Biz doğal olarak 24 Temmuz 1923’te imzalanan Lozan Barış Antlaşması’nı bir başlangıç olarak görürüz. Birkaç ay sonra kurulacak Türkiye Cumhuriyeti’nin, klişeleşmiş tabiriyle “tapu senedi”dir. Geride bıraktığı 100 yıl boyunca “zafer”, “hezimet”, “gizli madde” gibi diğer klişelerle beraber sayısız kere konuşulan, önemli bir dönüm noktası.
İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Siyasi Tarih Ana Bilim Dalı Başkanı ve Tarih Vakfı Başkanı Prof. Mehmet Ö. Alkan da kim bilir kaçıncı kez birine Lozan anlatıyor. Ama fakülte binasındaki odasında konuşurken bıkkın değil. Çünkü özenle vurguladığı gibi “Lozan’ın değerini bilmemiz gerek”…
Haber Giriş: 21.07.2023 04:30 | Son
Güncelleme: 21.05.2024 15:09
Lozan’da gerekli olan zafer değil ‘uzlaşma tatmini’ydi, başarıldı
24 Temmuz’da Lozan Antlaşması 100’üncü yılını dolduracak. Tarih Vakfı Başkanı Prof. Mehmet Ö. Alkan bu tür müzakerelerin zafer fikri üzerine kurulamayacağını söylüyor: “Birinin zaferi ve hezimeti gelecekle ilgili sorunlar çıkarır, ihlale açık hale getirir. Önemli olan karşılıklı uzlaşma tatminidir