muyuz?’, veriyoruz. Belediyelere vergi veriyoruz. Marmara Denizi’nde İzmit, İstanbul, Bursa, Çanakkale, Tekirdağ, Balıkesir gibi büyük şehirler var. Demek ki bu şehirlerin arıtmayla ilgili doğa koruması adına aldığı vergiler yeterince yerlerine ulaşmıyor. Dolayısıyla Marmara Denizi’nin kritik sorunu devam ediyor. Bu iç denizin korunması gerek. Vakfımızın 20 yıldır çabaları var.

‘Denizlerin Geleceği: Deniz Çayırları’ projesine başladık

Marmara’daki kirliliğin çözümü nedir?

Marmara Denizi’nde oksijen açığı var. Çözünmüş oksijen, kirleticiler nedeniyle düşük, oksijen parçalanıyor ve gidiyor. Oksijen üretecek canlı gruplarının başında gözle görülmeyen fitoplanktonlar var, bunlar oksijen fabrikalarımız. İkinci grup da deniz çayırlarımız. Marmara Denizi’ndeki Posidonia deniz çayırları günde metrekarede 16 litre oksijen üretiyor. Bunlar bedava oksijen üreten fabrikalarımız ve korunması gerekiyor. Deniz çayırlarını Ege ve Akdeniz’de sahillerde mutlaka görmüşsünüzdür, “erişte” diye bilinir. Fakat Marmara Denizi’nde çok az. Son bakiye olan deniz çayırları var. Bunların yerleri Paşalimanı Adası, Narlı, Erdek Körfezi. Bu bölgenin birinci derecede korunması gerekiyor. En önemlisi, deniz çayırları diğer canlıların yani balıkların, omurgasızların, yengeçlerin, karideslerin üreme ve beslenme alanları. Biz de bunları korumak için bir farkındalık kampanyası yapalım dedik. TÜDAV olarak geçen yıl İş Bankası’yla ‘Denizlerin Geleceği: Deniz Çayırları’ projesine başladık. Marmara Denizi'nin akciğeri niteliğindeki son deniz çayırları alanlarının haritalandırılarak temizlenip korunmasını hedefledik.

Proje için neler yapıldı?

2023 yılı temmuz, ağustos ve eylül aylarında Erdek’te, Narlı köyü ve Paşalimanı Adası’nda arazi çalışmaları sırasında tüplü ve tüpsüz dalışların yanı sıra manta çekme yöntemi, uzaktan görüntüleme ve uydu teknolojisi teknikleri kullanılarak ölçümler yapıldı. Marmara Denizi’nde iki yeni deniz çayırları alanı bulundu. 2 bin 264 hektar olarak ölçülen 2 yeni alan ile bu alandaki deniz çayırı yatağı sayısı 280 oldu ve bunu yayınladık. Posidonia’nın içindeki çöplerin toplanması gerekecek ki onu yapacağız yakında. İkinci aşamada, gelecek kuşaklara Posidonia çayırlarının korunmasıyla ilgili eğitimi çok değerli buluyoruz. İlköğretim okullarında bunun önemini anlatarak başladık. Bir de ‘ghost fishing’ denilen hayalet balıkçı ağları var, bunları toparlıyoruz, deyim yerindeyse Posidonia çayırlarına yer açıyoruz. Balıkçılarla, balıkçı kooperatifleriyle bilgilendirme toplantıları yapıyoruz. Burası, Marmara’nın en bakir kalmış bölgelerinden biri. Posidonia çayırlarının olduğu yerler oksijen üretiminin yüksek olduğu yerler, dolayısıyla hassas korunması gereken bölgeler. Zaten müsilajdan sonra Marmara Denizi özel çevre koruma bölgesi ilan edildi. Öte yandan bir bölgede deniz çayırının yaşaması o ekosistemin sağlıklı olduğunu da gösteriyor. Dolayısıyla “Marmara Denizi toptan yıkıldı, yandı, bitti” diyemeyiz ama bu denizin çok geniş bir restorasyon projesine ihtiyacı var. Gidenlerin geri getirilmesi, tehdit ve tehlike altında olan türlerin korunması şart.

Bu konuda derneğin başka projeleri de olacak, yakında açıklayacağız. Marmara Denizi’nin korunması, Türkiye’nin deniz çevresinin de korunması konusunda bir sınavı. Bu sadece Marmara’nın korunması değil, Ege’nin de, Akdeniz’in de korunması demek.