30 Nisan 2024, Salı Gazete Oksijen
Haber Giriş: 17.12.2023 09:23 | Son Güncelleme: 17.12.2023 09:27

5 yılda 10 köy, 1 milyon kişi dijital teknolojilerle buluşacak

‘Yarının Köyleri’ projesiyle başta çocuklar, gençler, kadınlar ve engellilerin dijital teknolojilere erişimiyle köylerin kalkınması sağlanacak. Proje kapsamında verilecek eğitimlerle yeni e-ticaret girişimcisi oranının, yüzde 60 artması hedefleniyor
5 yılda 10 köy, 1 milyon kişi dijital teknolojilerle buluşacak

Türkiye, bir tarım ülkesi. Üretilen değer bakımından, tarımda Avrupa'nın bir numarası. Dünyada da yıllara bağlı değişmekle birlikte hep ilk 10 ülke arasında yer alıyor. Ancak konu verimliliğe geldiğinde, Türkiye’nin dünya sıralamasındaki yeri 20’li-30’lu sıralara düşüyor. Üstelik iklim krizinin getirdiği kuraklık nedeniyle, bu konudaki en kırılgan ülkelerden biri olan Türkiye’de tarımda verimlilik ve köylerde istihdam konusu da gitgide daha çok önem kazanıyor.

Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) ve e-ticaret platformlarından Trendyol da başlattıkları ‘Yarının Köyleri’ projesiyle teknoloji olanaklarının köylere ulaştırılarak istihdamın artırılması, üretimin güçlendirilmesi ve kültürel değerlerin korunarak kırsal kalkınmanın desteklenmesini amaçlanıyor. İlk fazında Adana, Diyarbakır ve İzmir’de 3 pilot köyde başlatılacak projede, ilk olarak Adana Kürkçüler’de bir dijital merkez açıldı. Diyarbakır Bağıvar ve İzmir Ulamış’taki merkezler de yakın zamanda açılacak.

E-ticaret girişimcisi yüzde 60 artacak

Pilot illerde, yeni e-ticaret girişimcisi oranının, proje tamamlandığında yüzde 60 artacağı öngörülüyor. Bununla birlikte 6 Şubat depremlerinin ardından 4’üncü Yarının Köyü olarak projeye dahil edilen Hatay’da da çalışmalar sürdürülüyor. Projede hedef, 5 yılda toplamda 10 köye ve 1 milyondan fazla kişiye ulaşmak.

Kapsayıcı ve sürdürülebilir büyüme

Köylerde kurulacak dijital merkezlerde yapılacak çalışmalar 3 temel başlıkta toplanıyor: eğitim ve danışmanlık, akıllı tarım, çocuklara ve gençlere robotik ve kodlama eğitimleri. Başta çocuklar, gençler, kadınlar ve engelli bireylerin katılacağı kapsamlı çalışmalar düzenlenecek. Projeyle, yöresel tarım, tekstil ve zanaat ürünleri için e-ticaret olanakları ve becerileri geliştirilerek, Anadolu’nun yöresel ürünlerinin markalaştırılmasına yönelik çalışmalar yapılacak ve köylerin dünyaya açılması sağlanacak. Ayrıca akıllı tarım modellemeleri ve uygulamalarıyla sürdürülebilir ve teknolojiye dayalı üretim kültürü desteklenecek.

1 ayda 180 öğrenciye ulaşıldı

Projede çocukların kodlama ve robotik atölyeleri ile dijital dünyaya hazırlanması da sağlanıyor. Yaklaşık 1 aydır hizmet veren Yarının Köyleri Kürkçüler Dijital Merkezi’nde şimdiye kadar yaklaşık 180 öğrenciye ulaşıldı. İlk aşamada bine yakın öğrencinin merkezden faydalanması hedefleniyor. 

