Kahramanmaraş Depremleri’nde 50 binden fazla kişi hayatını kaybetti, 35 binden fazla bina yıkıldı, yaklaşık 100 bin bina için de acil yıkım kararı alındı. 1.5 milyon kişi ise evsiz kaldı. Depremin ağır bilançocunun en fazla hissedildiği il ise yüzde 80’i yıkılan Hatay oldu. Özellikle tarihi kentin ilçeleri Antakya, Defne, Samandağı depremde ağır yara aldı.
Protokol imzalandı
Yeniden tasarlanması ve inşa edilmesi gereken medeniyetlerin buluşma noktası Hatay’da ise en büyük soru, bunun nasıl yapılacağı… İşte bu noktada Türkiye Tasarım Vakfı, kentin master planını, kent merkezinin tasarımını ve mimari projelerini hazırlamak için gönüllü oldu. Hatay’ın aslına uygun şekilde, tarihi ve doğal yapısını koruyarak yeniden ihya edilmesi için Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ve Kültür ve Turizm Bakanlığı ile protokoller de imzaladı. Ardından da ulusal ve uluslararası alanda tarihçilerden, arkeologlardan, yer bilimcilerden, şehir plancılarından ve mimarlardan oluşan bir çalışma grubuna liderlik eden Türkiye Tasarım Vakfı, Bilim Kurulu’nun çalışmalarında gönüllü yer alarak koruma planları ile Hatay’ı, aslına uygun şekilde ihya süreçlerinde çalışmaya başladı.
Çalıştay yapıldı
Türkiye Tasarım Vakfı, Kültür ve Turizm Bakanlığı öncülüğünde Bilim Kurulu iş birliğiyle yürütülen çalışmaların hedefi ise Hatay’ın yeni planını 7 ay içinde tamamlamak. Bu hedefe yönelik olarak da geçtiğimiz gün Türkiye Tasarım Vakfı tarafından “Antakya Kent Merkezi Koruma Amaçlı Planlama ve Tasarım Çalıştayı” düzenledi.
Atatürk Kültür Merkezi’nde 15 farklı disiplinden yerli ve yabancı fikir önderlerinin ve Hatay’a gönül verenlerin katılımıyla yapılan çalıştayda, bakanlıklar ile Foster+ Partners, KEYM (Kentsel Yenileme Merkezi) ve DB Mimarlık iş birliğinde yürütülen çalışmalar masaya yatırıldı.
Gönüllü katkı
Türkiye Tasarım Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Kalyoncu, katıldığı çalıştaya ilişkin şu değerlendirmede bulundu: “Hepimiz için tarihsel ve millî bir önemi olan Hatay’ımızın tarihi merkezinde Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın öncülüğünde yürütülecek koruma amaçlı planlama çalışmalarına Türkiye Tasarım Vakfı olarak gönüllü katkı için yakın zamanda aksiyon almaya başladık. Değerli paydaşlarımızın da katılımıyla düzenlediğimiz çalıştayda bu aksiyon planlarını tartıştık. Ulusal ve uluslararası uzmanlarla birlikte oluşturduğumuz çalışma grubumuz ve Hatay’a gönül veren tüm paydaşlarımızın katkısı ile bu eşsiz mirasın bizden sonraki nesillere aktarılmasını ve tarihi Hatay merkezinin korunmuş kültür mirasıyla birlikte daha yaşanabilir ve dayanıklı bir hale gelmesini amaçlıyoruz.”
İstanbul için de iş birliği
Günümüzde iklim krizi, küresel ısınma, göç gibi küresel sorunların tüm dünyanın gündeminde yer aldığını belirten Kalyoncu, bunun çözümünde iş birliğine dikkat çekti. Kalyoncu, “Bizim hayalimiz iş birliği kurgusunun Türkiye’den çıkıp tüm dünyaya bir model olabilmesi. Hatay’daki çalışmalarımızı başarıyla tamamlayabilirsek bu iş birliği ruhunu daha fazla gecikmeden İstanbul’un problemlerinin çözümüne de dahil ederek etkili ve faydalı sonuçlara ulaşabiliriz” dedi.
