CHP’nin 4-5 Kasım 2023’te gerçekleştirdiği 38. Olağan Kurultay’ın iptali istemiyle açılan davanın üçüncü duruşması bugün saat 10.00’da Ankara 42. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülecek. Dava, sadece CHP için değil, Türkiye siyaseti açısından da kritik sonuçlar doğurabilecek nitelikte.
Türkiye'nin gözünü çevirdiği duruşma saat 10.00 itibariyle başladı.
Ankara 42. Asliye Hukuk Mahkemesi'ndeki duruşmaya, CHP'nin avukatları Çağlar Çağlayan ve Mehmet Can Keysan ile kurultay delegelerinin avukatı Onur Yusuf Üregen katıldı.
Duruşma, avukatların beyanlarının alınmasıyla devam ediyor.
Duruşma öncesi, CHP parti temsilcileri ve davayı takip etmek isteyenler mahkeme önünde toplandı. Emniyet ekiplerinin mahkeme önünde ve adliyenin çevresinde yoğun güvenlik önlemleri aldığı görüldü.
Dava neden açıldı?
Eski Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş ve bazı delegeler, kurultaya şaibe karıştığı, delegelerin oylarının rüşvet karşılığı satın alındığı iddiasıyla farklı mahkemelerde davalar açtı. Bu davalar Ankara 42. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde birleştirildi.
Davacılar, kurultayın rüşvet ve hile ile yapıldığını, delege iradesinin sakatlandığını savunuyor. Bu nedenle 38. Olağan Kurultay’ın iptal edilmesini, yok hükmünde (mutlak butlan) sayılarak CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve yönetiminin görevden uzaklaştırılmasını, eski Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu ve ekibinin görevine iade edilmesini istiyor. Ayrıca 6 Nisan 2025’te yapılan 21. Olağanüstü Kurultay’ın da iptali talep ediliyor.
CHP yönetimi, “mutlak butlan” ihtimaline karşı günler öncesinden genel merkezde nöbet başlattı. Duruşma saatlerinde Özel, Merkez Yönetim Kurulu’nu toplantıya çağırdı ve gelişmeleri parti genel merkezinden takip etme kararı aldı.
Süreç nasıl ilerledi?
26 Mayıs 2025’te görülen duruşmada, davalıların mevcut yönetimin “ihtiyati tedbir” yoluyla görevden uzaklaştırılması talebi reddedildi. Dava, sözlü savunma için 30 Haziran’a ertelendi.
30 Haziran’daki duruşma öncesinde Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ile birlikte 11 kişi hakkında “delegelere oy karşılığı para, telefon ve ev verildiği” iddiasıyla soruşturma başlattı. Hazırlanan iddianame Ankara 26. Asliye Ceza Mahkemesi’ne gönderildi. Ancak mahkeme “görevsizlik” kararı vererek dosyayı Ankara 3. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderdi. Savcılık bu karara itiraz etti.
Asliye Hukuk Mahkemesi ise bu itirazın sonucunu beklemeye karar verdi. Bu nedenle duruşma önce 8 Eylül’e ertelendi. Ancak bu tarih CHP’nin 4-9 Eylül’deki kuruluş yıldönümü etkinliklerine denk geldiği için partinin talebiyle duruşma 15 Eylül’e alındı.
Ceza davası ne olacak?
Ankara Cumhuriyet Savcılığı’nın hazırladığı iddianamede Ekrem İmamoğlu, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, tutuklu Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat, CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik ve CHP Erzurum İl Başkanı Serhat Can Eş’in de aralarında bulunduğu 12 kişi hakkında “oylamaya hile karıştırmak” suçlamasıyla bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ve siyasi yasak isteniyor.
Dosya uzun tartışmaların ardından yeniden Ankara 26. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülmeye karar verildi. Anayasa Mahkemesi de 10 Eylül’de bu kararı kesinleştirdi. Davanın ilk duruşması 4 Kasım’da yapılacak.
