12 Mayıs 2025, Pazartesi Gazete Oksijen
Abone Ol Giriş yap
Haber Giriş: 25.03.2025 12:12 | Son Güncelleme: 25.03.2025 21:14

Eğitim Sen soruşturmasına KESK'ten açıklama: Soruşturma hukuki dayanaktan yoksundur

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, salı günü hizmet üretmeme kararı aldığını açıklayan Eğitim Sen Merkez Yürütme Kurulu hakkında soruşturma başlatıldığını duyurdu. KESK tarafından yapılan açıklamada da soruşturmanın hukuki dayanaktan yoksun olduğu kaydedildi
Fotoğraf: Arşiv
Fotoğraf: Arşiv
A+ Yazı Boyutunu Büyüt A- Yazı Boyutunu Küçült

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Eğitim Sen Merkez Yürütme Kurulu hakkında soruşturma başlatıldığını açıkladı.

Eğitim Sen, dün yaptığı açıklamada "Uzun süredir devam eden antidemokratik uygulamalara, baskılara ve hukuksuzluğa karşı öğrencilerin yanındayız!" dedi ve yükseköğretimde 25 Mart 2025 Salı günü hizmet üretmeme kararı duyurdu.

Açıklamanın ardından İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Eğitim Sen Merkez Yürütme Kurulu hakkında soruşturma başlatıldığını duyurdu.

Açıklamada, şunlar ifade edildi: "Cumhuriyet Başsavcılığımızca 24.03.2025 tarihinde Eğitim-Sen resmi sosyal medya hesabından ülkemizde yaşanan toplumsal olayları kışkırtmaya yönelik kanuni grev şartları gerçekleşmeksizin çağrıda bulunulması olayıyla ilgili olarak Eğitim-Sen Merkez Yürütme Kurulu üyeleri ve ilgili sosyal medya hesabı kullanıcıları hakkında suç işlemeye alenen tahrik etme suçundan re’sen soruşturma başlatılmıştır."

KESK'ten açıklama: Eğitim-Sen’e yönelik soruşturma hukuki dayanaktan yoksundur

KESK tarafından yapılan açıklamada, "İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın üye
sendikamız Eğitim-Sen’e yönelik soruşturması hukuki dayanaktan yoksundur" ifadesine yer verildi. 

Açıklamada şu ifadeler kullanıldı:

"Ülkede giderek derinleşen antidemokratik uygulamalara, ifade özgürlüğünün baskı altına alınmasına, kayyım rektör atamalarına, düşünce ve örgütlenme özgürlüğüne yönelik saldırılara karşı üniversite öğrencilerinin başlattığı boykota destek vermek amacıyla Üye Sendikamız Eğitim-Sen, 25 Mart günü 1 günlük iş bırakma kararı almıştır. Bu kararın ardından İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı üye sendikamızı ve sendikal faaliyetlerini hedef alan 'suç işlemeye alenen tahrik etme' gerekçesiyle, hukuki dayanaktan yoksun, gerçekleri çarpıtan ve üye sendikamızı hedef gösteren bir tutumla soruşturma başlatmıştır. Bu hukuki dayanaklardan yoksun karara karşı Eğitim-Sen’e sahip çıkıyoruz."

"Karar, öğrencilerin eğitim hakkını korumak için alındı"

Soruşturma kararıyla ilgili KESK'in akşam saatlerinde gerçekleştirdiği basın açıklamasında ise, Eğitim Sen'in 'hizmet üretmeme' kararını öğretim elemanlarının iradesine ve çağrısına uyarak aldığı vurgulanarak şöyle denildi: 

"Bu karar İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından bağlamından, esastan tamamen koparılmış ve kamuoyuna “ülkemizde yaşanan toplumsal olayları kışkırtmaya yönelik kanuni grev şartları gerçekleşmeksizin çağrıda bulunulma”  denilerek servis edilmiştir.

Tekrar altını çiziyoruz.

Bir: EĞİTİM SEN Merkez Yürütme Kurulu bu kararı üniversitelerdeki üyeleri olan öğretim elemanlarının iradesine ve çağrısına uyarak almıştır.

İki: Bugün tüm toplumun gözleri önünde ülkedeki hukuku, adaleti, anayasal ve yasal hakları tamamen rafa kaldıran adımlar atılmaktadır. Bu adımlar toplumun ezici bir çoğunluğu tarafından tepkiyle karşılanmaktadır. Milyonlarca ülke olarak hepimizin geleceğini daha fazla karartan bu adımlara karşı tepki göstermektedir.

