21 yaşındaki Bodrumlu Aysu Türkoğlu 00.00'da (TSİ 02.00) İngiltere'nin Dover şehrinden Manş'ın soğuk sularına atlayıp Fransa kıyılarına doğru yaklaşık 40 km yüzmeden önce Oksijen'e duygularını anlattı. Gün boyu yaşadıklarını ve gözlemlerini paylaşan genç yüzücü saat 22.00'de ise geçiş denemesinin ertelendiğini açıkladı.
Deneme sabaha ertelendi
Türkoğlu, Instagram hesabından "Sabahlamanıza gerek kalmadı. Kaptanımız siz takip edebilesiniz diye geçişi yarın sabaha erteledi, bilgilendirmek istedim. Şaka bir yana sabah ki medcezir ile başlayacakmışım. Kanal geçişlerinde bu tür son dakika değişiklikleri olabiliyor. Onun dışında her şey tıkırında" dedi.
İşte Aysu Türkoğlu gün içinde yaşadıkları ve denemeye saatler kala hisleri:
En çok konuşan martılar ve biziz
Babam (Mustafa Türkoğlu) ve antrenörümle (Bengisu Avcı Erdoğan) birlikte Dover’a 21’inde geldik. Burası gerçekten çok güzel bir kent. Sadece biz Bodrumlu olduğumuz için bize fazla gri geldi. Bir de çok sessiz, çıt çıkmıyor. Ben zaten normalde de çok sesli konuşan, sürekli kahkaha atan bir tip olduğum için biri artık bizi uyaracak diye korkuyorum, ama şu ana kadar Allah’tan olmadı. Koca Dover’da herhalde tek gürültü yapan bizizdir. Bir de martılar. Çok fazla martı var, her yer martı.
'Kalbimin ne kadar hızlı attığını anlatamam'
Swimmer’s Beach’te “Oh be!” dedim
Bugün Dover’daki 8. günümüz ve havanın kötü olduğu bir gün dışında her gün antrenman yaptım, en az 3 km yüzdüm. İlk geldiğim gün benim gibi çok sayıda yüzücü vardı. Nasıl hoşuma gitti anlatamam… Bodrum’da sabah erken antrenmana gittiğimde hep tek olurdum, ama burada benim gibi birçok profesyonel yüzücü görünce “Oh be” dedim.
Zaten yüzdüğümüz yerin adı bile “Swimmer’s Beach”. Fakat ertesi gün sayı azaldı. Sonraki gün daha azaldı. Giderek yok oldular. Bugün mesela sadece iki kişi vardı. Antrenmanı niye bıraktılar anlamadım…
Bir kulaç ötesini göremiyorsun
Denizin durumu çok enteresan. Bengisu’yla antrenman yaparken suyun içinde ancak yarım metre yakınımdaysa onu görebiliyorum. Bir kulaçtan uzak mesafeyi göremiyorsunuz. Gerisi bulanık. Göl gibi… Yosunlardan sanırım. Mesela geçen gün beyaz mayo giydim, çıktığımda iç astarı kahverengi-yeşil gibi bir renkti. Dibimizde bir gemi limanı var. Belki de ondandır… Ya da ışıktan… Sebebini tam olarak anlayamadım, ama Bodrum’un denizinden sonra çok garip geldi.
“Pathfinder” eşlik edecek
Geldiğimizin hemen ertesi günü kaptanımız Eric Hartley’le tanıştık. “Pathfinder” adlı teknesiyle bize o eşlik edecek. Bir de Channel Swimming Association’a bağlı hakemimiz tabii. Teknede babam ve Bengisu da olacak. Kaptanımızı çok sevdim, hakemi de… İkisi de komik ve iyi insanlar… Sanırım onlar da bizi sevdi. Özellikle Kaptan benim geçen yıl çok istediğim halde pandemi yüzünden gelemediğim için çok üzüldüğümü biliyor. O yüzden oldukça sevecen ve anlayışlı davranıyor. Mesela bu gece 00.00’da yüzmemi isteyen o. Gelgitin benim için en avantajlı saatler olduğunu düşünüyor.
