DEM Parti Eş Genel Başkanları Tülay Hatimoğulları ve Tuncer Bakırhan, terör örgütü PKK lideri Abdullah Öcalan'ın 'silah bırakma' çağrısının ardından siyasi parti ziyaretlerine devam ediyor. Bugün önce TİP Genel Başkanı Erkan Baş ile görüşen DEM Parti eş başkanları ardından Saadet Partisi ile görüştü.
Saadet Partisi görüşmesi ardından basına açıklama yapan Bakırhan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "randevu isterlerse veririm" sözlerine, "Heyetimiz Cumhurbaşkanı ile görüşmek için bugün ya da yarın başvuru yapacak" yanıtını verdi.
Ardından DEM Parti İmralı heyeti, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüşmek için randevu talebinde bulundu.
Randevu çağrısına yanıt
Bakırhan ise görüşmede birçok konuda birbirlerine yakın sonuçlara ulaştıklarını söyleyerek, "Biz artık bu saatten sonra Meclis'in harekete geçmesi gerektiğini düşünüyoruz. Meclis'teki siyasi partilerin de hazır bir çözüm ve barış meselesinde hemfikir olmalarından kaynaklı artık yasal düzenlemeler için bir yol haritası koyması gerektiğini belirtmek istiyoruz. Çünkü hem dünyada hem de Türkiye'de gezdiğimiz, dolaştığımız bütün kurumlarda büyük bir ilgi vardı" dedi.
Bakırhan, basın mensuplarının sorusu üzerine, "Heyetimiz Sayın Erdoğan’la görüşecek, görüşmeli. Niye görüşmesin yürütmenin başı. Bir meselenin çözümünün en önemli taraflarından birisidir. Biz buradayken heyetimiz de bugün ya da yarın sabah başvurusunu yapacak. Görüşme önemlidir. Daha önceden olması gerekiyordu, hep olması gerekiyor. Türkiye’nin 50 yıllık bir sorununu konuşuyoruz, çok önemli bir sorununu konuşuyoruz. Cumhurbaşkanı da başka siyasi partiler de dahil olmalı. Heyetimiz başvurusunu yapıp kısa sürede görüşecektir" ifadelerini kullandı.
Heyetimizin ikinci tur görüşmeleri kapsamında Saadet Partisi ile ortak açıklamamız
— DEM Parti (@DEMGenelMerkezi) March 12, 2025
https://t.co/cRq2FuSHmM
TİP Genel Başkanı ile de görüşme gerçekleşti
DEM Parti Eş Başkanları bugün Saadet Partisi temasları öncesinde TBMM'de TİP Genel Başkanı Erkan Baş ile bir araya geldi. Meclis'te bulunan Halkla İlişkiler Binası'nda basına kapalı gerçekleşen görüşme yaklaşık 2 saat sürdü. Heyetler arasında yapılan görüşmenin ardından Hatimoğulları ve Baş açıklamalarda bulundu. Baş, verimli bir görüşme olduğunun söyleyerek, "Türkiye İşçi Partisi olarak çok uzun yıllardır gerek Kürt sorunu konusunda gerekse Türkiye'de barış mücadelesinde önemli sorumlulukları üstlenmiş bir siyasi partiyiz. Kayıtsız şartsız bir biçimde barışın tarafıyız. Geldiğimiz noktada, iktidarın atması gerektiği adımlar olduğunu vurgulamak istiyoruz. Bizim açımızdan barış çok kutsal ve büyük bir ihtiyaç. Bunun günlük siyasi hesaplara, küçük iktidar hesaplarına alet edilmemesi gerekiyor. Barışın kalıcı bir şekilde test edilmesi için Türkiye'de mutlaka güçlü bir demokratikleşmenin yaşanması gerekiyor" dedi.
'İlk kez barışın bu kadar sahiplenildiğini gördük'
Tülay Hatimoğulları ise "Çok önemli ve sıcak gelişmelerin yaşandığı bir dönemden geçiyoruz. Barış ve demokratik toplum çağrısının salt bir seçim gibi bir şeye indirilmesini doğru bulmuyoruz. Kürt sorununun çatışmadan ve şiddetten arındırılarak, demokratik siyasi ve hukuki bir zemine taşınması çağrısı olarak görülmesi ve değerlendirilmesi gerektiğinin altını çiziyoruz. Yanı başımızdaki Suriye'deki gelişmeleri sadece aralık ayından bugüne kadar göz önünde bulundurursak, barışa ne kadar acil ihtiyacımız olduğunu görebiliriz. Barışın bölgemiz ve Türkiye için ne kadar elzem olduğunu görebiliriz. 93'ten bu yana ilk kez barış talebinin bu kadar büyüdüğünü gördük. İlk kez barışın her kesimce bu kadar sahiplenildiğini gördük. Bu zeminin güçlendirilmesiyle ilgili devletin ve iktidarın sorumlulukları büyüktür. Şimdi görev devlette ve iktidardadır" diye konuştu.
'Ada'nın kapılarının açılması gerekiyor'
Ardından basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Hatimoğulları, 4'üncü İmralı ziyaretine ilişkin, "Öcalan'ın yaptığı çağrının hayat bulabilmesi için kendisinin çok daha aktif görev üstlenmesi gerektiğini kendi ifade etti. Kendi örgütüne yaptığı fesih çağrısının yaşam bulabilmesi ve kongrelerini toplayabilmeleri, kendisinin diyalog kurabilecek zeminin güçlenmesi ve görüşme kanallarının güçlü bir biçimde açılması gerekiyor. Sadece heyet değil, bu sürece katkı verebilecek bütün kesimlerin İmralı'ya gidip gelebileceği koşulların oluşması önemli. Dolayısıyla Öcalan'ın çalışma koşullarının düzenlenmesi çok önemlidir. Heyetin gitmesini bekliyoruz, henüz planlanmış bir şey yok ama heyetin de gitmesi gerekiyor. Bahsettiğim, Öcalan'ın diyalog kurmak istediği bütün kesimler için Ada'nın kapılarının açılması gerekiyor" dedi.