23 Kasım 2024, Cumartesi Gazete Oksijen
Haber Giriş: 20.10.2023 04:38 | Son Güncelleme: 13.05.2024 17:09

Karadeniz’de savaş rüzgarı

Ukrayna denizde karşı saldırıya geçti, Rus askeri gemi ve limanlarını vuruyor. Moskova da Ukrayna’yı denizden de sıkıştırma çabasında. Karadeniz bir savaş gölüne dönerse bunun yansımalarını tüm dünya hissedecektir. Türkiye üzerindeki uluslararası baskı da artabilir
Ukrayna nisanda bir gemisavar füzesiyle Rusya’nın Karadeniz filosunun amiral gemisi Moskva’yı batırmıştı.
Ukrayna nisanda bir gemisavar füzesiyle Rusya’nın Karadeniz filosunun amiral gemisi Moskva’yı batırmıştı.

Rusya geçen yıl Ukrayna’yı işgal ettiğinde Karadeniz’in bir savaş alanına dönüşmesi pek mümkün görünmüyordu. Ne de olsa Ukrayna donanmasının tek bir savaş gemisi vardı. Rus birlikleri o geminin tamirde olduğu Mykolaiv şehrindeki tersaneye doğru ilerleyince Ukrayna düşmanın eline geçmesin diye gemiyi batırmıştı. Ukrayna’nın en büyük limanı Odessa’ya batıdan gelişi koruyan deniz karakolu Yılan Adası, savaşın başında Rusların eline geçti. Odessa, bir Rus amfibi saldırısı bekliyordu. Bu çıkarmaların hiç gerçekleşmemesi, Rusya’nın deniz üzerindeki hakimiyetinin sanıldığı kadar mutlak olmadığının ilk işaretiydi. Bunun daha da çarpıcı bir göstergesi, Ukrayna’nın geçen nisan ayında yeni geliştirilen bir gemisavar füzesiyle Rusya’nın Karadeniz filosunun amiral gemisi Moskva’yı batırmayı başarması oldu. İki ay sonra yoğun Ukrayna bombardımanı işgalci Rus kuvvetlerini Yılan Adası’ndan sürdü. Ama Ukrayna asıl Karadeniz’de hedef vurma kapasitesini çok kısa süre önce göstermeye başladı.

Bu yaz karşı taarruz başladı

Ağustos başlarında, Ukrayna’nın yeni silahlarından donanmaya ait bir insansız hava aracı, savaş bölgesinin doğusundaki büyük Rus limanı Novorossiysk’in hemen açıklarında bir Rus çıkarma gemisine hasar verdi. Ertesi gün başka bir insansız hava aracı, Rusya’nın 2014 yılında Ukrayna’dan aldığı Kırım açıklarında bir Rus petrol tankerini vurdu.

1 Ekim’de insansız hava araçları, Ukrayna’nın elindeki en yakın bölgeden yaklaşık 600 kilometre uzaklıktaki Soçi’deki bir helikopter üssünü vurdu. Daha da şaşırtıcı olan şey, geçtiğimiz ay boyunca Ukrayna füzeleri ve insansız hava araçlarının Kırım genelindeki hedefleri defalarca vurması nihayet 22 Eylül’de Rusya’nın Karadeniz Filosu’nun Sivastopol’daki karargahının imha edilmesiydi.

Rusya’dan tahıl hamlesi geldi

Rusya ise temmuz ayında Ukrayna’nın tahıl ihracatının denizden güvenli bir şekilde sürmesine izin veren anlaşmadan çekildi. Ukrayna limanlarına uğrayan tüm kargo gemilerini batırmakla tehdit etti ve Ukrayna rıhtımlarını ve tahıl silolarını defalarca bombaladı. Deniz savaşlarındaki tırmanış, küresel gıda pazarlarını vurabilir. Karadeniz aslında aynı zamanda büyük bir petrol hattı ve yalnızca Rusya ve Ukrayna’nın değil, Türkiye ve diğer kıyıdaş devletlerin ekonomisinin de göbeğinde. Eğer burası gerçekten bir savaş alanına dönüşürse bunun yansımalarını dünya hissedecektir. İngiltere Savunma Bakanı Yardımcısı James Heappey, geçen hafta Ukrayna’nın “Rus Karadeniz Filosu’nu işlevsel anlamda yenilgiye uğrattığını” söyledi.

