Oksijen’in geçen haftaki sayısında Gökçer Tahincioğlu, “AYM’den ‘uzun yargılama’ resti” başlığıyla Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) uzun yargılama sürelerine dair başvurulara artık bakmayacağı haberini sayfasına taşımış; AYM’nin 10 Ekim 2023 tarihli basın duyurusu ile ‘makul sürede yargılanma’ hakkına ilişkin başvuruların incelenmesinin sürdürülmesini haklı kılan bir neden olmadığına karar verdiğinden bahsetmişti.
140 ülke arasında 109’uncu
AYM bireysel başvuru istatistiklerine göre; 2012 ile 2023 yılları arasında, makul sürede yargılanma hakkı kapsamında yapılan 56 bin 443 başvurunun tamamında ihlal kararı verildi. Yani 55 binden fazla başvurunun tamamında yargılamanın makul olmayan şekilde uzun olduğu anlaşıldı. Dünya Adalet Endeksi 2022 verilerine göre Türkiye, ceza yargılamasının zamanında ve etkili olması endeksinde 140 ülke arasında 109’uncu, adaletin makul sürede tesis edilmesi endeksinde ise 117’nci sırada yer alıyor.
3’üncü derecede sondan 3’üncü
Avrupa Adaletin Etkinliği Komisyonu (CEPEJ) verilerine göre ise karara bağlanma sürelerine
bakıldığında mahkeme derecelerine göre şöyle bir tablo karşımıza çıkıyor: Türkiye, ceza dosyalarının ortalama karara bağlanma süresinde, 49 ülke arasında, ilk derece mahkemeleri bakımından sondan 8’inci, ikinci derece mahkemeleri (bölge adliye mahkemeleri) bakımından sondan 7’nci, üçüncü derece mahkemeleri (Yargıtay) bakımından ise sondan 3’üncü sırada yer alıyor.
Yargıtay’da 1.5 yıl
Avrupa’da bir dosya ilk derece ceza mahkemelerinde 149 günde karara bağlanırken Türkiye’de 390 günde kapanıyor. İkinci derece mahkemelerinde Avrupa ortalaması 121 günken Türkiye’de 311 gün; üçüncü derece mahkemelerinde ise Avrupa ortalaması 120, Türkiye ortalaması Avrupa’nın yaklaşık 4.5 katı ile 538 gün. Başka bir deyişle bir ceza dosyası Yargıtay’da yaklaşık 1.5 yıl kalıyor.
Kesinleşme süresi Avrupa’nın 2.6 katı
Bir ceza dosyası yerel mahkemenin ardından önce ikinci derece yani istinaf mahkemesi olan bölge adliye mahkemelerine, oradan da temyize yani üçüncü derece mahkemesi olan Yargıtay’a gidiyor. Bu sürecin sonunda ise dosya kesinleşiyor. CEPEJ raporuna göre, Avrupa’da bir ceza dosyası ortalama 390 gün yani 1 yıl 25 günde kesinleşirken Türkiye’de bu süre bin 15 gün yani 2 yıl 9 ay 15 gün; yani Avrupa’nın 2.6 katı.
Dosya sayısı Avrupa’nın 8.3 katı
CEPEJ raporuna bakıldığında ceza yargılamalarının uzun olmasında dosya yoğunluğunun da etkisi görülüyor. Avrupa’da her 100 kişi başına, ceza mahkemelerindeki dosya sayısı 0.46 iken Türkiye’de her 100 kişiye 3.84 dosya düşüyor. Bu da Türkiye’de yaklaşık 8.3 kat daha fazla ceza dosyası olduğu anlamına geliyor.
Soruşturma sayısı yüzde 47.5 arttı
Adalet Bakanlığı tarafından hazırlanan Adli Sicil İstatistikleri’ne göre ise 2015’ten 2022’ye ağır ceza mahkemelerinde görülen dosya endeksi 100'den 227'ye çıkıyor. Aynı süreçte soruşturma dosya sayısı ise 7 milyon 183 bin 711’den 10 milyon 598 bin 645’e yüzde 47.5 artıyor.
En çok artan suç: Dolandırıcılık
Yine 2015’ten 2022’ye dolandırıcılık dosya sayısı yüzde 158 artarken, bu suç türü 2022 yılında bir önceki yıla oranla yüzde 41 artışla, Adli Sicil İstatistikleri’nde seçilen 10 suç türünden en çok artan suç tipi. Öte yandan 2015’te cumhuriyet savcılıklarına gelen dolandırıcılık dosyalarının yüzde 91.8’i temizlenirken, 2022’de bu oran yüzde 81.7’ye düşüyor. Bir dolandırıcılık dosyasının görülme süresi ise 2015-2022 arasında 342’den 407’ye çıkıyor.
Hırsızlık dosyası 7.5 yıl sürüyor
Bir önceki yıla oranla 2022’de yüzde 30 artan hırsızlık dosyaları ise, 10 suç türü arasından yargılamanın en uzun sürdüğü suç tipi. Bir hırsızlık dosyasının soruşturma dahil kesinleşmesi ortalama 2 bin 763 gün yani 7 yıl 6 ay 28 gün sürüyor, ki bu süre Avrupa’da bir ceza dosyasının kesinleşme süresinin yaklaşık 7 katına denk geliyor.