Beton bariyerler ölüm tuzağına dönüşüyor
Bariyerlerin plastik olması gerekmiyor mu?
İlk konulan bariyerler plastikti. Fakat plastik, özellikle güneşte çok çabuk yıpranan, araçların rahatlıkla üstüne çıkabildiği bir malzeme olduğu için işe yaramadı. Araçlar yine yarım tekerlek koyup park etmeye devam ettiler. 2 şeritli yollar 1.5 şerite düştü.
Önceden mantarlar vardı?
SUV araçlar bu mantarları da kolaylıkla aştılar. Ayrıca, esnaf mal indirmek ya da lokantaya gelen müşteriye park yeri açmak gibi sebeplerle bu mantarları kaldırımdan söküp çıkarmayı başardı. Bunun üzerine, içi demir dolgulu, kırılması çok zor, yüksek beton bariyeler koydular. Böylelikle, diğer malzemeler gibi yenilemek zorunda kalmadıkları için tasarruf da ettiler.
Karbon kullanılırsa daha az zarar verecektir
Beton bariyerler kazalarda yaralanmaları arttırmıyor mu?
Kazalarda ölüm ve yaralanmaların sebebi beton bariyerler diyemesek de, özellikle başa gelen darbelerle kazada yaralanma riskini tabii ki artırıyor. Geçen hafta Beykoz’daki kazada da sürücü yere savruldu ve kaldırımdaki beton bariyere kafasını çarpıp hayatını kaybetti. Arabaların çarpması sonucu, beton bariyerlerden kırılan parçaların savrularak kaldırımdaki yayalara isabet ettiği örnekler de var.
Bunları önlemek için bir standart belirlendi mi?
Hayır, bu bariyerlerin herhangi bir standardı bulunmuyor. Hangi kaldırımlara yerleştirileceğine belediyeler karar veriyor. Sorumluluk karayollarına ait değil. Beton bariyerlerin üstü yumuşak bir dokuyla kaplanabilir. Ya da, bariyerler beton yerine daha az zarar verecek karbon
maddesinden üretilebilir.