Ukrayna’nın taktiği Romanya rotası

Ancak tüm başarılarına rağmen Ukrayna’nın ana hedefi olan kargo gemilerinin Odessa ve diğer limanlardan güvenli bir şekilde gelip gidebilmesini sağlama işi hala belirsizliğini koruyor.
Rusya’nın BM’nin tahıl girişiminden çekilmesinin ardından Ukrayna, Yılan Adası’nın batısındaki Romanya sınırına kadar gelip kendi kıyı şeridini kapsayan yeni bir nakliye rotası kurdu.

Amaç, sivil gemileri Rus silahlarından mümkün olduğu kadar uzak tutup mümkün olduğu kadar çabuk biçimde Rusya’nın saldırı düzenlemekte tereddüt edebileceği NATO üyesi Romanya’nın kara sularına sokmak. Şu ana kadar 10 gemi bu şekilde Odessa’ya geldi, tahıl yükledi ve Rusya’nın tehditlerine rağmen olaysız bir şekilde yeniden yola koyuldu.

“Ruslar mayın döşeyebilir”

Üst düzey bir Ukraynalı yetkili The Economist’e aldıkları istihbaratın Rusya’nın yeni ihracat rotasını bozmak amacıyla sivil gemilere saldırı planladığını gösterdiğini anlatttı. Rus savaş gemileri 2 bin 500 kilometre menzile sahip füzeler atabiliyor ki bu da kargo gemilerini güvenli bir mesafeden vurabilmek demek.
Başka bir Ukraynalı yetkili, Rusya’nın Ukrayna limanlarına yönelik saldırılarının şimdiden Karadeniz’deki sigorta primlerini artırdığını belirtiyor: “Sigortacılar işlerin nereye varacağını görüyor. Aptal değiller.”
Ukrayna da Rusya’nın sivil gemilere saldırması durumunda misillemede bulunacağı konusunda uyardı.
Savaştan önce Ukrayna’nın ihracatının yaklaşık yüzde 60’ı Karadeniz’deki limanlarından geçiyordu. O zamandan bu yana ticaret hacmi, hem Rusya’nın ablukası hem de savaşın çiftlik, üretim tesisleri ve altyapıya verdiği hasar nedeniyle çok daraldı.

İhracatın bir kısmı Tuna Nehri’ni kullanan mavnalara yönlendirildi. Ukraynalı yetkililer şu anda bu şekilde ayda 3 milyon tonun üzerinde tahıl ihraç etmeyi başardıklarını söylüyor. Bunun dışında 1 milyon ton tahıl da trenle, daha küçük bir miktar ise kamyonla ihraç ediliyor. Ancak bu alternatiflerin tümü çok daha yavaş ve pahalı. Örneğin 1 ton tahılın nehri kulanan mavnalarla ihraç edilmesinin maliyeti kabaca 120 dolar, deniz navlunu ise 30-40 dolar. Rusya yeni güzergahları da bombalıyor.

Moskova’nın Suriye ile bağı kesilirse?

Ancak Rusya’nın da kaybedeceği çok şey var. Ülkenin tahıl ihracatının yüzde 80’inden fazlası, petrol ihracatının ise yaklaşık yüzde 30’u Karadeniz’deki limanlardan geçiyor. Bu sevkiyatlar şu ana kadar savaştan pek etkilenmedi. Rusya’nın Suriye’deki askeri gücü de Karadeniz üzerinden gönderilen yakıt ve malzemeye bağımlı. Bu “Suriye ekspresi” muhtemelen denizdeki savaşın kapsamının genişlemesi durumunda Ukrayna’nın potansiyel hedef listesinde üst sıralarda yer alacak.

Savaş patlak verdiğinde Rusya ve Ukrayna birlikte dünya çapında ticareti yapılan toplam kalorinin sekizde birini üretiyordu. 2021’de Rusya 39 milyon ton, Ukrayna ise 17 milyon ton sevkiyat yaparak dünyanın birinci ve beşinci en büyük buğday ihracatçısı oldular. Bu da dünya arzının yüzde 28’i anlamına geliyor.
Karadeniz’de gerilimin tırmanma riskine rağmen tarım piyasaları bugün savaşın başına göre çok daha sakin. Buğdayın fiyatı şu anda savaş öncesinden daha ucuz. Aslında fiyatlar 2022 yazında savaş öncesi seviyelere geriledi ve o zamandan beri aynı seviyede kaldı.