Adana Kürkçüler’deki projede Kürkçüler köyünün bağlı olduğu Sarıçam Belediyesi ve Sarıçam İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü olmak üzere iki de yerel ortak bulunuyor. Proje kapsamında belediyeye ait ve kısmen atıl durumda olan bina, Kürkçüler Dijital Merkezi olarak yeniden tasarlandı. Merkezin iki eğitim salonu, son teknoloji donanımın yer aldığı teknoloji atölyesi, açık ve kapalı alandan oluşan ortak çalışma noktaları, çocuk oyun alanları ve dijital tarım demonstrasyon alanı bulunuyor. Ayrıca merkezde donanımlı bilgisayarlar, 3D yazıcı, fotoğraf çekim alanı da mevcut.

Yerel ürünler doğrudan tüketici ile buluşacak

Kürkçüler’de, yetiştirilen narenciye, pamuk, biber ve geleneksel dokuma ürünleri, merkezde inovatif ürünlere dönüştürülecek. Narenciye ile ev temizlik ürünleri, kozmetik ürünleri üretilirken; narenciye kabuklarından da oda kokusu ve aromaterapi ürünleri geliştirilecek. Meşhur Karaisalı biberi, ezme, reçel, dip sos, baharat ve salça olarak yeni pazarlara yüksek katma değerle ulaşacak. Çukurova’nın pamuğu ve Aladağ dokumasından el emeği ürünler de ülkenin dört bir yanıyla buluşturulacak. Böylece yerelde yetiştirilen ürünlerin ve zanaat eserlerinin, köyden doğrudan tüketici ile buluşması için fırsat yaratılacak. 

Mandalina konservesinden şalgam turpu ununa…

Trendyol Grubu Kurumsal İletişim Direktörü İrem Poyraz, projenin ortaya çıkışını “Trendyol bir teknoloji şirketi ve hayatın her alanında dijital uçurumun kapatılması da sürdürülebilirlik vizyonumuzun önemli bir parçası. Yarının Köyleri projemiz de bu yaklaşımımızdan ve yerel kalkınmaya destek olma hedefimizden doğdu” sözleriyle anlattı. Poyraz, mandalina konservesinden şalgam turpu ununa pek çok ürünün Kürkçüler’deki merkezden çıkacağını da ekledi.

Osmaniye ve Hatay’a da hizmet verecek

Sarıçam Belediye Başkanı Bilal Uludağ ise merkezin, Adana ilinin dört bir yanındaki kırsal kesimin yanı sıra depremden zarar gören komşu Osmaniye ve Hatay'daki kooperatiflere de hizmet vereceğini söyledi. “Dijital merkez, gurur duyduğumuz yerel ürünlerimize hak ettikleri küresel itibarı kazandırmak için bize paha biçilmez bir fırsat sunuyor.”

“Köyle şehir arasındaki uçurumu kapatacak”

Dijital araçların kalkınmada en büyük müttefikler olduğunu söyleyen UNDP Türkiye Mukim Temsilcisi Louisa Vinton ise “Bu dijital teknolojiler iki açıdan çok önemli. Mekan anlamında bize dış dünyaya erişme imkanı sunarken zaman anlamında da bilhassa köyleri, kentsel kalkınmayla aynı seviyeye getirme fırsatını bize sunuyor. Bu merkez en gencinden en yaşlısına, dijital beceriler konusunda eğitim vererek ve farklı yerel ürünler için küresel pazarları açarak, yereldekilerin gelirlerini desteklemeye, fırsatları eşitlemeye ve köy ile şehir arasındaki yaşam kalitesi uçurumunu kapatmaya yardımcı olacak” dedi.

“Hacimde ilk 10’dayız ama verimde 20’li-30’lu sıralardayız”

Dijital merkez açılış töreninin ardından, UNDP Proje Yöneticisi Cem Bayrak proje ve bina hakkında bilgi verirken, proje danışmanlarından Ali Faruk Göksu hazırlanan yol haritasını anlattı, Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gökhan Özertan ise merkezin bahçesindeki dijital tarım alanını tanıttı. Ardından da dijital tarım danışmanı ve ziraat mühendisi Fikriye Berk, proje kapsamında, öncü çiftçilerden İsmet Çelik’in tarlasında yapılan uygulamalardan bahsetti.