Proje paydaşlarından Foster + Partners Ortağı ve Stüdyo Lideri Nigel Dancey, “6 Şubat'ta yaşanan felaketten sonra, bölge halkı ile birlikte çalışmak ve Türkiye'deki mimarlık, planlama, kentsel tasarım ve mühendislik uzmanlarıyla iş birliği yaparak tarihsel Antakya kenti için yapılacak planlamalara yardımcı olmak için sabırsızlanıyoruz” dedi.
Özel sektör farkı
Yapısal mühendislik ve felaket risk azaltma alanlarında uluslararası düzeyde çalışmalar yapan Dr. Kit Miyamato çalıştaya katılan isimler arasında yer aldı. Miyamato, Kobe örneğini vererek özel sektör desteğine dikkat çekti: “Unutmamamız gereken önemli bir nokta, tüm inşaatın kamusal kaynaklarla finanse edilmediğidir; büyük bir bölümü özel yatırıma dayanıyor. Hatay’ın benzersiz güçlerini ve kültürünü kullanarak özel sektör yatırımlarını çekmek için çaba göstermeliyiz. Hatay zengin bir tarihe ve canlı bir kültüre sahip, bunu vurgulamak gerekir. Bu özgünlük uluslararası yatırımcılar için büyük bir çekicilik unsuru olabilir. Hatay’a yönelik küresel ilginin kaçırılmaması gereken bir fırsat sunduğuna inanıyorum. Örneğin, Japonya 1995 yılında Kobe'de yaşanan yıkıcı depremde 6.000'den fazla insan hayatını kaybetti ve büyük zarar meydana geldi. Ancak Japonya, bölgeyi yatırıma uygun hale getirmek için düzenlemeleri basitleştirerek ve özel yatırımı teşvik edecek adımlar attı. Bu, Kobe'nin sadece birkaç yıl içinde daha güçlü bir şekilde toparlanmasına yol açtı.”
Akıllı şehir
DB Mimarlık Kurucu Ortak Bünyamin Derman ise Hatay’da kendi kendine yetebilen, dirençli yapılar kurmayı planladıklarının altını çizdi. En önemli unsurun ‘toprak kaybetmeden dönüşüm’ olduğunun önemini anlatan Derman, “Hatay’da iki tane önemli antik kent bulunuyor; Seleukeia Pieria ve Antiokheia. Hatay tam olarak katman katman bir şehir ve 1940’ların eski Hatay’ına kavuşturmak istiyoruz. Hatay, Efes’ten sonraki en büyük antik kentleri barındıran bir Roma şehri. Bu son depremde ise kentin yüzde 80’i yıkılmış durumda. Bu yüzden depremden diğer etkilenen şehirlerden daha özel bir durumu var. Geleceğin dünyasını göz önünde bulunduracak şekilde altyapı çalışmaları ve akıllı şehir uygulamaları öneriyoruz. Buna göre; merkez bölgeleri, idari binaları şehrin çeperlerine atmamız, şehrin alt tarafında akan bir ulaşım, üst tarafında da raylı sistemleri oturtmamız gerekiyor. Ayrıca camileri, kiliseleri ve havraları öne çıkararak şehrin siluetini oluşturmasını, böylece kimliğini korumasını planlıyoruz.”
Planlama hedefleri
- Hatay, sur içi bir şehir olduğu için yaya odaklı tasarlanacak
- Tek merkezli değil çok merkezli planlanacak
- Raylı sistemler kurulacak
- Yol sistemleri elektrikli araçlara göre tasarlanacak
- Tarım avluları oluşturulacak
- Nehir yataklar yeniden düzenlenecek
- Güneş ve rüzgar enerji kullanılacak