15 Kasım 2024, Cuma Gazete Oksijen
Haber Giriş: 23.07.2021 04:30 | Son Güncelleme: 16.02.2022 15:16

"Ormanımızı yalnız bırakmayacağız!"

Muğla’da termik santrallere maden sahası oluşturmak için orman kesimi yapılmak isteniyor. Köylüler ise yaşları 400’e ulaşan kızıl çamların kesilmesine karşı çıkıyor. Uzmanlara göre maden, Bodrum’un suyunu da tehdit edebilir
"Ormanımızı yalnız bırakmayacağız!"

17 Temmuz’da sabahın erken saatlerinde Orman Genel Müdürlüğü’ne bağlı ekipler, Muğla’daki Akbelen’de ağaç kesimine başladı. Ancak ormanın kömür madeni için yok edilmesine karşı gelen köylüler kesimi durdurdu ve nöbet çadırı kurarak ormanlarını korumak adına eylem başlattı. Ağaç kesiminin sebebi, bölgedeki Yeniköy ve Kemerköy termik santrallerini besleyecek kömür madeni için araziyi temizlemek. 2014 yılında özelleştirilen termik santralleri yüzde 50’şer payla İçtaş ve Limak ortaklığı olan YK Enerji işletiyor. Şirketin internet sitesinde verdiği bilgiye göre her iki santral, linyit kömüründen elde ettikleri elektrik enerjisi ile Türkiye’nin yıllık elektrik enerji ihtiyacının yüzde 5’ini karşılayabilecek kurulu güce sahip. Bu enerjiyi sağlayabilmek için de iki santralde yıllık 8 milyon ton linyit kömürü yakılıyor.

Karardan bir gün sonra ağaçlar kesildi

Linyit kömür ihtiyacı ise bölgedeki Karacahisar, Akbelen, İkizköy, Sekköy, Belentepe ve Hüsamköy maden sahalarından sağlanıyor. Bu madenlerdeki toplam linyit kömürü rezervi  231.7 milyon ton. YK Enerji şu anda İkizköy ve Hüsamköy’de kömür çıkarıyor. Sekköy’de maden çıkarma işlemi tamamlanmış durumda. Karacahisar, Akbelen ve Belentepe ise henüz kullanımı başlamamış üç saha. Sadece Akbelen’deki linyit miktarı 33.3 milyon ton olarak hesaplanıyor. Yani iki termik santralin ihtiyacı olan linyiti tek başına yaklaşık dört yıl karşılama kapasitesine sahip. Orman kesim işlemi yapıldıktan sonra saha YK Enerji’ye teslim edilecek. Tabii hukuk mücadelelerini sürdüren köylüler izin verirse.  Nisan ayında orman kesim izninin iptali için dava açtıklarını söyleyen Avukat İsmail Hakkı Atal, hukuki süreç hakkında şu bilgileri verdi: “Akbelen Ormanları için çok eskiden işletme ruhsatı alınmış ve herhangi bir ÇED raporu da düzenlenmemiş. Biz de burada bir daha geri dönüşü mümkün olmayan vahim bir olay yaşanmaması için konuyu yargıya taşıdık ve orman kesim izninin iptalini talep ettik. Ayrıca 14 Temmuz tarihinde Orman Genel Müdürü ve yardımcıları hakkında Milas Savcılığı’na suç duyurusunda bulunduk. 16 Temmuz tarihinde ise Muğla 1. İdare Mahkemesi, 30 Temmuz tarihinde Akbelen Ormanları’nda keşif yapılmasına ve bilirkişi belirlenmesine karar verdi. Bu karardan bir gün sonra da Orman Genel Müdürlüğü’ne bağlı ekipler sabahın erken saatinde ormana girdi ve yaklaşık 40 ağacı kesti. Oysa mahkemenin hemen yürütmeyi durdurma kararı alması gerekirdi.” TEMA Vakfı Muğla temsilcisi Sergender Sezer, Akbelen Ormanı’nın önemine vurgu yapıyor: “Kazılan yer bir daha geri gelmiyor. Akbelen ise son kale, buraya kıyılmaması gerekiyor. Burada 300-400 yıllık kızıl çamlar var. Ayrıca biyoçeşitlilik yüksek ve endemik bitkiler bulunuyor. Bazı yerler o kadar sık ki içeri girmek imkansız. 740 hektarlık bir ormandan bahsediyoruz. Tamam enerji açığı olan bir ülkeyiz ama Dimyat’a pirince giderken eldeki bulgurdan da oluyoruz. Ayrıca termik santraller soğutma işlemleri sırasında çok yoğun su kullanıyor. Bölgedeki birçok dere maden çalışmaları yüzünden kurudu ya da kirlendi. Hayvanlar bile su içmiyor.”
Bölgede iki santrali beslemesi planlanan 6 maden sahası var.
Bölgede iki santrali beslemesi planlanan 6 maden sahası var.

Bodrum’u bekleyen büyük tehlike

Çevre Mühendisi Deniz Gümüşel ise madenin başka sorunlara da yol açabileceğini, örneğin Bodrum Yarımadası’nın su sorunu yaşabileceğini söylüyor: “Burada yer altında önemli bir su rezervi var, bir nevi yer altı barajı gibi hayal edebilirsiniz. Taşıma hattıyla her yıl yaklaşık 5 milyon metreküp su buradan Bodrum Güvercinlik’e taşınıyor. Burada linyit çıkartılabilmesi için önce yer altındaki suyun boşaltılması gerekecek. Hal böyle olunca zaten su sorunu çeken Bodrum  yıllık 5 milyon metreküp suyundan da olacak.” 
Köylüler, süren davaya karşın ağaçların kesilmesine öfkeli.
Köylüler, süren davaya karşın ağaçların kesilmesine öfkeli.

“Ağacın devrilirken çıkardığı sesi duydum”

250 -330 kişinin yaşadığı ve genellikle çiftçilikle uğraşan Akbelen Ormanı’nın komşusu İkizköy sakinlerinden Necla Işık, ağaç kesimini ilk fark edip müdahale eden kişi. O da yaşadıklarını Oksijen’e şöyle anlatıyor: “Yaklaşık 2 yıldır ormanımızı korumak için mücadele veriyoruz. Şirket önce arazimizi almak istedi, teklifte bulundu, ihtarname çekti. Ancak biz kabul etmedik. Sonra  hemen arkamızda bulunan Akbelen Ormanı’nı satın aldı. Bu yüzünden sürekli tetikte ormanımızı bekliyorduk. 17 Temmuz sabahı saat 6 suları şans eseri babam ormanın aracını görüp bize haber verdi, aradık ama ekibi bulamadık. Saat 7’de makine sesi duydum, ardından bir ağacın yıkılırken çıkardığı gürültü kulaklarımda çınladı. Köydeki arkadaşlarımı telefonla aradım. Bana beklememi söylediler ama dayanamadım ve iki çocuğumu da yanıma alarak kesim alanına koştum. Görevlilere yalvardım, ‘Kesmeyin, biz mahkemeliyiz. Mahkeme kararını bekleyin, siz bu ormanı keserseniz biz nefes alamayız’ dedim. Ben bir anne olarak arazimizi yüksek rakama satayım derdinde değilim. Çocuklarıma para pul değil; temiz bir toprak, yaşayan bir orman bırakmak istiyorum. Bu yüzden çadırımızı kurduk ve nöbete başladık. Ormanımızı yalnız bırakmayacağız.”   Oksijen’in ulaştığı YK Enerji’nin yetkilileri henüz konuyla ilgili bir bilgi paylaşmadı.