Sizin bir makaleniz var: “Devlet Sizi Daha Dindar Yapabilir mi? Türkiye Deneyiminden Kanıtlar”. Burada bahsettiğiniz araştırmalar gösteriyor ki devlet müdahalesi “favori” dine ya da yaygın dine zarar veriyor.
“Kayırılan” dine diyelim aslında. Bu şöyle bir şey: Hayat bir yere doğru gidiyor, insanların bir gidişatı var. Bu doğal gidişatı engellemek istiyorsanız bir alternatif getireceksiniz, insanları cezbedeceksiniz. Çünkü din dediğiniz şey -belki pek hoş karşılanmayacak ama- bir iktisatçı bakış açısıyla bir ürün gibi, hizmet gibi düşünülebilir. Diyelim ki bisiklet üreticisisiniz. Çin’den bisiklet geliyor; çok kaliteli, çok da ucuz. İki seçeneğiniz var. Bir: Maliyetinizi onun kadar düşürüp kalitenizi yükseltmek ve rekabet etmek. Bu zor bir şeydir, kimse rekabet istemez. Alternatifi devlete ve siyasetçiye baskı yapıp Çin’den bisiklet gelmesini engellemek. Bu daha kolay, daha kârlı bir şey. Şimdi de böyle oluyor. Değişimelerden rahatsız olan kitleler, bu değişimi engelleyemeyecekleri için gidişatı durdurmaya çalışıyor. Ama bu yönde her türlü çaba başarısız oluyor. Yıllarca sosyalist iktidarlar da dinsizliği empoze etmeye çalıştı. “Ben istemiyorum” diyor vatandaş. Yani iktisatta da diyoruz ya “Devlet hangi işi yaparsa kötü yapıyor”. Din işine de girince onu da kötü yapıyor.
Yazının tamamını görebilmek için lütfen abone olun. ABONE OL
Aboneyseniz
üye
girişi
yapınız.
Oksijen'e e-gazete aboneliği ile edineceğiniz avantajlar; Oksijen yazarlarının tüm yazılarına erişim Gazeteoksijen.com üzerinden 7/24 güncel haber erişimi Her gün e-posta kutunuza gelen Oksijen bülteni Gazete Oksijen, O2 ve özel yayın arşivine erişim