Tarih 17 Temmuz 2021, yer Muğla’ya bağlı Milas ilçesi… Sabahın erken saatlerinde Orman Genel Müdürlüğü’ne bağlı ekipler hemen yakında bulunan iki termik santrale kömür sağlamak için maden sahası ilan edilen Akbelen Ormanı’nda ağaç kesimine başladı. Ancak aralarında 400 yıllık kızıl çamların da bulunduğu ormanın yok edilmesine karşı gelen köylüler kesimi durdu ve nöbet çadırı kurarak ormanlarını korumak adına eylem başlattı. Onların bu eylemine hem çevreciler hem de sivil toplum kuruluşları destek verdi. Aradan geçen bir yıl içinde bir taraftan hukuk mücadelesi sürerken diğer taraftan defalarca kesimine başlanan ağaçları korumak için tutulan nöbet de devam ediyor.
33.3 milyon ton linyit
Peki bu bir yıllık mücadelenin temeli neye dayanıyor? Akbelen Ormanı’nın hemen yanında Türkiye’nin yıllık elektrik ihtiyacının yüzde 5’ni sağlayan YK Enerji’ye ait Yeniköy ve Kemerköy termik santralleri bulunuyor.
Bu santrallerde yıllık 8 milyon ton linyit yakılıyor ve linyit ise bölgedeki madenlerden sağlanıyor. Akbelen Ormanı’nın altında ise 33.3 milyon ton linyit yatağı bulunuyor, bir başka ifadeyle her iki termik santralin topu topu 4 yıllık kömür ihtiyacının sağlanması için 780 dönümlük arazide bazıları 400 yıllık kızıl çam ve zeytin ağaçlarının yok edilmesi isteniyor.
Mahkeme devam ediyor
İşte Akbelen’in bu zenginliği yüzünden alan önce maden sahası ilan edildi, 2019 yılında istimlak işlemleri başladı. Köylülerin bir çoğu sahip olduğu araziyi satmak istemedi ve hukuki mücadele başlattı. 2021 yılının Nisan ayında şirkete verilen maden işletme ruhsatının iptali için dava açıldı. Mahkeme süreci devam ederken Orman Genel Müdürlüğü’ne bağlı ekipler geçen yıl bugün söz konusu maden sahasını şirkete teslim edebilmek için üstündeki ağaçları kesmeye başladı. Ancak köylülerin tepkisi sonucu kesim durduruldu.
Mücadele gerekiyordu
Akbelen Ormanı’nı korumak için harekete geçen aktivistlerden Deniz Gümüşel, İkizköy’ün yaşam alanları ve yaşama mücadelesinin üç yıldır devam ettiğini söylüyor. “Orman İşletme Müdürlüğü’nü durdurduk. Zeytinleri sökmeye çalışan şirketi durdurduk. Zeytincilik Kanunu gibi kanunlar anayasanın yurttaşlara verdiği bir haktı. Evrensel haklardı. Doğa haklarıydı. Bu hukuksuzluklara doğrudan eylemle müdahale etmek gerekiyordu. Aynı zamanda hukuk mücadelesi gerekiyordu.”
Karar doğadan yanaydı
Gümüşel yargı bağımsızlığına dair soru işaretlerinin Akbelen’de de görüldüğünü söyleyerek, “Savunma hakkımız, adalete erişim hakkımız engellendi. 1 Mart’ta maden yönetmeliği değiştirildi. Zeytinlikler madenciliğin konusu yapıldı. Bütün bu girişimlere rağmen bilirkişi raporu doğadan yana verildi.
Dünya için de iklim krizinin bu kadar kritik bir durum teşkil ettiği bir dönemde mahkeme bilirkişi raporunu görmezden geldi. Bilirkişi heyetini değiştirdi. Bilimsel olarak yeni bir karar çıkmayacak. Şirketin çıkarlarını koruyacak bir rapor bekliyorlar mahkemeden. İnsan ve doğa haklarını koruyacak bir karar çıkmadığı takdirde biz yurttaşlar olarak bu mücadelemizi sürdürmeye devam edeceğiz” dedi.
Akbelen mücadelesinin 1. yılı
17 Temmuz’da İkizköy Akbelen Ormanı nöbetinin 1. yılı doluyor. Hafta sonu mücadelenin 3. yılı ve nöbetin 1. yılı ile ilgili etkinlikler düzenlenecek.
