29 Mart 2024, Cuma
Haber Giriş: 12.03.2023 11:51 | Son Güncelleme: 12.03.2023 15:19

BBC İstanbul'daki endişeyi yazdı: Deprem korkusundan uyuyamıyoruz

6 Şubat depremleri sonrası birçok kişinin gündeminde beklenen İstanbul depremi var. BBC muhabirine konuşan İstanbul sakinleri binalarının depreme dayanıklı olup olmadığını öğrenmeyi beklerken korkuyla yaşadıklarını, bazıları da duvardaki çatlaklardan gece rahat uyuyamadığını anlattı
BBC İstanbul'daki endişeyi yazdı: Deprem korkusundan uyuyamıyoruz

Türkiye'nin güneyinde meydana gelen ve yaklaşık 50 bin kişinin ölümüne sebep olan iki güçlü deprem gözleri ülkenin en gelişmiş şehri İstanbul'a çevirdi. Kuzey Anadolu fay hattı üzerinde yer alan ve 15 milyon kişiye ev sahipliği yapan şehirde uzmanlar 2030'dan önce büyük bir depremin yaşanacağını uzun süredir tahmin ediyor. İstanbul'da Mesut Muttaliboğlu, Yasemin Süleymanoğlu ve yapı ve deprem mühendisi Dr. Kurtuluş Atasever, şehirde yanan korkuyu BBC'ye anlattı.

90 bin kişinin ölümüne neden olabilir

İstanbul'daki binaların yaklaşık yüzde 70'i 1999'da daha sıkı inşaat standartları getiren kural değişikliklerinden önce inşa edildi ve bu nedenle potansiyel olarak güvensiz kabul ediliyor. Sadece üç ay önce yapılan bir araştırma, burada meydana gelebilecek bir depremin 90 bin kişinin ölümüne yol açabileceğini ortaya koydu. Şimdi ise İstanbul'u olası bir depreme hazırlamak için büyük bir yarış başladı. 

Mesut Muttaliboğlu'nun yatak odasının duvarındaki çatlak o kadar geniş ki, içine bir araba anahtarı sığabiliyor. Muttaliboğlu araba anahtarını duvardaki deliğe soktuktan sonra yan çevirince büyük bir sıva parçası duvardan fırlayıp yere düşüyor. Bu yüzden o ve ailesi 15 yıldır yaşadıkları daireden taşınma kararı aldı. Deprem güvenlik testinden geçemediği için tüm bina yıkıldı. Yapılan testlere göre de olası bir sarsıntının tüm apartman bloğunu yerle bir etme ihtimali çok yüksek.

İstanbul'da korku giderek artıyor

Muttaliboğlu bir depremin yol açabileceği yıkımı çok iyi bildiğini paylaştı. İstanbul'da yaşayan Mesut Muttaliboğlu, depremin merkez üssü olan güneydeki Kahramanmaraş'tan yeni döndü ve depremde yakınlarını kaybetti. Depremden bir akrabasının aramasıyla haberi olduğunu anlatan Muttaliboğlu, "Saat 04.17'de oldu, bir akrabamız aradı ve hepimiz çığlık atarak uyandık. Korkunç bir durumdu. Kar yüzünden üç gün Kahramanmaraş'a gidemedik ve enkaza ulaştığımızda çok zorlandık. Tarif edemiyorum. Umarım Allah kimseye böyle bir şey yaşatmaz" diye konuştu.

Mesut Muttaliboğlu, İstanbul'a döndüğünde, yetkililerin dairesinin elektrik ve suyunu kestiklerini gördüğünü anlattı. Deprem bölgesinden dönen Muttaliboğlu evinden taşınma konusunda yaşadığı zorlukları "Taşınabilmek için tekrar açmalarını istedim. Bana iki gün daha süre verdiler. Belediye bize bu konuda yazılı uyarı göndermişti ancak komşuların itirazları nedeniyle durum çözülemedi. Elektriklerimizin kesileceğini biliyorduk ve buradan ayrılmaya hazırdık ama sonra depremle her şey darmadağın oldu" sözleriyle anlattı.

