27 Temmuz 2024, Cumartesi Gazete Oksijen
Haber Giriş: 11.06.2024 23:23 | Son Güncelleme: 12.06.2024 01:27

Parti sözcüleri detayları paylaştı: 4 maddede tarihi görüşme

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Erdoğan ile CHP lideri Özel arasındaki görüşmeye ilişkin iki partiden yapılan açıklamalara göre, 90 dakika süren iadeiziyarette taraflar ekonomi, yeni anayasa ve kayyum uygulamasıyla ilgili mevcut pozisyonlarını korudu
Parti sözcüleri detayları paylaştı: 4 maddede tarihi görüşme

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, CHP Genel Başkanı Özgür Özel'e iadeiziyaretinin ardından iki partiden peş peşe açıklamalar geldi. AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik ve CHP Sözcüsü Deniz Yücel, 90 dakika süren görüşmenin ayrıntılarını paylaştı. 

Parti sözcülerinin açıklamalarına göre, taraflar arasında 40 gün sonra gerçekleşen ikinci görüşmede öne çıkan konular şöyle.

Siyasette normalleşme 

AK Parti Sözcüsü Çelik, partisinin 'yumuşama', CHP'nin ise 'normalleşme' diye tarif ettiği sürece ilişkin, "Sayın Cumhurbaşkanı'mız, Genel Başkan'ımız siyasette kutuplaşma yerine diyalog zeminini güçlendirme fırsatlarının güçlendirilmesi gerektiğini ifade ediyorlar. Bu çerçevede de CHP Genel Başkanı Sayın Özel'in ziyaretinden sonra bugün gerçekleşen iadeiziyaretle Türk siyasi hayatında bu tablonun ortaya çıkmasını memnuniyet verici olarak görüyorlar. Sayın Cumhurbaşkanı'mız ortaya çıkan bu tablonun kalıcı kazanımlara dönüşmesi gerektiğini, herhangi bir şekilde siyasetin gündelik mevzi savaşları içerisinde bu fırsatın heba edilmemesi gerektiğini ifade etmişlerdir" dedi. 

Deniz Yücel ise bu sürecin CHP'yi 'ilkeli muhalefetten' vazgeçirmeyeceğini vurgulayarak, "Ülkemizde çok uzunca bir zamandır devam eden kutuplaşma ve ayrıştırmanın olumlu sonuçlar vermediğini hep birlikte yaşadık ve tecrübe ettik. Bu nedenle toplumsal huzuru tesis edecek şekilde siyasi partilerin diyalog içerisinde olmasını önemsiyoruz. Açılan bu diyalog kanalı bizi inandığımız ilkeli muhalefetten, toplumun sesi olmaktan vazgeçirmeyecek. Sorunu olan her kesime el uzatacağımızdan ve gerektiğinde en sert muhalefeti yapacağımızdan kimsenin kuşkusu olmasın. Ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik ve sosyal tıkanmışlığın çözülmesi konusunda kararlı duruşumuz devam edecek. Bugün ülkemizde ekonomik buhranın sonlandırılması, adaletin yeniden tesis edilmesi, hukukun üstünlüğünün egemen olması, temel hak ve özgürlüklerin önündeki engellerin kaldırılması, ilk olarak gündeme gelmesi gereken konulardır" ifadelerini kullandı. 

Yeni anayasa tartışmaları 

Görüşmede Erdoğan'ın Türkiye'nin darbe anayasasından kurtulabilmesi için atılması gereken adımların, sadece dar bir inisiyatifle değil, en geniş toplumsal uzlaşma ve siyasi uzlaşma zeminiyle gerçekleşmesi gerektiği konusundaki görüşlerini ifade ettiğini belirten Çelik, "Cumhurbaşkanı'mız, bütün Türkiye'yi kucaklayan bir toplumsal sözleşme olarak anayasa sürecinin yürütülmesi gerektiğini belirtmişlerdir. Sayın Cumhurbaşkanı'mız, Genel Başkan'ımız, Türkiye'nin gelecek nesillere borcu olan darbe anayasasından kurtulmak ve yeni anayasaya kavuşmak sürecini, siyasetin gündelik polemikleri içerisinde değil, Türkiye'nin geleceğini gözeten bir sorumluluk ve perspektifle ele alınması gerektiğini ifade ediyorlar" diye konuştu. 

Yeni anayasanın toplumun öncelikleri arasında yer almadığı görüşünü yineleyen Deniz Yücel ise, "Siz anayasa değişikliğini, biz sokaktaki vatandaşın ne konuştuğunu önemsiyoruz. Asgari ücret, emekli maaşı, atanmayan öğretmenler, staj ve çıraklık mağdurları. Anayasa değişikliğinin gündeme gelmesi için önce toplumun belini büken, toplumun kanayan yarası haline gelen sorunların çözümü için adım atılması gerektiği Genel Başkanımız tarafından Sayın Cumhurbaşkanı'na iletildi" dedi. 

Ekonomi

Taraflar arasında en belirgin görüş ayrılığı yaşanan konu ise ekonomi oldu. CHP Sözcüsü Yücel, Özel'in temmuz ayında asgari ücrete mutlaka ara zam yapılması gerektiğini, en düşük emekli maaşının asgari ücret seviyesine çekilmesi gerektiğini, üretim maliyetleri altında ezilen çay ve hububat üreticilerinin mağduriyetlerinin giderecek şekilde (alım fiyatlarının) yeniden düzenlenmesi gerektiğini gündeme getirdiğini aktardı. 

