18 Kasım 2024, Pazartesi Gazete Oksijen
Haber Giriş: 12.01.2024 15:16 | Son Güncelleme: 13.01.2024 01:37

Seçil Erzan soruları cevapladı: Bankayı falan korumaya çalışmıyorum

Seçil Erzan duruşmanın ikinci bölümünde mahkeme heyet üyelerinin, savcının ve avukatlarının sorularını cevapladı. Bu bölümde daha önce BDDK tarafından hazırlanan raporda 14 milyon dolarlık açığı kabul etmedi ve bankayı koruduğu iddialarını reddetti
Seçil Erzan soruları cevapladı: Bankayı falan korumaya çalışmıyorum

İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşma verilen aradan sonra 14:30’da Seçil Erzan’ın verdiği ifadeyle ile devam etti. Erzan duruşmanın ikinci bölümünde; “Semih Kaya'dan eylülden sonra para almasaydım bunların hiçbiri olmazdı. Atilla Baltaş ve Ali'nin getirdiği tefecilere bu kadar yüksek faiz ödenmeseydi bunların hiçbiri olmazdı” dedi. Bu ifadenin ardından duruşma mahkeme heyet başkanı, üyeler ve savcının sorduğu sorular ile devam etti. İşte o sorular ve Erzan’ın verdiği cevaplar:

Hakim: İlk kiminle başladı birinden alıp birine verme olayı?
Erzan: Atilla Baltaş'ın dövizcilerinden alınan para faize gitti.

Hakim: Mert Zeydanlı senet aldı mı sizden? Kim borçlusu senedin?
Erzan: Nur Erkasap'tan (Müfit Erkasap’ın eşi) senet aldı. (Oksijen notu: Erkasap, Zeydanlı’dan parayı Erzan’ın isteği üzerine alıyor. Ve para alışverişi karşılığında Zeydanlı ile Erkasap arasında senet düzenleniyor.) Nur ablanın yaptığı işlemde eksik vardı bu sistemde. Mert Zeydanlı da destek olarak faizi paylaşacaklardı.

Hakim: Nur Erkasap mı söyledi Zeydanlı'ya sen mi?
Erzan: Ben söyledim.
Hakim: Ödemelerin hepsini elden mi yaptın?

Yüzde 90 elden verdim

Erzan: Yüzde 90'ı elden oldu ama dönem dönem EFT şeklinde transferler oluyordu.
Hakim: Semih Kaya ile Ali Yörük arasında bir para getirip götürme var. O ne?
Erzan: 350 bin dolar Ali, Semih'e verdi. Önce Ali'nin hesabına havale yapılıp Ali hesaptan çekmiştir. Daha sonra o parayı Ali 750 bin dolar olarak hesabına yatırdı. Semih'in bana yaptığı peyderpey ödemelerden biriydi.
Hakim: İpotek, icra ya da kredi durumu var mıydı senin adına?
Erzan: 50-100 bin TL çok ufak personel kredileri çektim. Bir de sonra Bozcaada’daki evin ipoteği oldu. Ziraat Bankası’ndan bu ödemeleri yapmak için kredi çektim.

Kredi borcun var mıydı?

Hakim: Kendi limitlerini zorlayacak şekilde kredi borcun var mıydı?
Erzan: Akbank'tan 80-100 bin çekmiştim. Çok yüksek değildi, zorladığım tutarlardı. Bunları bankaya bildirdim. Zaten bildirmeme de gerek yoktu. Banka araştırıyordu zaman zaman.

İşte savcının soruları

Duruşmanın bu kısmında savcı da Erzan’a sorular yöneltti…

Savcı: Şube müdürü olarak mal beyanında bulundunuz mu? Daha önce bu "Belli bir kesimi sistem içinde oldu ve bu Denizbank içinde oldu" dediniz. Açıklar mısınız? (Oksijen notu: Savcı, ifadesinin başında yakınlarından aldığı parayı kendi hesabında değerlendirdiği bölümü sordu.)
Erzan: Evet, başta yakınlarından aldıklarım normal bir banka hesabında duruyordu.
Savcı: O hesaplar kendi hesabınız mı?
Erzan: Kendi hesabım.

Paraların hesabını nasıl tutuyordunuz?