Ülkenin hızla sürüklendiği girdaba elbette ki, on yıllardır YÖK sultası ile yönetilen, kayyum rektör atamaları ile özerkliği, bilimsel özgürlüğü tamamen ortadan kaldırılan üniversiteler, üniversite öğrencileri de tepkisiz kalmamıştır.

Ancak barışçıl eylem ve protesto hakkını kullanmak isteyen on binlerce üniversite öğrencisi bugün kolluk güçlerinin her gün dozu aratan orantısız şiddeti ile karşılaşmaya devam etmektedir. Yüz binlerce öğrenci üniversitelerinin önüne kurulan TOMA barikatları ile kampüslerinin içine hapis edilmiştir. Bu ağır şartlarda ülkenin pek çok üniversitesinde öğrenciler Anayasal, demokratik haklarını kullanarak “boykot kararı “ almıştır. Mevcut durumda ülkedeki pek çok üniversitede sınav yapma, akademik faaliyetlerin sağlıklı olarak sürdürülmesi şartları kalkmıştır.

Sendikamız EĞİTİM SEN işte bu olağanüstü şartları da gözeterek, öğrencilerin eğitim hakkını korumak ve olası mağduriyetlerin önüne geçmek için 1 günlük “hizmet üretmeme” kararı almıştır. Kısacası sendikamız EĞİTİM SEN’in aldığı bu karar üniversitelerde yaşanan fiili gelişmelerle ve başta üyeleri olmak üzere akademik kamuoyunun talepleriyle uyumludur. Ve bu karar doğrudan eğitim hakkını korumaya yöneliktir.

Dolayısıyla İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturmanın hiçbir hukuki dayanağı yoktur.  Öte yandan gerçekleri çarpıtarak hedef göstermeye,  sendikal faaliyetlerimizi engellemeye dönük bu türden girişimlerle ilk defa karşılaşmıyoruz. KESK ve üye sendikaları emek ve demokrasi karşıtlarının her zaman hedefinde olmuştur. Çünkü KESK ve bağlı sendikaları en başından beri sadece sendikal hakların değil, aynı zamanda emek, demokrasi ve barış mücadelesinin öznesi olmuştur. Her türlü anti-demokratik uygulamanın, baskıların ve her türlü ayrımcılığın karşısında yer almış, toplumun özgür ve demokratik gelişimi önündeki engellerin ortadan kaldırılması için yürütülen her mücadelenin içinde yer almıştır.

EĞİTİM SEN ise sadece bir sendika değil, eğitim ve bilim emekçilerinin haksızlıklara karşı haykıran sesi, baskılara ve yasaklara karşı direnerek mücadele edenlerin birleşme adresidir.

  • Tüzüğünü Fakir Baykurt’un cezaevinde yazdığı,
  • 100 yıllık mücadele geleneğindeki fiili ve meşru mücadele çizgisini sürdüren,
  • Bütün darbelerin hedefinde olmuş Eğitim Sen hiçbir baskıya boyun eğmemiş,
  • AKP iktidarının gerici-ırkçı politikalarına, eğitimin ticarileşmesine, Vakıf, Tarikat, Cemaat kuşatmasına, gericileştirilmesine karşı, herkes için eşit, parasız, bilimsel, laik, demokratik ve anadilinde eğitim mücadelesini kararlılıkla sürdürmüştür.

Geçmişte mücadelemizi engellemeye çalışan, bizi kapı kulu olarak görenler tarihin çöplüğündeki yerini alalı çok oldu. KESK ve üye sendikaları ise önüne çıkarılan tüm engellemelerle, baskılarla yaratılan kuşatmaya inat dimdik ayakta.

Üzerimizde yarattıkları baskılarla, kuşatma operasyonlarıyla bizleri sindireceklerini sananlara buradan bir kez daha sesleniyoruz. Sendikal haklar kapsamında yaptığımız faaliyetleri sorgulamakla asıl suçu siz işliyorsunuz. Utanç verici soruşturmalarınızla asıl suçu siz işliyorsunuz.

Son olarak başta kamu emekçileri olmak üzere tüm kamuoyuna çağrıda bulunuyoruz.  EĞİTİM SEN’e yönelik bu soruşturma hepimizin örgütlü iradesine, sendikal hak ve özgürlüklere yöneltilmiş bir tehdittir. Hak ve özgürlüklerimize sahip çıkalım. Ülkeyi zifiri bir karanlığa boğmak isteyenlere karşı Türkiye’nin aydınlık yüzü EĞİTİM SEN’ de birleşelim. “Hak verilmez mücadeleyle alınır” diyenlerin örgütü, Gerçek sendikacılığı açık adresi KESK’e bağlı sendikalarda birleşelim."