Güneyde meydana gelen depremlerden bu yana, bina güvenlik kontrolleri için İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne 100 binden fazla yeni başvuru yapıldı. Bekleme listesi önce üç aya, sonra dört aya çıktı ve artmaya devam ediyor. Ev sahiplerinin yanı sıra artık kiracılar da bu denetimlere başvurabiliyor ancak bazıları mali sonuçları nedeniyle hala başvurmuyor. Birçok kişiye göre yıkılmak üzere olan binalardan taşınması gerekenlere yardım için verilen ödeme miktarı yetersiz. Kaç binanın testi geçemediğini açıklayan resmi bir rakam da henüz paylaşılmadı.

4 milyon 500 kişilik hazırlık yeterli olmayabilir

Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, kurtarma ekipleri için daha fazla eğitim ve olası bir deprem sonrasında 4 milyon 500 bin kişiyi barındırabilecek geçici barınaklar hazırlama sözü verdi. Ancak pek çok kişi bunun hala yeterli olmadığından korkuyor. Ortalama bir İstanbul sokağında yürümek, vatandaşların korkusunun kolayca anlaşılmasına neden oluyor. Sokaklarda binaların çoğu bir deprem sırasında basınç altında kalmaları halinde çekebilecek şekilde inşa edilmiş. 

"Çıkıntılar, yumuşak katlar ve kısa kolonlar"

Yapı ve deprem mühendisi Dr. Kurtuluş Atasever ise iyi kalitede betonun hayati önem taşıdığını, mimarinin de bir o kadar önemli olduğunu söyledi. 2019 depremlerinden sonra gördüğü hasar nedeniyle yıkılma kararı alınan bir binanın temelleri önünde konuşan mühendis, "Burada bazı çıkıntıları var. Bu tip binalarda bazı zayıf ya da yumuşak katlar oluyor. Kısa kolonlar da var, bunların hepsi aslında tipik bina sorunları" ifadelerini kullandı.

Bu tür hataların, bir binayı zemin seviyesinde zayıflattığını, bunun da bir deprem olduğunda üst katları tutmakta zorlanacağı anlamına geldiğini ekleyen Atasever sözlerine, "Bir çıkıntı, binanın geri kalanını ayak izinden daha geniş yapar. Yumuşak katlar, zemin katın üstündeki katlardan daha uzun olduğu durumlardır. Kısa kolonlar çaplarına kıyasla yeterli uzunluğa sahip değildir" diye devam etti. Atasever, bunların güvenli bir şekilde yapılabileceğini ancak bunun için tasarımda doğru düşünülmüş ve planlanmış olması gerektiğini de ekledi. Özellikle de eski binalarda bu tür durumların nadir olduğunu belirtti.

"Burada kendimi güvende hissetmiyorum"

2019 depremlerinden ciddi etkilenen bir binada oturan Yasemin Süleymanoğlu ise depremden korkup korkmadığı sorulduğunda kızının elini tutarak "Burada kendimi güvende hissetmiyorum" dedi. Süleymanoğlu yaşadığı korkuyu "2019 depreminde binamız çok sallandı ve sokağın karşısındaki binanın kolonları çatladı. O sesten beri huzursuz hissediyorum ve bu son depremle birlikte gerçekten korkuyoruz. Her an bizi vurabilir diye uykularımız kaçıyor. Binamız eski olduğu için de risk altında olduğumuzu düşünüyorum" sözleriyle aktardı. 

Birçok uzmana göre İstanbul için bir sonraki adım 50 kilometre uzunluğunda fiber optik tabanlı bir erken uyarı sisteminin geliştirilmesi. Ancak bu kadar büyük bir şehirde, depremin yaklaştığını fark etmiş olsalar bile insanların sığınmak için nereye gideceğini bilmek zor.

Seçim öncesi deprem gündemde

Güneydeki yıkımın görüntüleri televizyonlarda yer almaya devam ederken, bu endişeler İstanbul nüfusunun büyük bir bölümü için artık ön planda. Cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimlerine sadece iki ay kala, bu durum oldukça önem taşımaya devam ediyor. Deprem ve sonrasında yaşananlar bir gecede Türkiye'nin ekonomik krizini seçmenler için kilit bir konu haline getirdi.