Savcı: Bu aldığınız paraların hesabını nasıl tutuyordunuz? Derli toplu bir sistemde tutulan bir yer var mı? Aklınızda mı tuttunuz bunların hepsini yoksa bir yere mi yazdınız?
Erzan: Az olduğu zaman miktar kendim tutuyordum ama büyüyünce herkes kendi parasının hesabını tutmaya başladı.
Savcı: Aldığınız paraları hiç bildirdiniz mi?
Erzan: O dönemde bildirmişimdir. İnsan kaynakları istiyordu. Benim adıma çok ciddi bir mevduat da yoktu. Toplu bir mevduatta aylarca durmadı. Faizlere gidiyordu zaten para geldikten bir iki gün sonra.

Ben istemeden insanlar bana para getirdi

Savcı: Atilla Baltaş'tan sonra hiç sisteme giren para var mıydı?
Erzan: Hayır.
Savcı: Ondan sonrakiler sizi portföy danışmanı olarak mı kullanıyordu?
Erzan: Merve ve Tanıl dışında bana kimse parasını getirmedi ki.
Savcı: Daha sonra açık oluştu ya? Seçil deyince gözümüzde dolar işareti canlanıyor dediniz.
Erzan: Ben istemeden de insanlar bana para getirdi. Akrabasının yakınının parasını getirdi. Ben kimin olduğunu da bilmiyordum. Ama al ver dönemi başlamıştı.

"Çok sıkıştığım zamanlarda yüksek getiri vaat ettim"

Savcı: Siz yüksek getiri öngörmeseniz veya vaat etmeseniz getiren olur muydu?
Erzan: Çok sıkıştığım zamanda yüksek getiri vaat ettiğim olmuştu.
Savcı: Gizli işlem dediniz ya, böyle bir uygulama var mı?
Erzan: Var. Biz kapalı bazı işlemleri göremiyoruz.

Kaç telefonu var?

Savcı: WhatsApp dökümleri geldi dosyaya. Siz sundunuz değil mi? Evinizde 2 telefon ele geçirildi. Bir tane de siz sundunuz. Bir de Denizbank savcılığa teslim etmiş 2 tane. Bu telefonlar kimin?
Erzan: Bir kişisel bir banka hattı. Banka hattını belirli dönemlerle değiştiriyorlardı. Benim 2 telefonum vardı. Ama 554’lü bir hat veriyordu banka ve telefon da veriyordu. Bankanın verdiği telefonlar şirket hattıydı.
Savcı: Ben kullandım diyebilir misiniz?
Erzan: Evet, kullanıyordum.
Savcı: Bu telefonu ne için kullanıyorsunuz?( Savcı iPhone 11 model telefonu gösterdi) Bu cihazı kişisel mi iş için mi kullanıyorsunuz?
Erzan: İkisi için de kullanıyordum. En fazla 532’li kişisel numaramı kullanıyordum hem kişisel hem iş için.

Yöneticilerin adını kullanarak para aldım

Savcı: Nurettin Gözaçan'la kişisel mi iş için mi görüştünüz mesela?
Erzan: Kişisel olmamıştır, iş için görüştüm.
Savcı: Telefonunuz incelenmiş. Teslim ettiğiniz telefonda iş arkadaşlarıyla görüşmeleriniz, ast veya üstünüzle ilişkiniz olur mu?
Erzan: Bütün görüşmelerimi bu telefonla yapıyordum genelde. İki telefon zor geliyordu.
Savcı: Bu telefonun içinde göremedik, ondan soruyorum
Erzan: Genel müdür yardımcısı vardı aradığım. Hatta genel müdür yardımcımız Mehmet beyi (Aydoğdu) arayıp her şeyi anlatmaya karar vermiştim. Mart ayıydı.

Heyet başkanı: Yüksek getirili fon diyerek, Hakan Ateş (Denizbank Genel Müdürü), Mehmet Aydoğdu'nun (Denizbank Genel Müdür Yardımcısı) ismini kullanarak para aldıklarınız var mı?
Erzan: Böyle söylediğim birkaç kişi var. Aralıktan sonra Volkan'a (Bahçekapılı) söyledim. Emre Belözoğlu'na söyledim. Bülent Çeviker'e gizli işlem, genel müdürlükte yapıyorlar dedim.

