23 Aralık 2024, Pazartesi Gazete Oksijen
Haber Giriş: 08.10.2021 04:30 | Son Güncelleme: 16.02.2022 15:17

Bu zamanda tiyatro içimize umut tohumları ekecek

İstanbul Tiyatro Festivali perdelerini 22 Ekim’de açıyor. 25’incisi düzenlenen ve bu yılki teması ‘Bu Zamanda Tiyatro’ olan etkinlikte 10 ayrı sahnede 25 eser izlenebilecek
Bu zamanda tiyatro içimize umut tohumları ekecek
Gülin Dede Tekin
Yılın tiyatro tutkunlarını en heyecanlandıran zamanlarından biri yaklaşıyor. 25. İstanbul Tiyatro Festivali, 14 yerli ve 11 uluslararası yapımla 22 Ekim-25 Kasım arası seyircisiyle buluşacak. Biletlerin satışa çıktığı bu yılın programında fiziksel oyunların yanı sıra çevrim içi oyunlar ve kulak tiyatrosu da yer alıyor. Panel, söyleşi ve okuma tiyatroları gibi etkinlikler de festivalin olmazsa olmazı. İş birliklerinden “Hollanda Seçkisi” ve “Golden Mask” bu sene de devam ediyor.  Bu yılın onur ödülleri, uluslararası işlerden Neşe’nin de yönetmeni Pippo Delbono ve Türkiye’nin önemli yazar ve akademisyenlerinden Prof. Dr. Ayşegül Yüksel’e takdim edilecek. düzenlenecek. Festivalin öne çıkan yapımlarından bir seçki hazıladık. Ayrıntılı bilgiyi İKSV’nin web sitesi iksv.org’da bulmak mümkün. 

En özel işlerden biri

Neşe, Emilia Romagna Teatro Fondazione – National Theatre Compagnia Pippo Delbono Geçen yıl festivalde ezberlerimizi bozan bir iş olan Dopo La Battaglia ile ilk defa buluştuğumuz Pippo Delbono ve ekibini bu yıl Neşe ile fiziksel olarak izleme şansı bulacağız. Tiyatronun aykırı isimlerinden Delbono’nun tasarlayıp yönettiği Neşe mültecilere, dışlanmışlara, acıya ve ölüme karşı ‘ümit hâlâ var’ diyen bir başkaldırı. Diğer yandan, yakın zamanda kaybettiği, 22 yıl boyunca aynı sahneyi paylaştığı, bir psikiyatri kliniğinde tanıştığı çocuk ruhlu dostu Bobo’ya ağıt da. İçindeki şiiri, müziği, dansları, kostümleri ve çiçek kokularıyla Neşe bu senenin zihnimize umut tohumları ekecek en özel işlerinden biri.  4-5 Kasım, 20.00 / Zorlu PSM

Medea’nın izleri

Medea, International Theater Amsterdam Antik Yunan’ın cesur ve acımasız aşığı, Euripides’in intikam dolu Medea’sı, tiyatronun Avrupa’da yükselen yıldızlarından Avustralyalı yazar ve yönetmen Simon Stone’un hikâyenin özünü koruyarak, gerçek bir olaydan esinlenerek yeniden yazdığı ‘sıradan’ bir aile hayatıyla konuğumuz oluyor.  Amerikalı doktor Anna’nın boşanma sürecinde yaşadıklarıyla anbean Medea’nın izinden gidişine şahit oluyoruz. Festivalin Hollanda Seçkisi’nde yer alan “Medea” özellikle Anna karakterini canlandıran Marieke Heebink’in performansı ile de ön plana çıkıyor. 17-18 Kasım, 20.00 / Zorlu PSM

Özgürlüğün sınırı var mı?

Beni Sakın Yumruklardan, İstanbul Tiyatro Festivali
Gogol’ün eşsiz mizahını yansıtan Müfettiş, 22 Ekim’de çevrimiçi olarak izlenebilecek.
Gogol’ün eşsiz mizahını yansıtan Müfettiş, 22 Ekim’de çevrimiçi olarak izlenebilecek.
Türkiye tiyatrosunun önemli kalemlerinden Ceren Ercan’ın yeni oyunu, uzun yıllardır birlikte çalıştığı ve kalemini iyi bilen Yelda Baskın’a emanet.  En son Seni Seviyorum Türkiye’de yazar ve yönetmen olarak ortaya koydukları işin tadı hâlâ damağımızdayken heyecanlanmamak mümkün değil. Bir açık mikrofon gecesinde yolları kesişen farklı kuşaklardan iki mizahçı, yeni medyada sözün anlamını, özgürlüğün sınırlarını sorguladıkları bir sohbette buluyorlar kendilerini.Farklı kuşakların iki başarılı oyuncusu olan Yiğit Sertdemir ve Ecem Uzun hayat veriyor. 19-20 Kasım, 20.00 / Alan Kadıköy