Proje danışmanı Prof. Dr. Gökhan Özertan, Türkiye’de tarımdaki sorunları “Hacim olarak Türkiye Avrupa’nın bir numarası, dünyada da ilk 10’da. Ancak verimlilikte 20’li-30’lu sıralardayız. Gençlerin tarım sektörüne çok fazla ilgisi yok. Üreticiler ekonomik şartların zorluğuna vurgu yapıyor. Diğer taraftan da 85 milyon insanın sağlıklı gıdaya erişmesi gerekiyor. Yani hem yeterli üretimi gerçekleştirmemiz, hem de nitelikli gıda üretmemiz lazım” dedi. Özertan, tarımla uğraşan ve yaşlanmakta olan nüfusun dijital okuryazarlığının da düşük olduğunu ekledi.

Tarlalara sensörler yerleştiriliyor

Bu kapsamda öncelikle tarlalara çeşitli sensörler yerleştiriliyor. Örneğin ‘zararlı takip kamerası’ zararlıların tuzağa düştükten sonra fotoğraf çekimini ve sayımını yapıyor. Ve zararlı böcek popülasyonu, ekonomik zarar eşiğine geldiğinde ilaçlama yapılabilmesi için bilgi veriyor. ‘Tarımsal iklim istasyonu’ araziye özel iklim koşullarını ölçüyor ve don, fırtına, yağış, kuraklık uyarıları sağlıyor. Bitkinin özel günlük su ihtiyacını hesaplıyor. Narenciyede alternaria, mısırda gri yaprak lekesi, kuzey-güney yaprak yanıklığı, buğdayda pas, septoria, sürme hastalığı gibi hastalıklarla 45 farklı üründe hastalık uyarısı yapıyor. Mahsul gözlem kamerası ise mahsulün günlük gelişimini, çiçek açma ve meyve tutum zamanını, ilaçlama ve gübrelemenin etkili yapılıp yapılmadığını takip ediyor. Meyve sayımı yapan teknolojisi ise Türkiye’de bir ilk.

Yakıtta yüzde 30 enerjide yüzde 20 tasarruf

Buralardan toplanan veriler çiftçi tarafından mobil uygulama veya tarayıcıdan görülebiliyor.  Dolayısıyla ekonomik anlamda bir girdi tasarrufu da sağlanıyor. Tarımsal sulamanın mevcut su kaynaklarının yüzde 85’ini kullandığını söyleyen dijital tarım danışmanı Fikriye Berk “Yakıtta yüzde 30’a varan tasarruf sağlanabiliyor. Özellikle sulama ve enerjide en az yüzde 20, gübrelemede de yüzde 15-20 fayda sağlıyor” diyor.

‘Erken tanı’ sağlıyor

“Önemli olan belirtiyi gözümüzle görmeden çiftçiye tedbir aldırmak” diyen Berk, projenin tarımda ‘erken tanı’yı sağladığını ve ilaçlamayı azalttığını da belirtiyor ve “Tarladan çatala güvenli gıda bu çözümlerle başlıyor” diyor. Söz konusu sensörlerin maliyeti ise 1 dönüm başına 30 bin TL.

“Bölgenin yüzde 30’una ulaşıyoruz”

Ancak Berk, şimdiden bölgedeki çiftçilerin en az yüzde 30’una ulaştıklarını söylüyor. “Çünkü ilaçlama zamanı veya ekim-dikim zamanlarıyla ilgili çoğu çiftçi mesaj alıyor.” Türkiye'de 50 dönüm üzerinde 1 milyon çiftçi olduğunu söyleyen Berk, “50 dönümün üzerindeki her çiftçi bu çözümler için hedef. Dolayısıyla şu anda 1 milyon hedef var” diyor.