Türkiye'nin önde gelen iş insanlarından İnan Kıraç'ın evlatlıktan reddettiğini açıklamasının ardından İpek Kıraç, konuya dair bir basın açıklaması yayınladı. Haberlerde belirtilenin aksine dava sürecinin ilk mahkemesinde annesinden kalan mirasın meşru olduğunun hukuken tescillendiğini belirten Kıraç, "Babamın son yıllarda bu ilkelere aykırı attığı adımlar, içerisinde anıldığı çevreler ve konular, kendisine, kurumlarımıza ve ailemize zarar veren kararlar ne yazık ki beni hem şaşırtmakta hem de üzmektedir" ifadelerini kullandı.
İpek Kıraç'ın açıklamasını tam metni şöyle:
Bugün Cumhuriyet Gazetesi'nde yer alan ve sonrasında diğer medya kuruluşlarına yansıyan haberler üzerine çok üzülerek bu açıklamayı yapmaya mecbur kaldım.
Öncelikle belirtmek isterim ki; bugün halen devam eden hukuki süreç ilk olarak Ocak 2023’te babam İnan Kıraç tarafından açılan ve annem Suna Kıraç'ın vasiyeti doğrultusunda verilen mirasçılık kararının iptaline yönelik olan dava ile başlamıştır. Dolayısıyla her ne kadar davanın görünen tarafı ben olsam da, babam İnan Kıraç aslında eşi Suna Kıraç’ı ve son arzularını dava etmektedir. Zaman içerisinde eklenen yeni davalarla kapsam genişlemiş ve son olarak evlatlıktan ret talebi ile aleyhime yeni bir dava açılmıştır. Bu davanın henüz ilk duruşması dahi yapılmamış olup sonuca bağlandığı yönündeki haber yanlıştır. Devam eden hukuki süreçler hakkında herhangi bir yorum yapmayı doğru bulmamakla birlikte, babam tarafından basına verildiği anlaşılan ve gerçeği yansıtmayan haberler vesilesiyle aleyhime karşı bir algı yönetimine izin vermeyi doğru ve adil bulmuyorum. Annemin bana bıraktığı manevi ve maddi mirası koruma çabam sanki hakkım olmayanı ele geçirmeye çalışıyormuşum gibi yansıtılmaktadır. Halbuki haberlerde belirtilenin aksine, henüz devam eden dava sürecinin sonuçlanan ilk mahkemesinde karar lehime çıkmış olup annemin bana bıraktığı mirasın meşruluğu hukuken de tescil edilmiştir.
Beni “İpek” olarak var eden; beni yetiştiren ve bana emek veren ailemdir. Buna rağmen babamın her türlü vesileyle “evlat edinilmiş” olmamı gündeme getirmesi bütün bu süreçte en çok üzüldüğüm husustur. Benim annem Suna Kıraç, babam ise İnan Kıraç’tır. Beni doğuran olmasa da yetiştiren ailem tarafından belirli değerler ve ilkeler etrafında büyütüldüm. Hal böyleyken, babamın son yıllarda bu ilkelere aykırı attığı adımlar, içerisinde anıldığı çevreler ve konular, kendisine, kurumlarımıza ve ailemize zarar veren kararlar ne yazık ki beni hem şaşırtmakta hem de üzmektedir.
Her şeye rağmen, ailemizin bu ülkeye dair sorumluluklarının bilincinde olarak annemin bana emanet ettiği manevi ve maddi mirası savunuyor ve yaşatmak için çalışıyorum. Sürecin devamına dair en büyük dileğim; babamın bir aile olduğumuzu ve bu mirası birlikte korumamız gerektiğini anımsamasıdır. Beni büyük bir sevgiyle yetiştiren babamın aynı arzuyla hareket edeceğine olan ümidimi hala korumaktayım. Zira bu davaların tümü özü itibariyle annemin iradesine ve manevi mirasına aykırı olup, sonucu ne olursa olsun kazananı olmayacaktır.