Genç kuşaktan çıkan markaların büyük çoğunluğu artık sürdürülebilirlik esaslarına göre kuruluyor. “Malum dünyayı en çok kirleten ikinci sektör tekstil, çıkıp da yeni bir ev tekstili ya da hazır giyim markası kuramazdım, farklı bir yol izleyerek bu işe girdim” diyen Mina Dilber 32 yaşında genç bir kadın girişimci. Anim Living markasının kurucusu. Aslında tekstilci bir aileden geliyor ama tekstil sektörüne girmemek için uzun süre direnmiş bir isim! Güzel bir hikayesi var.
Mina Dilber Koç Lisesi’ni bitirdikten sonra Amerika’da siyaset ve sinema üzerine üniversite eğitimi alıyor, ardından da medya dünyasına adım atıyor. En büyük hayali aslında ünlü bir televizyoncu olmak. Bunun için de 5 yıl tv programlarında çalışıyor. Cüneyt Özdemir’in yanında oluyor bir dönem ve ondan çok şey öğreniyor. İşi seviyor sevmesine ama medya dünyasında ilerlemenin kendisine uygun olmadığı noktasına geliyor bir süre sonra.
Aslında dededen kalma tekstil işleri içinde büyümüş biri Mina Dilber. Öyle ki bu anlamda da aile hikayeleri çok sağlam. Dedesinin ailesi ilk kumaş ihracatını yapanlardan. Anne tarafının da Bursa’da tekstil atölyeleri var. İşin özünde Mina Dilber aile içinde aslında görerek büyüdüğü, kumaştan anlamanın ötesinde tasarımla da erken tanıştığı bir dünyada ilerlemeye karar veriyor. Mina Dilber kaliteli, genç tasarımlı ürünler üretme fikrini uzun süre düşünüyor. Medyadan da soğuduğu bu dönemde yeni iş olarak tekstile yönelmeye ve köklerine dönmeye karar veriyor.
University of Southern California’da siyaset bilimi ve iletişim üzerine lisans eğitimi alan Mina Dilber, Türkiye’ye döndükten sonra CNN Türk’te çalıştı. 2019’da kendi girişimini kurdu
Küçücük bir atölye ile başlıyor her şey. Yeni nesil bir hikaye yaratmanın peşine düşüyor. Amacı iyi kumaşları seçip Türkiye’deki el işçiliğini ve tasarım gücünü kullanarak sürdürülebilir bir marka yaratıp, yurtdışına açılmak oluyor. Ev tekstiline odaklanıyor ilk adımda. 2018-2019 yılları markasının tasarımıyla geçiyor. Anim Living markasını kuruyor. Ev tekstili ürünleri ilk adımda istediği ilgiyi buluyor. Ve pandemi sırasında herkes eve döndüğünde bir süre üretimde zorluk çekseler de markası online satışlarla ilerliyor. O dönemde çok iş yapıyorlar. Kreatif ajanslarla işbirlikleri yapmaya başlıyorlar. Örneğin Bebek Oteli’nin ev tekstillerini yapıyorlar. Türkiye’de ve globalde ev, otel, tekne projeleri almaya başlıyorlar. Pandemi bitiminde de herkesin evinden çıkacağını, açık havada çok zaman geçireceğini düşünerek de hazır giyim koleksiyonu hazırlamaya karar veriyor. Anim, ev tekstilinde yakaladığı başarının ardından hazır giyimde de farklı tarzıyla öne çıkıyor.
Mina Dilber Anadolu’nun özel kumaşlarının da peşine düşüyor. Dilek Hanif gibi isimlerin Anadolu’nun kumaş ve zanaatlarını ortaya çıkaran çalışmalarını da takip eden Mina Dilber, hazırladığı 80-90 parçalık koleksiyonları Avusturalya’dan İspanya’ya kadar farklı ülkelere ihraç ediyor. Toplamda 9 ülkede Anim markalı ürünler özel butiklerde satılıyor. Mina Dilber, en çok da Anadolu’nun özel kumaşlarıyla hazırlanan koleksiyonların ilgi çektiğini söylüyor. Anim üretimlerinde tüm atık kumaşlar da farklı tasarımlarla değerlendiriliyor.
Yatırım da aldı
Anim, 2023 yılında ilk yatırım turuna çıktı. Aralarında Nevzat Aydın, Fırat İşbecer, Burcu Acartürk Yıldız, İmregül Hepyaz, Ersan Öztürk’ün olduğu bir gruptan yatırım aldı.
Ev tekstiliyle yola çıkan, hazır giyim koleksiyonu çıkaran Anim, kendini “göçebe marka” olarak tanımlıyor, dünyanın neresine giderse gitsin evde olma hissini, rahatlığı ve özel dokunuşları hatırlatmayı önemsiyor. Mina Dilber, İstanbul ve Los Angeles’taki yaşamdan ilham aldığını, doğup büyüdüğü, eğitim alıp ilk iş deneyimini yaşadığı bu iki kentin renklerinin, dinamizminin markasına yansıdığını söylüyor.
Teknoloji girişimlerinin çok daha rahat yatırım bulduğunu söyleyen Mina Dilber, “Türkiye’de tekstil gelişmiş olmasına rağmen marka çıkarma konusunda ve işi geliştirmek için yatırım bulmak hiç kolay değil” diyor. İstanbul, Bursa, Denizli, Erzurum’da üretim yaptıran Anim, üretiminin yüzde 40’ını lokal kumaşlarla ve çoğunlukla kadın üreticilerle gerçekleştiriyor. Genç, global olma yolunda ilerleyen, sürdürülebilir marka örnekleri umut veriyor değil mi?