Müşteki avukatı Rezan Epözdemir: Savcı beyin söylediği gibi 10 Mayıs 2022’de iki adet telefon teslim edilmiş. Siz bu iki telefonu Denizbank yetkililerine teslim ettiniz mi? Denizbank vekilleri nasıl tutanakla savcılığa verebiliyor bu suç delillerini? "En son 0532’li hattı kullanıyordum. Bankanın verdiği 554’lü hat var. En son insan kaynaklarından sorumlu genel müdür yardımcısı Tanju Kaya bana gözaltına alınmadan önce iletişim için telefon verdi. Bana diğer telefonu da kırıp atmamı söylediler." Bu ifade sizin. Niçin bu banka size kırmanızı ve atmanızı söyledi?
Erzan: Benim telefonum kapalıydı, ulaşılamıyordu. Onların himayesinde gibi bir şeydim. Ben ısrarla söylüyorum hiçbir yöneticimle bunu paylaşıp kar ortaklığı yapmadım. Belki bankanın üzerine kalacak bu iş diye yap dediler.
Epözdemir: Yine aynı ifadenizde diyorsunuz ki "Serum verdiler. İstediğim zaman dışarı çıkamıyordum. Bana tabloları verdiler. "Zimmet" deme, "Güveni kötüye kullanma" de. "Avukatını da biz tutacağız, annenin bakımını da karşılayacağız." Banka bunu neden yapmış olabilir, sizce motivasyonu ne bankanın burada?
Hakim: Banka yöneticisinin motivasyonunu sanıktan soruyorsunuz. Alakası olmayan soru.
Epözdemir: İfadenizde "Fon vaat ettiğim insanlara yüksek gelir getiren fon olduğunu, Fatih Terim ve Hakan Ateş'in de paralarının olduğunu söyledim" demiştiniz. Şimdi burada "Fon demedim" diyorsunuz. Bu çelişkinin giderilmesi gerekiyor.
Erzan: Bir sistem var demeye çalışıyordum. Fon demedim, sistem demedim. Ama aynı manaya geliyordu.
Epözdemir: Ele geçirilen telefonda yapılan dökümlerde müşterilerle WhatsApp’ta yapılan görüşmeler var. Asiye Öztürk’le görüşmeler var. Niçin iş arkadaşlarınızdan sadece Asiye hanımla yazışmalarınız var da başka kimse yok?
Hakim: İlk etapta sadece dosyada taraf olanlarla ilgili bilgi istedik. Sonra başka birkaç kişi daha ekledik. Onları da talep edersiniz. Görüşmeden kasıt WhatsApp yazışması.

43 milyon dolar eksik para nerede?

Epözdemir: Gürcistan para birimine neden baktınız?
Erzan: Bir müşterimizin yurtdışında Gürcistan'da parası var. Bir şube müdürünün yakını. Ben de o dönem baktım, teyit de edilebilir.
Epözdemir: BDDK raporunda 43 milyon dolar eksik var. Bu para nerede?
Erzan: Bunu ilk başta bankanın yaptığı hesaba göre yapmışlar sanırım. BDDK’nın yaptığı bankanın yaptığı tabloya istinaden hazırlanmış. Banka benim beyanımla ulaştı bu rakamlara. En son 14 milyon dolar açık çıkarmıştık. Sonra ben yanlış olduğunu söyledim. Ben zaten kendimde değildim o gün hesaplama yaparken. Şimdi en fazla 500 bin-1 milyon bir açık çıkar.
Epözdemir: (Görüntüleri gösterdi.) Bu odanın içinde başkaca mağdurların parasını aldınız mı? Görüntüler silinmiş 18 gün bankada kaldığı için. Odanın içerisinde mi genelde paraları alıp veriyordunuz?
Erzan: Hayır, orası operasyon odası. Ben genelde kendi odamda veriyordum.

