Uluslararası Gastronomi Rehberi Michelin dün sabah saatlerinde İstanbul’da gerçekleştirdiği basın toplantısında rehberin 38. destinasyonunun İstanbul olacağını açıkladı. Bu vesileyle Türkiye’ye gelen Michelin Rehberi Uluslararası Direktörü Gwendal Poullennec, seleksiyon sürecinden ve kriterlerden bahsedip gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Türk mutfağının zenginliği etkileyici
Oksijen'e konuşan Gwendal Poullennec, İstanbul’un Michelin rehberine eklenecek olmasının tüm ekip için bu senenin en önemli odak noktalarından biri olduğunu söyledi. Poullennec, İstanbul’u yeni bir Michelin destinasyonu olarak seçmeleri konusunda mütevazı davranmaları gerektiğini, Türk mutfağının tarihinin çok eskiye dayandığını ve zenginliğinin çok etkileyici olduğunun altını çizdi. Amaçlarından birinin İstanbul’u bir sonraki seviyeye geçerken desteklemek ve iyi yemek yenilecek özel yerlerle ilgili farkındalık yaratmak olduğunu ifade eden Poullennec bunu sadece uluslararası olarak seyahat edenler için değil, Türkiye için de yapmak istediklerini ekledi.
‘Kaliteli yemek pahalı olmak zorunda değil’
‘‘Michelin’in odak noktası pahalı, gastronomi restoranları olarak görülmemeli, Michelin için önemli olan yenilen yemeğin kalitesidir ve kaliteli yemek pahalı olmak zorunda değildir’’ diyen Poullennec ‘‘bu projeyle ilgili çok heyecanlıyız bu bizim için sadece bir başlangıç ilk seleksiyondan sonra önümüzdeki yıllarda listenin git gide genişleyeceğine inanıyoruz’’ dedi.
"Çeşitlilik rehbere yansıyacaktır"
Oksijen’in sorusunu yanıtlayan Michelin Uluslararası direktörü Gwendal Poullennec rehberde şık veya ayaküstü yemek yenilebilen, Türk ya da yabancı bir mutfağı olan, alkollü- alkolsüz, her türlü restoranın yer alabileceğini belirtirken ‘‘Müfettişlerimiz açık görüşlü, İstanbul birçok kültürün karşılaşmasına tanık olmuş bir şehir, yemek kültürüne yansıyan bu çeşitlilik rehbere de mutlaka yansıyacaktır diye düşünüyorum’’ dedi.
İstanbul rehberi dijital olacak
11 Ekim tarihinde tüm dünya ile aynı anda yayınlanacak olan İstanbul rehberi dijital olacak. Artık odaklarının basılı rehberler değil de dijital olduğunu belirten Gwendal Poullennec bunun en önemli iki sebebinin daha çok dilde daha çok kişiye ulaşabilmek ve kolay bir şekilde güncel kalabilmek olduğunu belirtti. Basılı rehberlere tamamen yok olmadığını da ekleyen Poullenec ‘‘Rehberlerin basılmış versiyonları sadece birkaç ikonik destinasyonumuzda devam edecek’’ dedi.
Michelin müfettişleri kimler?
Michelin Rehberi'nin İstanbul önerileri için Michelin’in anonim bir şekilde restoranları gezen ve denetleyen müfettişleri şimdiden restoranları gezmeye başladı. Gelen sorular üzerine müfettişlerin profilleriyle ilgili bilgi veren Gwendol Poullennec, Michelin müfettişlerinin çok açık görüşlü olduklarını ve bir yemeğinin kalitesini ülke, şef ismi gözetmeksizin değerlendirme yeteneğine sahip olduklarını belirtti. Dünyanın farklı bölgelerinde yaşayan, farklı milletlerden müfettişlerle çalıştıklarını belirten Poullennec ‘‘Japon bir müfettiş bir Kore ya da Fransız mutfağını da aynı kriterle denetler… Yemeği pişiren şefe değil tabakta olana odaklanan müfettişlerimiz dikkatlerini o restoranı eşsiz yapan detaylara veriyorlar’’ diye ekledi.
"Tutarlılık ve devamlılık önemli"
Önem verilen faktörlerden bir diğeri de tutarlılık ve devamlılık. San Francisco’dan Paris’e, New-York’tan İstanbul’da her şehirde restoranların aynı kriterlerle ele alınmasının öneminden bahseden Poullennec, her bir müfettişin en az 10 senelik bir sektör deneyiminin olduğunu, hepsinin tam zamanlı olarak Michelin için çalıştığını ve başka bir yan iş yapmalarının mümkün olmadığını da ekledi . Dünyadaki müfettişlerin sayılarını paylaşmamayı tercih eden Poullennec, müfettişlerin arasında Türk var mı sorusuna da cevap vermedi. Bir derece verirlerken asla tek bir kişinin karar vermediğini ve farklı deneyimlerin kesişmesinin öneminden bahseden Poullenec hiçbir zaman bir müfettişin aynı restorana iki kere gitmediğinin de altını çizdi.
Yılda en az 300 restoran deneyimliyorlar
Bir müfettişin denetleme amacıyla bir yılda ortalama 300 öğle akşam yemeği yediğini belirten Poullenec, kimileri için rüya gibi bir iş olabileceğini, ancak sürekli seyahat edilen gerçek bir hayat stili olduğunun da altını çizdi: Seyahat, yemek ve hayatın geri kalanıyla iyi bir denge kurmak gerekiyor, bu kimileri için çok yorucu olabilir.