AK Parti Sözcüsü Çelik'ten ise bu taleplerin 'popülizm' olarak görüldüğü yönünde bir açıklama geldi. Çelik, "Cumhurbaşkanı'mız ve Genel Başkan'ımız, OVP ve 12. Kalkınma Planı'yla yürüdüğümüz bu güçlü yolda elde edilen kazanımların korunacağını ifade ediyorlar. Şimdiye kadar yapılan çeşitli çağrılara rağmen herhangi bir şekilde popülizme tevessül edilmeyerek, bu programa bağlılığımızı ve Türkiye'nin bu konudaki istikrarı koruyacağını ve programa zarar veren tutumlardan kaçınılacağını ifade etmişlerdir. Bu konuda Cumhurbaşkanı'mızın, Genel Başkan'ımızın bir hassasiyeti, maalesef belli dönemlerde siyaset hayatımıza musallat olan popülist söylemlerden kaçınılması gerektiği konusundadır. Siyasetin bir vaat yarışına döndüğü dönemlerde aslında siyasetçi toplumun taleplerini vaatler üzerinden ya da popülizm üzerinden dillendirdiğinde, siyasetin tamamı zemin kaybediyor ve bu tip dönemlerde her zaman kazanan vesayet odakları olmuştur. Ortaya çıkan sonuç, siyaset kurumu için her zaman kaybet kaybet olmuştur. Bu nedenle ihtiyaç duyulan şeyin popülizm değil realizm olduğu, iktidarın bu sorumluluğu gözetmesi gerektiği kadar muhalefetin de bu sorumluluğu gözetmesi gerektiğini Cumhurbaşkanı'mız ifade etmişlerdir" ifadelerini kullandı. AK Parti Sözcüsü, ekonominin içinden geçtiği bu dönemin, bu kazanımların ileride daha büyük kazanımlara kavuşacağı ve ülkenin etrafındaki gelişmelerle değerlendirildiğinde bütün bu sürecin hassasiyetle korunacağının görüşmede ele alındığını belirterek, "Cumhurbaşkanı'mız, CHP tarafından arzu edildiği takdirde Hazine ve Maliye Bakanı'mız Mehmet Şimşek'in bilgi verebileceğini ifade etmiştir" açıklamasını yaptı. 

"Ömer Çelik'in ifade ettiği gibi toplumun ekonomide bir kazanımı olduğunu düşünmüyoruz" diyen Yücel ise "Toplumun çok küçük ve dar bir kesiminin lehine geçmişte birtakım gelişmeler oldu. Ancak bu yeterli değil. Ekonomide bir kazanım olacaksa hayat pahalılığı altında ezilen kesimlerin, yani yoksulun, emeklinin, emekçinin, asgari ücretlinin, çiftçinin, esnafın, ezilen kesimler lehine bir kazanım olması gerektiğini düşünüyoruz. Bugüne kadar kaynak transferi tersine işledi. Kaynak transferlerinin yoksula, çiftçiye, dar gelirli lehine yapılması gerektiği, Genel Başkanımız tarafından Sayın Cumhurbaşkanı'na iletildi" görüşünü paylaştı. Ülkedeki gelir adaletsizliğinin çözülmesi için öncelikle vergi adaletinin sağlandığı bir sistem kurulması gerektiği dile getiren Yücel, "Bu nedenle tüm siyasi partilerin, komisyonların bir araya gelerek TBMM'nin çalıştırılması gerektiği Genel Başkanımız tarafından iletildi" dedi.

Kayyum uygulaması

Hakkari Belediyesi'ne kayyum atanmasının ardından başlayan tartışmalar da görüşmede gündeme geldi. Ömer Çelik'in açıklamasındaki "Toptancı bir anlayışla hareket edilmemektedir" vurgusu dikkat çekti. Çelik şunları söyledi: "Cumhurbaşkanı'mızın ifade ettiği şu şekildedir; hangi partiden olursa olsun millete hizmet eden her belediye başkanına destek vermeye devam edeceğiz. Milletten aldığı yetkiyi millet için kullanan belediye başkanının hangi partiden olduğunun bir önemi yoktur. İktidar olarak ona destek vermek konusundaki tutumumuz açıktır. Ama birisi milletten aldığı yetkiyi terör örgütüne destek vermek şeklinde kullanıyorsa ya da kendi belediyesinin terör örgütü tarafından atanmış bir komiser tarafından yönetilmesine kapı açıyorsa buna kesinlikle müsaade edilmeyecektir." Buradaki tutumun herhangi bir siyasi partiye dönük ya da toptancı bir tutum olmadığını savunan Çelik, "Nitekim kayyum atanan yerler olduğu gibi aynı siyasi hareketten kayyum atanmayan yerler de var. Dolayısıyla tespit edildiği zaman bunların görevden alınması devlet olmanın gereğidir. Hele Irak'ta, Suriye'de bu hassas tablo varken bunlara müsaade edilmesi söz konusu değildir. Ama Cumhurbaşkanı'mızın ifade ettiği şekilde burada toptancı bir anlayışla hareket edilmemektedir. Her mesele kendi içinde değerlendirilmektedir" dedi.

Kayyum meselesinin demokrasiye ve Anayasa'ya aykırı olduğunu dile getiren Yücel ise şu ifadeleri kullandı: "Görevden alınan ve yerine kayyum atanan kişi beraat ederse, hakkında kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilirse ne olacak? Velev ki suçlu, belediye meclis üyelerinin suçu ne? O siyasi partiye oy veren halkın, vatandaşın, seçmenin suçu ne? O siyasi partiye oy veren seçmen neden cezalandırılıyor? Bir belediye başkan vekili seçilir, eğer belediye başkan vekili bir suça karıştıysa yerine yenisi seçilir. Ancak mevcut düzenleme hem Anayasa'mıza hem de demokrasiye tamamen aykırı bir uygulama."