Duruşmada Erzan’a sosyal medyaya yansıyan görüntüler de soruldu…

Erzan: Erkan Ergene, Moji, bana alelacele bir şeyler imzalattırdılar. Çektikleri videoda da bana zorla bir şeyler söylettiler. Ben o gün ölmek istedim. Bana o gün 10-15 tane senet imzalattırdılar. Kolum mosmor olmuştu. Tanın, Merve, Hüseyin abi vardı, Çorlu'daki evimizde.
Erzan’ın avukatı Nazlı Karaaslan: Ailesine onlar bakıyor diye şikayette bulunmadı. O aşamada suç duyurusunda bulunmak istemedi çünkü korkuyordu.


Epözdemir: Tanın'la 26 Ocak 2023 tarihli bir WhatsApp görüşmesi yapıyorsunuz. Yüzde 50 kazandıklarını, Fransa'da olduklarını söylediğiniz. Megev'e kim gitmiş? diye baktık. Can Dikmen, Hakan Ateş, Öykü Hilal Karadeniz oradaymış. Doyuramıyorum dediğiniz, uyuz dediğiniz kimler? Bunlardan biri mi?
Seçil: Merve'nin kız kardeşleriymiş.
Epözdemir: Bunları isimlerin araştırılıp dosyaya girmesini talep ediyoruz.
Erzan: Merve'nin anne, babası, kız kardeşi de para getirmişti. Onlar oradaydı.
Epözdemir: Yazışmalardaki No 3 ve No:4 kimler?
Seçil: Merve'nin kız kardeşleri. 4 kardeşler.
Epözdemir: Nazlı Can, WhatsApp yazışmasında diyor ki; Hakan Bey'e bizden, sağdan soldan aldığı paraları vermiş. Hakan beye anlatsam bizden aldıkları paranın birazını vermez mi? Kim bu Hakan bey?
Erzan: Ev sahibim Hakan Kıran'dır bu kişi.
Selçuk İnan, Emre Çolak, Muslera vekili avukat: Fon dememiş olabilirsiniz. Bankacılık sistemi içinde değerlendiriyoruz dediniz mi?
Erzan: Evet.
Selçuk İnan, Emre Çolak, Muslera vekili: Bankacılık sisteminde müşterinin parayı çekip müdüre elden vermesi olağan bir işlem midir? Selçuk size parayı teslim etmiyor mu? Sizin güvenlikteki arkadaşlar iki çantayı alıp araba bagajına götürüyor. Peki çantaya doldurulması normal miydi?
Erzan: Zaten bunlar fark edilmeliydi.
Heyet başkan: Para sayma makinesi banka sisteminde hafızaya alınıyor mu?
Erzan: Banka son dönemlerde, bunu hafızaya aldığı bir uygulamaya geçmişti.
Selçuk İnan, Emre Çolak, Muslera vekili: Antetli kağıtlara yazma nedeniniz bankacılık işlemi şeklinde göstermek için miydi?
Erzan: Evet. Çok yüksek rakamlar girip çıkıyordu. O insanlar bir tek benimle muhatap oluyordu, başka kimseyle görüşmüyordu. Evet, anlatmadım. Ama özellikle de gizlemedim. İnsanlar ellerinde çantalarla girip çıkıyorlardı. Bu, yakalanabilirdi.
Selçuk İnan, Emre Çolak, Muslera vekili: Banka bunu biliyordu, bilmesi gerekiyordu, demişsiniz ifadenizde.
Erzan: Yanlış ifade etmişim. Banka görebilirdi, bilmelerine imkan yok diyorum. Teftiş sürekli kontrol ediyordu. Başka şubelerde olsa bulunurdu.
Selçuk İnan, Emre Çolak, Muslera vekili: Tanın ve Merve Yılmaz'dan para geliyordu; kendi hesabınızdan sisteme giren paralar vardı.
Erzan: Benim hesabımda 300 bin-1 milyon TL olduğu oldu. O kadar yüklü hareketler yoktu. Bankanın inceleyeceği bir durum yoktu.
Selçuk İnan, Emre Çolak, Muslera vekili: Sizi ziyarete gelen avukat, sizi buradan çıkaracağını, bunun zimmet olmadığını söyledi mi?
Erzan: Sakin olmamı, yardımcı olacaklarını söyledi, evet.
Selçuk İnan, Emre Çolak, Muslera vekili: Fatin kimdir?
Erzan: Çok eski arkadaşım.
Selçuk İnan, Emre Çolak, Muslera vekili: Bu işlemlerde size yardım etti mi?
Erzan: Hayır.
Selçuk İnan, Emre Çolak, Muslera vekili: Bütün konuşmalarda ismi geçiyor sürekli.
Erzan: Evet.

