Göçmen düşmanlığı dünyadaki bütün milliyetçiliği birleştiren en güçlü ortak payda. 2020’ler bu düşmanlığa oldukça elverişli geçiyor: 2019-2023 yılları arasında zengin ülkelere uzun süreli göç edenlerin sayısı yüzde 28 arttı. Göç dalgası Donald Trump’ı Beyaz Saray’a döndürdü ve Avrupa genelinde birçok aşırı sağ partiye yaradı. Göç muhtemelen çağımızın en belirleyici politik meselesi.
Değişen tek şey gelenlerin sayısı değil. Milliyetçilerin göçmenler aleyhindeki argümanları da değişiyor. Göçmenlerin konut fiyatlarını yukarı çektiği, kamu maliyesini geliştirmek bir yana devletin parasını tükettiği söyleniyor. Batılı ülkelerin süregelen ekonomik başarısının dayandığı kültürü aşındırdıkları iddia ediliyor. Dilerseniz bunlara yeni “yerlici” ekonomik argümanlar diyelim.