08 Mayıs 2024, Çarşamba Gazete Oksijen
Haber Giriş: 16.09.2022 04:30 | Son Güncelleme: 16.09.2022 16:29

İstanbul trafiği nasıl kurtulur?

İstanbul’un kronik sorunlarından trafiği çözmek adına en önemli adımlardan biri atıldı. İBB ve Arup’un iş birliğiyle yürütülen proje kapsamında öneriler belirlendi, artık uygulamaya geçilmesi için gün sayılıyor
Yeditepe Üniversitesi’nin 2020 yılında yaptığı araştırmaya göre İstanbullular yolda harcadıkları her bir saatin 45 dakikasını trafik sıkışlığına feda ediyor. Aynı araştırma kentte ortalama sürüş hızının saatte 29.3 km olduğunu ortaya koyuyor.
Yeditepe Üniversitesi’nin 2020 yılında yaptığı araştırmaya göre İstanbullular yolda harcadıkları her bir saatin 45 dakikasını trafik sıkışlığına feda ediyor. Aynı araştırma kentte ortalama sürüş hızının saatte 29.3 km olduğunu ortaya koyuyor.

Büyük kentler giderek kalabalıklaşırken, bir noktadan bir noktaya ulaşabilmek kent sakinlerinin en büyük problemi haline gelmiş durumda. Yaz tatilinin bitmesi ve okulların açılmasıyla birlikte günde 30 milyonu aşkın yolculuk yapılan İstanbul trafiği de hissedilir derecede yoğunlaştı. Ulaşım sadece kişilerin değil, fosil yakıtlar yüzünden çevrenin, israf nedeniyle ekonominin de sorunu.

Palyatif tedbirler meseleyi çözmüyor, konuyu ihtiyaçlar üzerinden bütünlüklü bir bakış açısıyla değerlendirmek gerekiyor. Tam da bu yönde bir adım atan İstanbul Büyükşehir Belediyesi, “İstanbul Sürdürülebilir Kentsel Hareketlilik Planı” kapsamında dünyanın önde gelen mühendislik şirketlerinden Arup ile yeni bir yola çıktı.

33 ülkedeki 140’a yakın kentte, La Sagrada Familia, Kanyon Alışveriş Merkezi, Sabiha Gökçen Havalimanı gibi bölgeye özel projeler geliştiren Arup, İstanbul’a yönelik bu çalışmayı İBB Ulaşım Daire Başkanlığı ve Ulaşım Planlama Şube Müdürlüğü’nün koordinasyonuyla yürütüyor. Birleşik Krallık’ın “Geleceğin Şehirleri Programı” kapsamındaki İstanbul Sürdürülebilir Kentsel Hareketlilik Planı adlı projeye, Birleşmiş Milletler Habitat da stratejik danışmanlık yapıyor.

Arup ekibi proje kapsamında kentin ihtiyaçlarını belirleyebilmek adına yaptıkları görüşmelerin ardından 30’a yakın net önerinin bulunduğu bir rapor hazırladı. ‘Düşük Karbona Geçiş’, ‘Kesintisiz Aktarma ve Entegrasyon’ ve ‘Trafik Tıkanıklığının Azaltılması’ başlıkları altındaki önerilerden bazıları özetle şöyle:
Besleyici bisiklet güzergahları: Toplu taşıma merkezlerine bağlanan besleyici bisiklet güzergahları oluşturulmalı, yerleşim alanları ve cazibe merkezlerine bisiklet park tesisleri kurulmalı.

Düşük salım bölgeleri: Erişimin düşük karbon salımlı taşıtlarla sınırlandığı, kirleticiliği yüksek taşıtların erişiminin kısıtlandığı bölgeler tanımlanmalı.

Elektrikli bisikletler ve scooter’lar: Scooter ve e-bisiklet kullanımı bisiklet şeritleriyle entegre edilmeli, gelişigüzel park edilmeleri yerine ilgili istasyonların kullanımı teşvik edilmeli.
Metrobüsün karbonsuzlaştırılması: Mevcut filo elektrikli araçlarla yenilenmeli, troleybüs kullanımı da bir seçenek.

Trafik sakinleştirme: Cadde geometrisinde yapılacak değişiklikler ve daraltma/genişletme gibi yöntemlerle hacim kontrolü sağlanmalı. Araçların hızını kontrol edecek önlemler alınmalı.
Deniz ulaşımının geliştirilmesi: Talep gören yeni hatlar tanımlanmalı, deniz taksileri devreye girmeli, yeni iskeleler kurulmalı.