Seçil Erzan davasında Fatih Terim’in eski avukatı Candaş Gürol ile ilişkisi de tartışılan konulardan biri olmuştu. Bu konuyla ilgili Erzan mahkemede şöyle konuştu: “Erkan Karaca'nın benden alacağı 670 bin dolar para vardı. Candaş'tan (Gürol) para istiyor Erkan Karaca. Ertesi gün ben Erkan'a veriyorum, o da Candaş'ın hesabına gönderiyor. Candaş benden şüphelenmeye başlamıştı. Ve ayrılmaya karar vermiştik. Önce hayatımda biri var diye düşünmüştü.”
Selçuk İnan, Emre Çolak, Muslera vekili: Atilla Baltaş 'ı Ogün amca diye kaydetmişsiniz. Neden?
Erzan: Candaş'ın yanında arıyordu, yazıyordu sürekli.
İbrahim Çağlar vekili Metin Sinan: İbrahim Çağlar size banka müdürü olduğunuz için geldi, doğru mu?
Erzan: Doğru.

Bankayı mı koruyorsun?

Müşteki avukatı Şekip Mosturoğlu: Denizbank'ın soruşturmasındaki 13 saat boyunca size ne sordular, ne açıkladınız? “Buna ne verdin, bundan ne aldın” diye soruldu mu?
Erzan: Çok detaylı sorulmadı.
Mosturoğlu: Asiye hanımla imzaladığınız çift imzalı evraklar var, bankanın haberi var mıydı?
Erzan: Söyledim diye düşünüyorum. Atlamamışımdır. Banka dışında oldu Seçil, değil mi diyorlardı.
Mosturoğlu: Yönlendirme mi vardı yani?
Erzan: Hayır.
Mosturoğlu: Siz hala bankayı koruyorsunuz.
Erzan: Bankayı falan korumaya çalışmıyorum.

Paraların kime gittiğini açıklayamadı

Duruşmada Seçil Erzan’a İsmail Çağlar, Emre Belözoğlu ve Buse Terim-Terim Arıcan'dan alınan paraların kimlere ödendiği soruldu. Erzan, İsmail Çağlar ile Emre Belözoğlu'nun paralarının kime verildiğini açıkladı ancak Buse Terim-Terim Arıca'nın paralarının kime verildiği konusuna net cevap veremedi.

Mert Zeydanlı vekili: Mert fon vaat ettiklerimden biridir, dediniz. Bugünkü ifadenizde fon olmadığını anladı, dediniz. Bu çelişkiyi açıklar mısınız?
Erzan: Sonradan anladı ama güvenmek istedi.
Mert Zeydanlı vekili: Nur Erkasap referans oldu, diyorsunuz. (Oksijen’in notu: Duruşmanın ilk bölümünde Erkasap ile Zeydanlı arasında imzalanan senet sorulmuştu.)
Erzan: Onlar hiç tanışmıyordu zaten, ben tanıştırdım.
Mert Zeydanlı vekili: Size mi verdi, Nur Erkasap'a mı?
Erzan: Hatırlamıyorum.

Paylaştığı fon haberi soruldu

Mert Zeydanlı vekili: Bir gazete yayımlanan özel fonların dudak uçuklattığına dair iki haber göndermişsiniz. Fon olduğuna inandırmaya mı çalıştınız?
Erzan: Attım bu haberleri. Ama fon demedim.
Erzan’ın avukatı Karaslan: Mert Zeydanlı mı sizi aradı?
Erzan: Acil aradı Mert Zeydanlı.
Erzan’ın avukatı Karaslan: Nasıl ürettiğinizi sordu mu bu parayı? Finans uzmanı diye biliyorum.
Erzan: Sormadı.
Erzan’ın avukatı Karaslan: Buse Terim'le görüşmen oldu mu?
Erzan: Hayır.
Erzan’ın avukatı Karaslan: Peki, sana nasıl geldi parası?
Erzan: Terim Arıcan aracılığıyla.