Rystad Energy adlı danışmanlık şirketinden Viktor Kurilov, ticari nakliyeye yönelik saldırıların ham petrol fiyatlarının varil başına yalnızca 5-7 dolar artmasına neden olabileceğini, sonrasında ise fiyatların normalde olması gereken seviyenin 1-2 dolar üzerinde kalabileceğini düşünüyor. Buğday piyasaları en azından bir süreliğine daha şiddetli sarsılabilir. Bu süreç acısız geçmeyecektir: BM’nin hesaplamalarına göre geçen yıl gıda fiyatlarında yaşanan kısa süreli artışlar, dünya çapında şiddetli açlıkla karşı karşıya olan insan sayısının 65 milyon kadar artmasına yol açtı.

Türkiye bekçi konumunda

Ancak kalıcı bir felaket pek mümkün görünmüyor. Bütün bunların en kritik değişkeni, Türkiye’nin adeta Karadeniz’in bekçisi konumu. Montrö Sözleşmesi uyarınca Türkiye ticari gemilerin Karadeniz’i Akdeniz’e bağlayan İstanbul Boğazı ve Çanakkale Boğazı’ndan engelsiz geçmesine izin vermekle yükümlü. Ancak anlaşma, geçiş yapan savaş gemilerinin sayı ve tonajlarına kısıtlamalar getiriyor. Anlaşma Karadeniz’de savaş çıktığında Türkiye’ye savaşan tarafların takviye göndermesini engelleme ve boğazları denize kıyısı olmayan ülkelerden gelen savaş gemilerine tamamen kapatma yetkisi veriyor. Moskova Ukrayna’yı işgal ettiğinde Rusya’nın Karadeniz filosunu takviye etmesini yasakladı ama aynı zamanda üyesi olduğu NATO’ya bağlı ülkelerin de gemi göndermesini engelledi.

Tahıl anlaşmasının çökmesiyle Türkiye, Rusya’nın Ukrayna ticaretini boğmasını engellemeye yardımcı olması yönünde baskı görüyor. Karadeniz’e kıyısı olan ancak donanmaları nispeten zayıf olan iki NATO üyesi Bulgaristan ve Romanya, ittifakın güç gösterisini memnuniyetle karşılayacaktır. Bazı Ukraynalılar ticari gemiciliği korumak için Batı deniz konvoylarının kurulması çağrısında bulunuyor.

Ancak Türkiye, Rusya’yı kızdıracak herhangi bir şeye izin vermekten imtina ediyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ülkesinin konumu sayesinde Rus mevkidaşı Vladimir Putin’den değerli tavizler aldı. Rusya, Türkiye’nin belki milyarlarca dolar değerindeki Rus gazı ödemelerinin bir kısmını ertelemesine izin verdi. Bu da Erdoğan’ın bu yıl yapılan seçimler öncesinde ekonomideki kötü yönetiminin boyutlarını gizlemesine yardımcı olan bir hamle oldu. Türkiye’nin Rusya’ya sert yaptırımlar uygulama konusunda diğer NATO üyelerine katılmayı reddetmesi de kazançlı oldu. İki ülke arasındaki ticaret geçen yıl neredeyse iki katına çıkarak 62 milyar dolara ulaştı.

Bosphorus Observer adlı danışmanlık şirketini yöneten Yörük Işık “Türkiye taviz almak için Rusya’nın zayıflığını kullanıyor. Bu tavizleri aldığı ve Rusya ile ticaret devam ettiği sürece Türkiye Rusya’nın karşısına çıkmamak için elinden geleni yapacaktır” diyor. Aynı şekilde Rusya da suyu bulandırmak istemiyor. Rusya ticari gemilere saldırsaydı Erdoğan’ın üzerindeki NATO gemilerinin Karadeniz’e girmesine izin verme baskısı çok artardı. Putin’i bundan vazgeçiren düşüncelerden biri, Erdoğan’ı daha az uzlaşmacı bir konuma itmek istememesi olabilir. Öte yandan Ukrayna insansız hava araçları Rusya’yı utandırmaya devam edecek ancak Rus donanması da Ukrayna kentleri ve gemi taşımacılığını tehdit etmeyi sürdürecek. Karadeniz hiçbir zaman savaşın ana odağı olmayacak olsa da çatışma endişesi kalıcı olacak.


The Economist’ten alınmış, Oksijen tarafından çevrilerek lisanslı olarak yayınlanmıştır. Orijinal metne www.economist.com adresinden ulaşabilirsiniz.