18 Mayıs 2024, Cumartesi Gazete Oksijen
Haber Giriş: 17.02.2023 04:30 | Son Güncelleme: 17.02.2023 04:30

“Can pazarında insan ne işi düşünüyor ne de parayı”

123 saat enkaz altında kalan Melisa’yı çıkardığı görüntülerle gündeme oturan Atilla Çiçek, “Bir kişiyi bile enkazdan çıkarmanın mutluluğunu tarif edemem” diyor
Atilla Çiçek (solda)
Atilla Çiçek (solda)

47 yaşındaki Atilla Çiçek, emekli bir madenci. Soma’da bir kahvehane işletiyor. Kahramanmaraş merkezli depremi duyar duymaz bölgeye gitmek istemiş. Ancak, depremin ertesi sabahı yola çıkabilip 22 saatte ulaşmış Elbistan’a.

Atilla Çiçek ve arkadaşlarına ilk etapta AFAD’ın koordinasyon merkeziyle görüşmeleri söyleniyor. Süreci Çiçek’ten dinliyoruz. “O sırada bölgeye gönüllü olarak gelen bir sürü insan vardı. Onlar da koordinasyon konusunda zorlanıyordu. 3 saat boyunca bekledik. Ve sonunda verilen konuma gittik. Ancak çalıştığım ilk enkazda maalesef cansız bir bedene ulaştık.”

“İyi ki gelmişim”

İletilen ikinci konumdan ses gelmesi ümit vermiş ekibe. “Buradaki enkazda bir kadın vardı ve şükürler olsun ki yaşıyordu. Kendisini çıkarmaya çalıştığımızda bir dolap ayağını sıkıştırıyordu. Engel olan dolabı parçalayarak kendisini kurtarmayı başardık. O an iyi ki gelmişim dedim kendi kendime.” Depremden tam 123 saat sonra enkaz altından çıkarılan Melisa ile Türkiye Atilla Çiçek’i tanıdı. TV’de yer alan görüntülerde depremzedeyi sakinleştirmek için yaptığı konuşmayla takdir topladı Çiçek. “Melisa’yı kurtardığımız 12 Şubat günü 30 kişilik ekibimizden geriye sadece 3 kişi kalmıştık. Artık insanları canlı kurtarabileceğimize yönelik umutlar tükenmeye başlamıştı. Arkadaşlarımız ise bir işte çalıştıkları için bu konuda bir sorun çıkmasından yana endişeliydiler. Benimle kalan iki arkadaş çalışmıyordu.”

“Mutluluğun tarifi yok”

Kendisinin de bir kahvehane işlettiğini hatırlattığımız Çiçek, “Deprem bölgesinde adeta bir can pazarı varken işin de, paranın da hiç önemi yoktu. Melisa’nın bulunduğu enkaza ulaştığımızda AFAD’ın enkaza üstten delerek girmeye çalıştıklarını gördük. Oysa ki öndeki molozların temizlenmesiyle kat arasına girildiği takdirde daha iyi bir sonuç alınacaktı. İyi ki bize kulak verdiler” diyor ve devam ediyor anlatmaya , “İkinci deprem olduğunda Melisa annesiyle markette alışveriş yapıyormuş. Biz ulaştığımızda ise 5 gündür enkazın altındaydı. İki gün önce annesinin öldüğünü söyledi. Başlangıçta ne diyeceğimi bilemedim, sonra sakinleştirebilmek için çeşitli konulardan bahsetmeye çalıştım. ”

Kurtardığı depremzedeyi ertesi gün hastanede ziyaret ettiğini söyleyen Atilla Çiçek,“Bölgedeyken hissettiklerimi tarif edemem” diyor. İnsanın orada sadece umutla ayakta kaldığını söylüyor. “Umuttan başka bir şey de hissetmiyorsunuz zaten. Enkazda hayatınızın tehlikeye girmesi ihtimali bile aklınıza gelmiyor. Çünkü bir kişi dahi olsa onu enkazdan kurtarmanın verdiği mutluluğun tarifi yok.”