İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, Anayasa Mahkemesi'nin Türkiye İşçi Partisi (TİP) Hatay milletvekili Can Atalay hakkındaki 'seçilme ve siyasi faaliyette bulunma', 'kişi hürriyeti ve güvenliği' ile 'bireysel başvuruda bulunma' haklarının ihlal edildiği yönündeki ikinci kararına ilişkin değerlendirmesini tamamladı. Heyet, Anayasa Mahkemesince verilen bireysel başvuruya konu ihlal kararının, yerel mahkemece alınan karara ilişkin olmadığını değerlendirdi.
İhlal kararının, ilgili Yargıtay Ceza Dairesince verilen tahliye talebinin reddi kararına ilişkin olduğunu bildiren heyet, dosyanın ilgili Yargıtay Ceza Dairesi önünde bulunduğu sırada Atalay'ın milletvekili seçildiğini belirtti. Heyet, bireysel başvuruya konu ihlalin Yargıtay kararından kaynaklandığını, ayrıca bireysel başvuru yapıldıktan sonra ilgili Ceza Dairesince dosyanın esastan incelendiğini ve karara bağlandığını kaydetti.
Bu nedenle oluşan yeni hukuki durum karşısında Yargıtay 3. Ceza Dairesince yeni bir değerlendirme yapılmasının zorunlu olduğuna hükmeden heyet, dosyanın Yargıtay 3. Ceza Dairesine ulaştırılmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine karar verdi.
Ne olmuştu?
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, Gezi Parkı davasında Can Atalay’ın 18 yıl hapisle cezalandırılmasına ve bu suçtan tutuklanmasına karar vermişti. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi, yerel mahkemenin kararını hukuka uygun bulmuştu. 28. Dönem Milletvekili Genel Seçimi'nde TİP'ten Hatay milletvekili seçilen Can Atalay'ın avukatları, müvekkillerinin milletvekili seçilmesi nedeniyle hakkındaki yargılamanın durması ve tahliye edilmesi talebiyle Yargıtay'a başvurmuştu. Başvurunun ardından süreç devam ederken Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Gezi Parkı davasında Can Atalay'a verilen 18 yıl hapis cezasını onamıştı.
Yargıtay'ın talebi reddetmesi üzerine Atalay, Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuruda bulunmuş, mahkeme de 'seçilme ve siyasi faaliyette bulunma' ile 'kişi hürriyeti ve güvenliği' haklarının ihlal edildiğine ve Atalay'ın yeniden yargılanarak tahliyesine karar verilmesine hükmetmişti. Anayasa Mahkemesince, Atalay'ın yeniden yargılanması ve tahliyesi istemiyle gönderilen dosya, yerel mahkemece karar verilmeden Yargıtay 3. Ceza Dairesine iletilmiş, söz konusu ceza dairesi ihlal kararına uymamıştı.
AYM'nin ikinci ihlal kararı
Can Atalay’ın avukatları, Anayasa Mahkemesinin verdiği ihlal kararına uyulmaması nedeniyle ikinci kez bireysel başvuruda bulunmuştu. Yapılan ikinci başvuruda yüksek mahkeme, Atalay’ın 'seçilme ve siyasi faaliyette bulunma', 'kişi hürriyeti ve güvenliği' ile 'bireysel başvuruda bulunma' haklarının ihlal edildiğine karar vermişti.
Anayasa'nın 148. maddesinde sağlanan bireysel başvuru hakkının, daha önce verilen ihlal kararının uygulanmaması suretiyle ihlal edildiği sonucuna varan Anayasa Mahkemesi, ihlalin sonuçlarının ortadan kaldırılması için kararın ilgili mahkemesine gönderilmesine hükmetmişti.