İstanbul’a selam

Istırab Korosu, BAMİstanbul Kader Can’da gönlümüze taht kuran Murat Mahmutyazıcıoğlu ve Deniz Karaoğlu ikilisi bu defa güçlerini sahnenin yetenekli isimlerinden Seda Türkmen’le birleştirerek iki kişilik kadrosuyla kalabalık bir apartmanın sesi oluyorlar. Mahmutyazıcıoğlu, Karaoğlu ve Türkmen için yazdığını söylediği Istırab Korosu’nda yine küçük dünyalarda büyük hikâyeler anlatıyor. Bir apartmanda yaşayan birçok karaktere ayrı ayrı ses veren oyunda incelikle işlenmiş detaylarla bir arada yaşayan apartman ‘sakin’lerini izlerken hem onların iç seslerini duyacak hem de İstanbul’un hatta ülkenin ahvaline de selam çakacağız. 2-3 Kasım, 20.00 / Alan Kadıköy

Göç gerçekleri

Gabriel’in Düşü Orta Doğu-Ege aksında farklı yaşamlardan kopup, yolları Midilli’de kesişmiş üç ayrı çift, üç ayrı dünya… İstanbullu Berna ve Berke, Rum çift Angeliki ile Angelos ve rotasını Avrupa’ya çevirmiş Suriyeli Mirvan ve Yana… Bambaşka dünyalardan gelen altı insanın birlikte geçirdikleri birkaç günde hem kendi içlerine ve hem de birbirlerinin derinine bakmalarına şahit oluyoruz. Sema Elcim’in Gabriel’in Düşü’nde yönetmen koltuğunda Ahmet Sami Özbudak oturuyor. 9-10 Kasım, 20.00 / Alan Kadıköy

Tek kişilik hikaye 

Toz, İD Prodüksiyonu Zerrin Tekindor’un, kafasının içinde birçok karakterle konuşan Handan’a ve o karakterlere ses olacağı, festivalin açılış oyunu da olan Toz, tek kişilik görünümlü kalabalık bir dünyaya sahip. Handan’ın yetişkinliğinin çocukluğu ile yüzleştiği hikâyenin yönetmenliğini ise Hira Tekindor yapacak. Bu yılın en çok merak edilen oyunlarının başında gelen Toz’un metninde yine Murat Mahmutyazıcıoğlu imzası var.  22- 23 Ekim 20.00 / Alan Kadıköy

Başka ne var?

Duru Tiyatro’nun Irgat’ı, Kadıköy Emek Tiyatrosu’nun Birazdan Gideriz Şimdi Yağmur Yağıyor’u, Mareliber’in Yüzleşme’si, TiyatroDea’nın Gabriel’in Düşü, İkincikat’ın Koleksiyoncu’su, Kocaeli Şehir Tiyatrosu’nun Vişne Bahçesi’ de bu sene festivalin fiziksel olarak izlenebilecek yerli yapımları arasında yer alıyor. Uluslararası işlerde ise Ali Salmi’nin hem yazıp hem de sahnede dansçı olarak yer aldığı Waterfall, 30-31 Ekim’de Müze Gazhane’de ücretsiz olarak izlenebilecek. Hollanda Seçkisi’nin bir diğer işi olan Oedipus, ise 6 Kasım’da Atlas Sineması’nın beyaz perdesinde olacak. Çocuklar için Mitolojik Hikâyeler (+7) Ani Haddeler, tasarladığı kuklalı çocuk gösterisi Mitolojik Hikayeler’de çocuklara mitolojinin gizemli ve macera dolu kapılarını aralıyor.  Her bölümde ayrı bir konuk sanatçının eşlik edeceği proje “Pandora’nın Kutusu”, ”Truva Atı”, “Ariyana’nın Yün Yumağı”, “Midas’ın Altınları”, “Odysseus ve Tek Gözlü” ve “Zeus, Hades ve Poseidon” olmak üzere altı ayrı kısımdan oluşuyor.  13- 14 Kasım, 11.00, 13.00 / Yapı Kredi Bomontiada Eşit Masallar (+5) “Bu işte bir Kadın Var” kapsamında yer olan Eşit Masallar kadın-erkek rollerinin daha çocukluğumuzda çizilmeye başladığından yola çıkarak masallara yeni bir bakış açısı getiriyor. Sinderella, Rapunzel, Pamuk Kalpli Prens, Kırmızı Başlıklı Kız ve Kurbağa Prens bu defa bildiğimiz klasik halinden uzakta, toplumsal cinsiyet eşitliği kavramlarını yeniden sorgulayan eşitlikçi yorumlarla sahnede olacaklar. 6 Kasım 11.30-16.00, 7 Kasım 16.00 / Alan Kadıköy