16 Mayıs 2024, Perşembe Gazete Oksijen
Haber Giriş: 10.01.2024 18:58 | Son Güncelleme: 10.01.2024 19:20

Can Atalay: Artık benim için TBMM burasıdır, bu hücredir

Cezaevindeki TİP milletvekili Can Atalay, milletvekilliğinin düşürülmesi tartışmalarına ilişkin, "Meclis'te yemin etmem, siyaset yapmam istenmiyor. Hatay halkı için çalışmam engelleniyor. Engelleri aşmak gerekiyor. O halde artık benim için TBMM burasıdır, cezaevidir, bu hücredir" yorumunu yaptı
Can Atalay: Artık benim için TBMM burasıdır, bu hücredir

Türkiye İşçi Partisi Hatay milletvekili Can Atalay, Anayasa Mahkemesi'nin (AYM) hak ihlali kararlarına uyulmamasının ardından vekilliğinin düşürülmesine yönelik tartışmalar hakkında açıklama yaptı. 

X hesabından paylaşılan açıklamada Atalay, "Demokrasi ve hukukun üstünlüğü için endişe duyarak Anayasa Mahkemesi'nin verdiği kararların uygulanması beklendiği halde uygulanmadı. Oysa; Anayasa Mahkemesi'nin bireysel başvuru kararları temel insan hak ve özgürlüklerin, demokrasi ve hukuk devletinin geleceğini belirleyen kararlardır. Anayasa Mahkemesi kararları hakkımda verilmiş olsa dahi; sahip çıkılması gereken demokrasidir, insan haklarıdır, hukuk devletinin ve hukukun üstünlüğüdür. Tartışılan Türkiye Büyük Millet Meclisi üyesi olan bir milletvekilinin özgürlüğüdür. Ancak asıl mesele vatandaşların seçme, seçilme ve bağımsız olarak veya bir siyasi parti içinde siyasi faaliyette bulunma hakkına sahip çıkabilmektir. Asıl meselemiz demokrasi ve hukukun üstünlüğü olmalıdır. Hangi şartlar altında olursa olsun bu sorumluluğu yerine getirmek topluma olan borcumdur" ifadelerini kullandı. 

"Hangi kararın uygulanıp uygulanmayacağını bir kenara bırakmanın vakti"

Cezaevindeki 20 metrelik hücresinden çıkıp Meclis'te yemin etmesinin, siyaset yapmasının istenmediğini belirten Atalay'ın açıklaması şöyle devam etti: "Hatay halkı için çalışmam engelleniyor. Engelleri aşmak gerekiyor. O halde artık benim için Türkiye Büyük Millet Meclisi burasıdır, cezaevidir, bu hücredir. Dün olduğu gibi bugün de Anayasa’nın uygulanmasını savunuyorum. Hukukun egemen olması için başta Hataylılar olmak üzere hepimiz için mücadele vermeyi sürdürüyorum, sürdüreceğim. Yolumuza devam ederken Hatay’da yitirdiklerimizin davasını üstleneceğimizi, 6 Şubat depremleri ile yerle bir olan Hatayı hep birlikte ayağa kaldırmak için canla başla çalışacağımızı, insan canını imar rantı içerisinde bir maliyet kalemi olarak görenlere ve insanımızı bu yıkıma mahkûm eden anlayışa karşı mücadele edeceğimizi söylemiştik. Keyfiliğin sonucunun otoriterliktir. 100 yılını arkada bırakan Cumhuriyetimiz, ancak demokratik hukuk devletinin kurallarıyla daha da ileri taşınabilir. Sözümüz, sözdür. Yolumuzdan dönmeyeceğiz. Karşı karşıya olduğumuz tehlikelerin farkındayız. Yöneticilerin keyfiliğine, hukuksuzluğuna karşı çıkan bütün yurttaşlarımızı, yan yana duruşumuz ve dayanışmamız kurtaracaktır. Bu nedenle; hangi mahkeme kararının ne zaman ve ne şekilde uygulanacağını, uygulanıp uygulanmayacağını bir kenara bırakmanın vaktidir. Mücadele ve dayanışmayı sürdürmeye devam etmenin zamanıdır. Bir kez daha söylüyorum: mevcut durum ve önüme çıkarılabilecek hiçbir engel, beni Hatay halkına karşı olan sorumluluğumu yerine getirmekten alıkoyamayacaktır."