Hortum felaketi Alaçatı’yı vurdu. Alaçatı’da yaşayan gazeteci Korcan Karar felaket bölgesinden izlenimlerini aktarıyor
Gece saat 21.20’de korkunç bir uğultu duyuldu dışarıdan. Alaçatı’nın merkezindeki evimin salonunda oturuyordum. Ardından sert bir rüzgar sesi eklendi uğultuya. Ses gitgide yükseliyordu. Endişelendim, hemen kendimi bahçeye attım. Yağmur çok sert yağıyordu. Şimşekler art arda çakıyor, gökyüzünü gündüz gibi aydınlanıyordu. Başımı kaldırıp göğe baktığım anda hortumun silüetini gördüm. Alaçatı’nın merkezini teğet geçiyor, Karaburun tarafına doğru ilerliyordu. Birden bende de şimşek çaktı; hortum Alaçatı merkezine gelmeden Alaçatı Port’un üzerinden geçmiş olmalıydı. Hortumun rotası bunu gösteriyordu. Hemen arabaya atlayıp Alaçatı Port tarafına gittim. Hortum, Alaçatı Port’un karşılıklı iki yakasını da vurmuştu. İlk gittiğim yer bir şantiyeydi. Metrelerce yüksekliğindeki vinç devrilmiş, işçilerin kaldığı prefabrik evler hortumun şiddeti ile yaklaşık 200 metre ileriye uçmuş, paramparça olmuştu. Ters dönmüş otomobiller, yaralı işçiler vardı. İlkyardım ekipleri (Polis, jandarma, belediye, kurtarma ve sağlık ekipleri) olaydan dakikalar sonra bölgeye gelerek çalışmalara başlamıştı. İlk dakikalarda dört yaralı işçi vardı. Bu defa koyun tam karşısına geçtim. Buradaki durum daha da ağırdı. Uçan çatılar, yıkılan evler, hortumun silip süpürdüğü binalar, batmış motoryat ve yelkenliler vardı Port’un içinde. Hortumun şiddeti ile tonlarca ağırlıktaki otomobiller 7-8 metreden aşağıya düşmüş, ters dönmüştü. Yaralılar vardı. Onlar da devlet hastanesine götürülerek tedavi altına alındılar. Gece karanlığında olayın vahameti anlaşılıyordu. Ancak gün ağarınca felaketin fotoğrafı çok net bir şekilde ortaya çıktı. Arama kurtarma ekipleri gece boyunca çalıştı. Erken saatlerde de İzmir Valisi, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı ve Çeşme Belediye Başkanı heyetleri ile beraber olay yerinde incelemelerde bulundu. Son dönemlerde İzmir ve çevresi deprem, sel, su baskını, dolu, fırtına ve hortum felaketlerinden etkilendi. Uzmanlar, yaşanan bu felaketleri küresel ısınma ve iklim değişikliğine bağlıyor. Alaçatı’da yaşayan bir gazeteci olarak bu felakette can kaybının olmaması beni bir nebze teselli ederken, bu yaraların hızla sarılacağına inanıyorum. Geçmiş olsun Alaçatı.