İlk eylem
2019 Temmuz ayında kömür madeninin genişletilmesi için İkizköy’ün tarım arazilerinin ve zeytinliklerinin kamulaştırılmasına karşı aktivistler bir araya geldi. İlk kesim faaliyetleri çevreciler tarafından durduruldu.
Su kesildi
2020’de tarım arazilerimizin kamulaştırılması ve ağaçların kesilmesi gündeme taşındığından şirket tarafından köyün suyu kesildiği iddia edildi. Eylemler sonucu YK Enerji geri adım attı. Yılın sonunda şirket, Tarım ve Orman Bakanlığı’ndan Akbelen Ormanı’nı madene tahsis eden bir izin aldı.
Dava açıldı
2021 yılı baharında, 780 dönümlük ormanın kömür madeni yapılması için kesim işlemlerine başlandı. Bu işlemleri durdurmak için eylemler yapıldı, dilekçeler verildi. İznin iptali için dava açıldı.
Nöbet başlıyor
Tüm bu idari ve hukuki girişimlere rağmen 17 Temmuz 2021 günü Akbelen Ormanında ağaç kesimi başladı. Aynı gün çevreciler tarafından Akbelen Ormanı girişine çadırlar kuruldu ve nöbete başlandı.
105 ağaç kesildi
8 Ağustos’ta şirket, Akbelen Ormanı’nda yeniden ağaç kesimine girişti. 105 ağaç kesildi ama geri kalanı çevreciler tarafından durduruldu.
Nöbete devam
10 Ağustos gecesi aktivistler nöbet alanından çıkarıldı. Nöbet Akbelen Ormanı girişindeki buğday tarlasında devam etti.
İlk kazanım
12 Ağustos’ta Akbelen Ormanı davasında ve madenin genişletilmesinin ÇED’den muaf tutulmasına karşı açılan davada yürütmeyi durdurma kararı verildi. Ama yine de nöbet devam etti.
Keşif ertelendi
7 Eylül’de itirazlar sonucu bilirkişi keşfi ertelendi.
İkinci keşif
20 Ekim’de ÇED davası için bilirkişi keşfi yapıldı. Keşif esnasında alandaki arkeolojik kazıda çalışan İkizköylüler şirket yararına ifade vermeyi kabul etmediklerinden işlerinden atıldı.
İklim adaleti
6 Kasım’da Muğla’nın her yerinden gelen büyük bir kalabalıkla Yeniköy Termik Santrali’nin önünde “İklim Adaleti” için eylem yapıldı. İklim krizinden çıkışın yolu kömürden çıkıştan geçer denildi.
Gözaltı
14 Kasım’da Milas’ta düzenlenen Zeytin Hasadı Şenliği’nde şirketi protesto edenlerden bir kişi gözaltına alındı.
En sert kış
Aralık, ocak ve şubatta son birkaç on yılın en sert kışını geçiren İkizköy’de, Akbelen Ormanı’nda nöbet yine devam etti. Eksi 10 dereceye varan soğuklara rağmen çadırlar ve orman terk edilmedi.
Yönetmelik çıktı
1 Mart 2022’de Akbelen Ormanı davasının ikinci keşfi yapıldı. Aynı gün Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren ve zeytinlikleri kömür madenciliğine açan yönetmelik değişikliği açıklandı. Bu yönetmelik de dava edildi.
Zeytin ağaçları söküldü
31 Mart’ta, İkizköy’ün Işıkdere mevkiindeki zeytin ağaçları sökülmeye başlandı. Bu işlem protesto edildi ve durduruldu. Kamuoyunun büyük tepkisi üzerine şirket ağaçları tekrar dikti.
Bilirkişi raporu
Temmuz ayında davanın bilirkişisi tarafından hazırlanan rapor tamamlandı. Akbelen Ormanı davasında bilirkişi heyetindeki 4 uzman ormanın özellikle yangınlardan sonra ve iklim krizi düşünüldüğünde çok önemli bir ekolojik değer olduğunu, madenin bölgedeki tarımı ve zeytinciliği bitireceğini, yeraltı ve yer üstü su varlıklarını ok edeceğini, Akbelen Ormanı’nın madene verilmesinin ekoljik bir yıkım olacağını bilimsel olarak ortaya koyan raporlar hazırladı. İki uzman ise Türkiye’nin enerji ihtiyacı olduğu için ekolojik yıkım bile olsa ormanın madene tahsisini onayladı. Karar itiraz edildi.