Ceza davası kurultay davasını bağlar mı?
Hukuken iki dava doğrudan birbirini bağlamıyor. Ancak ceza davasındaki iddiaların, kurultayın iptali davasını yürüten 42. Asliye Hukuk Mahkemesi üzerinde dolaylı etkisi olabileceği belirtiliyor. CHP içinden bazı isimler, davaların zamanlamasını “anlamlı” buluyor.
Bugün çıkabilecek kararlar neler?
Mahkeme, kurultay iptali talebini reddedebilir ya da tedbir olarak kayyum veya çağrı heyeti atayabilir.
“Mutlak butlan” kararı çıkması halinde ise mevcut yönetim düşecek, Kılıçdaroğlu ve 38. Kurultay’da seçilen Parti Meclisi göreve geri dönebilecek.
CHP yönetimi, böyle bir durumda dahi karar kesinleşmeden Kılıçdaroğlu’nun göreve dönemeyeceğini savunuyor. Parti içi muhalifler ise “tedbirli mutlak butlan” halinde yönetimin anında değişeceğini öne sürüyor.
Mahkeme ayrıca kayyum veya çağrı heyeti atayarak partiyi olağanüstü kurultaya götürebilir. Eğer çağrı heyeti atanırsa, 45 gün içinde kurultay toplanmak zorunda olacak. Kayyum atanırsa, sürenin belirlenip belirlenmemesi tamamen mahkemenin kararına bağlı olacak. İstanbul İl Kongresi’nin iptalinde olduğu gibi mahkeme süre belirtmeyebilir; bu durumda kurultay tarihi atanacak kayyumun inisiyatifine kalabilir.
Ayrıca, hangi karar çıkarsa çıksın, tarafların temyiz hakkı bulunuyor. Bu da sürecin uzamasına yol açabilir.
21 Eylül’deki olağanüstü kurultay durumu değiştirir mi?
Özgür Özel ve ekibi, 1000 delegenin imzasıyla 21 Eylül’de olağanüstü kurultay çağrısı yaptı. CHP hukukçuları, bu gelişmenin davayı konusuz bırakması gerektiğini savunuyor. Onlara göre, mahkeme kurultayın yapılmasına karar verse bile, yeni kurultayla dava düşmüş sayılacak.
Kılıçdaroğlu geri döner mi?
Kemal Kılıçdaroğlu sessizliğini koruyor. Ancak yakın çevresinden bazı isimler, mutlak butlan çıkması halinde partinin başına geçebileceğini, aksi halde kayyum atanabileceğini dile getiriyor. Buna rağmen Kılıçdaroğlu’nun hemen kurultay kararı almayabileceği, olağan takvimi sonuna kadar kullanarak Kasım 2026’ya kadar görevde kalabileceği iddiaları var.
Siyasete nasıl yansıdı?
CHP, yaşananlardan iktidarı ve özellikle Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı sorumlu tutuyor. İktidar ise davayı “CHP’nin iç kavgası” olarak değerlendiriyor. Erdoğan, CHP’yi “kavga, kaos ve kriz” girdabında olmakla eleştirirken, bazı CHP’li belediye başkanlarını da partisine kattı. MHP lideri Devlet Bahçeli ise davanın CHP’nin kendi iç meselesi olduğunu söyledi.
CHP içinde en iyi senaryo davanın reddi olarak görülüyor. Özel’in 21 Eylül’de yapılacak olağanüstü kurultayda yeniden seçileceği beklentisi yüksek. En kötü senaryo ise “tedbirli mutlak butlan” kararı. Bu durumda Kılıçdaroğlu’nun geri dönmesi, kurultayı geciktirmesi ve partinin bölünme sürecine girmesi olasılıklar arasında gösteriliyor.
Bugünkü duruşmada verilecek karar, CHP’nin siyasi geleceği açısından belirleyici olacak.
Kaynak: Gazete Oksijen