Milliyetçi Hareket Partisi Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında gündemi değerlendiriyor. Bahçeli'nin konuşmasından satırbaşları şöyle:
- Türkiye'nin politik sinir sistemini bozmanın peşinde güdenler devlet millet birlikteliğini budamanın peşin hayaliyle geviş getirenler çok derin hayal kırıklığı eşliğinde mahçup ve mağlup olacaklardır.
- Yüz yüze kuyruğa gelinmiştir. Çıktığımız halde gemiler yakıldığından geriye dönüş imkanı da kalmamıştır. Bugün 17. toplantısını yapacak olan milli dayanışma kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu artık son düzlüğe girmiştir.
- Hazırlanması gündem olan sınırları millet devlet hassasiyet ve hükümranlık haklarıyla ihata edilmesi gereken yasal, hukuki ve demokratik çerçevenin önümüzdeki sürecin yol haritası olması hepimizin ortak kanaat ve kararıdır.
- Bundan sonra İmralı'ya gidecek heyetin teşekkül ve tespitinin yapılması da muhtemeldir.
- Günlerdir süregelen İmralı'ya gidilsin mi gidilmesin mi tartışmalarına bir nokta koyulmalıdır. Dürüst ve samimi ölçülerde terörsüz Türkiye hedefinin hayat ve zemin bulması isteniyorsa İmralı'ya gidilmesini ayak sürmenin hiçbir manası da olmayacaktır. Sürecin asıl muhataplarından birisiyle doğrudan temas kurulamayacaksa sonuç nasıl alınacak? İlerleme nasıl kaydedilecek? Şayet mecliste kurulan komisyon bu çerçevede karar alamazsa hiç kimse bu ziyarete yanaşmazsa herkes üç maymunu oynamanın merakında ısrar ederse açık açık söylüyorum.
- Alırım yanıma üç arkadaşımı kendi imkanlarımızla İmralı'ya gitmekten gocunmanın, çekinmenin bir masa etrafında yüz yüze gelmekten imtina etmem.
- Karanlıkta göz kırpmanın ipe un sermem diye söylemeyeceğim ne varsa mertçe özgüven içinde muhatabım gözünün içine baka baka söylerim.
- PKK'nın lağvedilmesinin itamında bütün kanlı silahlarını ya teslimi ya da yakılması mukadder bir akibet olarak önümüzde durmaktadır. Suriye'de PYD, YPG'nin merkezi hükümetle entegrasyon müzakereleri, alınan mesafeler bazı provokasyonların varlığına rağmen diyalogların günbegün makul bir çizgide seyretmesi kayda değerdir.
- Suriye Cumhurbaşkanının Amerika Birleşik Devletleri başkanı ile gerçekleşen yapıcı ve olumlu görüşmesi barışçıl arayışları kamçılamasının yanında 10 Mart Mutabakatının uygulanması için net mekanizmalar üzerinde uzlaşılması memnuniyet vericidir. Terörsüz Türkiye terörsüz bölge hedeflerinin neresi kötüdür?
- Mazisi 41 yılı bulan esasen ideolojik feyzi bir buçuk asra yaklaşan ağır ve silahlı bir musibeti ülke gündeminden tamamıyla çekip çıkarmanın yanlış olan yeri nedir? İşkembeden sallayan, sallayanlar takılmış plak gibi aynı ezberleri seslendirip duranları terörün bitişi niye rahatsız etmekte, biçin deliye çevirmektedir? Ruhları vücutlarından başıboş gezen sipariş ve tasarlanmış milliyetsiz milliyetçiler sorarım sizlere terörün sona ermesiyle vasat bulacak şahlanmış Türkiye'ye tomurcuk tomurcuk açmış barış ve huzur neden uykularınızı bu kadar kaçırıyor? Müzakere yokken, mütareke yokken, taviz yokken, teslimiyet yokken gizli pazarlık yokken hepsine birden var demek sürekli çürük tahtaya çivi çakmaya kalkışmak manen, ahlaken ve vicdanen utanç duyulacak bir yüzsüzlük değil midir? Huzurlarınızda terörsüz Türkiye hamlesine karşı atılan elim ve şeniş ifade iftiraları hem reddediyor hem de muhlis muhataplarına misliyle iade ediyorum.
- Terörsüz Türkiye'nin mahsurlu olduğunu ileri sürenlere sizin alternatifiniz, sizin politik vizyonunuz, sizi çağı ve yüzyıl okuyacak milli tasavvur ve teklifiniz nedir diye sormak en tabii hakkımızdır. Boşa sallayıp dolu tutmanın kurnazlığında olan marjinalleşmiş siyasilerle ilgimiz ve işimiz olmaz, olamaz, olmayacak. Elleri öpülesi ecdadımız Oğuz Kağan'ın asırlar öncesinden söylediği şu sözü de hiç aklımızdan çıkarmıyoruz. Hiç kimsenin de çıkarmasını arzulamıyoruz. Siz birbirinizden ayrılırsanız hepinizi ok gibi birer birer kırıp parçalarlar. Oysa birlik olursanız hiçbir güç sizi yıkamaz kıramaz. Birliğimizi koruyacağız, dirliğimizi koruyacağız, beraberliğimizi koruyacağız. Ant olsun, şart olsun, Türkiye'nin ve Türk milletinin ali ve asli çıkarlarından milim de olsa ödün vermeyeceğiz. Hep birlikte Türkiye olduğumuzu sonuna kadar haykıracağız. Melez ve kopya edilmiş açıkçası ana akım ve kaynaktan tamamıyla kopmuş sözde milliyetçi, sözde demokrat, sözde insansever, sözde aydınların hiçbir telkinine aldırmayacağız. Kale ve ciddiye bile almayacağız. Doğru bildiğimiz istikamette sağlam irademizle aydınlık yarınların izinde kararlılıkla ilerleyeceğiz. Durmayacağız, sinmeyeceğiz mevzu ve vatan ve millet olduğu sürece gözümüzü daldan budaktan asla uzak tutmayacağız.
MHP Grubu'na sordu: İmralı'ya gitmeme izin veriyor musunuz?
- Şimdi şu yüce milletimizin önemli fertleri olan milletvekili arkadaşlarıma, dava arkadaşlarıma, buraya şereflendiren dava insanlarımıza sesleniyorum. İmralı'ya gitmeme izin veriyor musunuz? (MHP Grubu ayağa kalkıp alkışlayıp onay verdi)
- İşte milletin özü burada milletin öz kararı da budur diye sesleniyorum. Buyurun efendim. Değerli dava arkadaşlarım geçtiğimiz hafta İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ni saran rüşvet ve yolsuzluk davasına abi 3.741 sayfalık iddianame hazırlanmış ve mahkemeye sunulmuştur. Burada iddianamenin ayrıntılarına girecek değilim. Kaldı ki bu bizim işimiz de değildir. Artık Türk adaleti karar ve hükmünü verecektir. Bundan kaçış ve kurtuluş yoktur. En başta CHP yönetimi olmak üzere herkesin yargıya saygı duyması, hakim ve savcılara hakaret eden ahlaksız üsluptan sakınması gerekmektedir. Hukukun üstünlüğü hepimiz için bağlayıcıdır. Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir. Herkes hukuk önünde eşittir. Hiç kimsenin ayrıcalığı ve imtiyazı yoktur. Ekrem İmamoğlu ve onunla birlikte yargılanan 105'i tutuklu 407 kişinin hakkında mahkemenin ne diyeceği nasıl bir sonuca ulaşacağı hükmü nasıl vereceği yakında belli olacaktır. İddianamenin karalanması CHP'ye bir şey kazandırmayacak.