İstanbulkart’ın kapsamının genişletilmesi: Minibüslere takılacak İstanbulkart sistemiyle nakit ödemeden sabit ücrete geçilmeli. Buradan elde edilecek yolcu verileriyle daha büyük ve nitelikli araçlarla minibüs hizmetleri yeniden planlanmalı.

Otobüs şeritleri: Otobüsleri karma trafik akışından kurtaracak özel şeritlerden oluşan bir ağ oluşturulmalı.
Park et-devam alanları: Özel otomobil kullanıcılarının seyahatlerinin en azından bir bölümünde toplu taşıma sistemini kullanmaları için alanlar oluşturulmalı.

İnşaat malzemeleri konsolidasyon merkezleri: Yük dağıtımının neden olduğu olumsuz etkilere karşı oluşturulacak merkezle tedarik zinciri daha iyi anlaşılmalı.

Tıkanıklık fiyatlandırması: Kısıtlanmış bir alana girmek isteyenlerden alınacak ücretlerden elde edilen gelir, sürdürülebilir hareketliliği teşvik ve hava kirliliğini azaltmaya yönelik politikalarda kullanılmalı.
Raporda ayrıca raylı sistemin genişletilmesi, otopark düzenlemelerinin elden geçirilmesi ve otomatik ödeme sistemlerine geçilmesi gibi öneriler de var. 

Arup Türkiye Sürdürülebilir Şehirler ve Planlama Direktörü Maral
Mitilyan

Raporu hazırlamadan önce çok sayıda görüşme yaptıklarını, toplumun tüm kesimlerini etkileyecek projeler geliştirirken herkesin sesini duymanın şart olduğunu söyleyen Arup Türkiye Sürdürülebilir Şehirler ve Planlama Direktörü Maral Mitilyan “Her şehir için farklı strateji oluşturmak, ayrıca planın tüm şehri kapsaması için cinsiyet eşitliği ve sosyal kapsayıcılığın merkeze alınması gerekiyordu. Amaç temsiliyeti yetersiz grupların kullanabileceği alanlar da yaratmak, göçmenler de buna dahil” diyor.

Günlük yolculukların yüzde 70’inin toplu taşımayla yapılması gerektiğininin altını çizen Mitilyan “Bunun için raylı sistem ve bisiklet kullanımının yaygınlaşması gerekiyor. İstanbul’da yolda geçirilen zaman bir hayli önemli ve karbon emisyonlarıyla ilgili hedeflere de uymuyor. Şehirli insanın trafikte geçireceği zamanı azaltmasına ciddi anlamda etki edebilecek etken aktif ulaşımın, yani başlıca bisiklet kullanımının artması önemli” görüşünü savunuyor.

Tam da bu noktada bir başka zorluk beliriyor, çünkü araştırmalara göre Türkiye’de bisiklet kullanımının düşük olmasının temel nedenlerinden biri duyulan güvenlik endişesi. ‘Bunu nasıl aşarız?’ diye sorduğumuzda Mitilyan “Algı ve düşünce sistemini değiştirmek gerekiyor, bunların kuralsız kullanıldığını düşünmeyi bırakmalıyız, belirli regülasyonların olması ve herkesin bunlara uyması lazım’’ görüşünü dile getiriyor. Özel parkurlar ya da yollar yapılmasının yetmeyeceğini, zihni dönüşümün şart olduğunu, başta okullar olmak üzere tüm kurumların bu sürece desteğinin önemine dikkat çekiyor.

"Şehrin havası bile temizlenecek"

Doğru kurulmuş bir ulaşım planının dokunması beklenen en kritik konulardan biri de sonuçlarıyla şimdiden yüzleşmeye başladığımız iklim değişikliği. Sadece bu nedenle bile insanların toplu taşımaya yöneleceğini savunan Mitilyan, bu noktada “kesintisiz aktarma” kavramının öne çıkacağını söylüyor: “Metrodan indiğinizde uzun bir mesafe yürümeden bir başka toplu taşıma aracına ulaşabilmeniz lazım. Bisiklet veya scooter’dan inip hemen metroya binen insan sayısı artacak, daha çok otobüs hattı, daha az otopark problemi ve motorlu taşıtların giremediği, dolayısıyla insanların toplu taşımaya yönleneceği bölgeler olacak. Bu süreçte şehrin havasının bile temizleneceğine inanıyoruz. Yeşilin arttığı, tüm ulaşım ağının birbirine bağlandığı, herkesin istediği yere toplu taşımayla gidebileceği bir düzen göreceğiz’’.