Herkes yaptıysa ben de yaparım
Yüzüşümün en az 5 saati gece olacak. Bunu ister miydim bilmiyorum. Ama açıkçası şu an çok da önemli değil. Benim kafam hep aynı: “Herkes yapıyorsa ben niye yapamayım ki” şeklinde… Ayrıca böyle olması gerekiyorsa ve Kaptan bunu diyorsa illa ki bir nedeni vardır. Yıllardır bu işi yapıyorlar. Hakeme ve kaptana güvenmeyeceksem kime güveneceğim… Gece yüz diyorlarsa gece yüzerim ben de…
7 yüzücüden sadece 3’ü geçebildi
Antrenörüm Bengisu dün bana dedi ki, “Kafamda hiçbir pürüz yok. Yapılması gereken her antrenmanı yaptık. Artık sadece gir ve yüz istiyorum.” Ben de böyle hissediyorum. Bir an önce atlayıp yüzmeye başlamak istiyorum. Üç yıldır bu anı bekliyorum. Suyun soğukluğu beni korkutmuyor. (Kendisine su sıcaklığı şu an 25 derece olan Bodrum’da bile çoğu kişinin denize girerken hala birbirine “Gir bak alışınca çıkmak istemeyeceksin” diye moral vermek zorunda kaldığını hatırlatınca :) Evet bunun için antrenman yapmamış, bu eğitimi almamış biri için 18 derece soğuk olabilir. Üstelik bu soğuk suyun içinde büyük olasılıkla 11 saatten fazla yüzeceğim. Önceki gün 7 yüzücüden sadece 3’ü geçişi tamamlayabildi mesela. Ama ben kendimi dayanıklı hissediyorum. Sorun olacağını sanmıyorum.
“Fazıl Say mı? Babaaaaaaa!”
Yüzmediğim zamanlar babam ve Bengisu’yla birlikte bol yürüyüş yaptık. En çok makarna ve tavuk yedim. Düzenli uyudum. Arada müzikler dinledim. Bir de sürekli mesajlarıma baktım. Çünkü gelen destek mesajları bana büyük güç veriyor. Bunun nasıl bir motivasyon olduğunu anlatamam size… Hele bugün sanatçı Fazıl Say’dan mesaj geldiğini görünce önce küçük bir şok geçirdim. Sonra “Babaaaaaa” diye bağırmaya başladım. Sanırım Oksijen’deki röportajımızda onu ne kadar sevdiğimi okumuş olmalı… Gerçekten de öyle. Benim için çok önemli. Yoğun antrenman günlerinde eve gelip dinlenmeye çekildiğimde onun playlist’in açıyorum. Ben uyurken bile beslendiğimi hissediyorum onun müziğinden. Ve o bana destek mesajı attı! Ne diyeceğimi bilemiyorum.
Aysu’ya sevgiler başarılar. https://t.co/NPLXnZXtVe
— Fazıl Say (@fazilsaymusic) July 28, 2022
“Ablam” deyince sesi titredi
Bizim ailenin baş harflerinden oluşan MAYA diye bir WhatsApp grubumuz var. Oradan sürekli annem ve ablamla yazışıyoruz. Annem özellikle bugün tamamen dua moduna geçmiş vaziyette. Çok duygusal şu an. Çok çok duygusal. Ablam Aynur da öyle. Zaten Aynur Ablam olmasa şu an burada olamazdım. Bana örnek olan o. Ailede ilk o profesyonel yüzmeye başladı. O kadar güzel yüzüyordu ki, ben de onun gibi olmak istedim. Ve şimdi buradayım. (Sesi titremeye başlayınca konuyu değiştirdi.
Teknenin GPS linkinden beni takip edebilirsiniz
Şu an için buranın saatiyle 00.00’da (TSİ 02.00) Samphire koyundan denize gireceğim. Ama gelgitler çok kuvvetli. Hava hiç belli olmuyor. Mesela pazartesi günü harita mor gösteriyordu artık, 35 knot falandı rüzgar. Her an ne olacağı belli olmayan bir deniz. Şu an için hava çok az esintili. Umarım böyle devam eder ve bir sorun çıkmaz. Bizi yüzmeye az bir süre kala paylaşacağımız teknenin GPS’nin linkinden de takip edebilirsiniz. Zaten yüzmeye başladıktan sonra da tekneyle sürekli irtibat halinde olacağım. Dokunmam yasak. Uzun konuşmalar yapamayız, akıntı çok çünkü. Ama kısa haberleşmeler yapabileceğiz ve Bengisu’nun denize atacağı shaker’larla beslenebileceğim. Şimdilik böyle…