Uluslararası danışmanlık şirketi Mercer, dünyada yabancı uyruklu çalışanların en fazla yoğunlaştığı şehirleri pahalılık açısından değerlendirdi. 227 şehir araştırmada yer alırken Türkiye’den iki şehir, Ankara ve İstanbul’da listede yerini aldı. Araştırma sonucunda en pahalı kentler Hong Kong, Zürih ve Cenevre olarak sıralanırken Ankara listenin en alt sırasında yer aldı. Bir başka ifadeyle en ucuz şehir oldu. İstanbul ise 222. Sırada kendine yer bularak en ucuz 5. Şehir unvanını kazandı.
Özbekistan’ın başkenti Taşkent’in, Etiyopya’nın başkenti Addis Abba’nın, Nikaragua’nın başkenti Managua’nın, Ruanda’nın başkenti Kigali’nin Ankara ve İstanbul’dan daha pahalı olduğu ortaya çıktı. 2020 yılında İstanbul bu listede 156, 2021’de 173. sırada yer alıyordu. Mercer’in Yaşam Maliyeti Araştırması sıralamayı belirliyor ama Türkiye’de yaşayan yabancılar yani bir başka ifadeyle expat’lar için durum ne? Türkiye yüksek enflasyon ve hayat pahalılığı ile boğuşurken onlar için hayat nasıl gidiyor? İşte bu soruyu onlara sorduk…
Gregor van der Mark - Hollanda (DAF Trucks Türkiye Genel Müdürü)
"Dünyadaki en güzel yer"
DAF Trucks Türkiye Genel Müdürü Gregor van der Mark “Hollandalıyım. Hollanda’dan Türkiye’ye taşınma nedenim ise Hollanda merkezli bir şirket olan DAF Trucks’ın 2014’te Türkiye’de de faaliyet gösterme kararı oldu. Genel müdür olarak atandım ve 2016 yılından beri bütün bu sürecin başındayım. Abartılı gelebilir ancak Türkiye benim için dünyadaki en güzel yer. Adeta bir cennet gibi. Başka bir ülkeye seyahat etmeden yalnızca ülkede gezmek bile insana yetiyor. Birçok eşsiz destinasyona sahip. Ülkenin dört bir yanında servis ve satış noktalarımız olduğundan çoğu yerini de gördüğümü söyleyebilirim” diyor.
"Enflasyon yüzünden ucuz"
Gregor van der Mark “Yüksek enflasyon sorun yaratsa da faizlerin düşük tutulması yurt dışından yatırımcılar için bir avantaj. Burada kazandığım parayla Hollanda’ya göre daha iyi şartlarda yaşayabiliyorum. Çünkü özellikle döviz kurlarındaki dalgalanmayla her şey çok ucuzladı. 7 yıldır ailemle Türkiye’de yaşıyoruz. Önümüzdeki sene ne yazık ki Türkiye’den taşınmak zorunda kalacağız. İstanbul’un kaotik güzelliğini, İzmir ve Trabzon’un cazibesini, Hatay ve Antalya’nın benzersiz güneşini çok özleyeceğiz" dedi. Hollanda'lı yönetici " Yemekler ve cana yakın insanlar da cabası. Türkiye benim hayatımda çok önemli bir yere sahip. Tanıştıktan bir yıl sonra eşim Türkiye’de yüksek lisans eğitimi almaya başladı. 2017’de İstanbul’da evlendik. 2020’de kızımız doğdu. İstanbul’da evlendim, çocuğumuz İstanbul’da doğdu. Türkiye’nin benim için ifade ettiği çok şey var bu nedenle” diye konuştu.
Maria Fernanda Arango - Kolombiya (Dil eğitmeni)
'Kolombiya’da biriktirdim Ankara’da yaşıyorum'
Maria Fernanda Arango “Covid-19 pandemisinden önce Kolombiya’da bir organizasyon şirketim vardı. Pandemiyle birlikte işlerim durma noktasına geldi. Önceden iki tatilimde Türkiye’ye gelmiş ve ülkeyi çok sevmiştim. Bu ilgim yüzünden boş zamanımı değerlendirmek adına online derslerle Türkçe öğrenmeye karar verdim. Birkaç ay geçtikten sonra dili daha iyi öğrenmek için 6 aylığına Türkiye’ye gelme kararı aldım. Ancak sonunda Türkiye’ye yerleşip yeni bir başlangıç yapma fikri aklıma daha çok yatmaya başladı. Ve Türkiye’ye yerleştim” dedi.
'Ankara çok ucuz'
Arango "İlk 3 ayım İzmir’de geçti. Harika bir şehirdi ancak benim için çok sıcaktı. Sonrasında Ankara’ya taşındım, bir yıldır buradayım. Türkiye’de çok mutluyum. İngilizce ve İspanyolca dersleri veriyorum. Aynı zamanda resim yapıp sergi açıyorum. İlgi de beklediğimden büyük. Ankara güzel ve huzurlu bir şehir. İstanbul veya İzmir kadar sosyalleşme imkanı olmasa da onlara kıyasla çok daha ucuz. Kolombiya’daki işimden kaynaklı hatırı sayılır bir birikimim vardı. Bütün birikimimle Türkiye’ye geldiğim ve aynı zamanda burada da çalışmayı sürdürdüğüm için rahat bir yaşantı sürebiliyorum. Kolombiya’daki hayatıma kıyasla daha çok şeye erişimim var. Türkiye çok daha ucuz bir ülke. Yer yer kendimi yalnız hissediyorum sadece" diye konuştu.
'Türkiye çok güvenli'
Maria Fernanda Arango "Türkiye aynı zamanda Kolombiya’ya göre çok daha huzurlu ve güvenli bir yer. Suç oranı Kolombiya’ya nazaran çok düşük. İlk geldiğim zamanlarda insanların kafelerde çantalarını masanın üzerinde bırakıp içeri kahve almaya girmeye gittiklerini gördüğümde çok şaşırıyordum. Çünkü Kolombiya’da bu şekilde bir şey yapmak mümkün değil. Döndüğünüzde çantanızı asla yerinde bulamazsınız. Daima eşyalarınızı kollamanız gerekiyor. Sokağa çıktığımda her 5 dakikada bir arkama bakmadan güven içinde yürüyebilmek tarifsiz bir his" dedi.
'Kadınlara yaklaşım problemli'
“Türkiye’de kadınlara karşı olan tutum ve davranışlar en garipsediğim şey. Kadınlara yaklaşım sanki 30 yıl öncesinin dünyasından fırlamış gibi" diyen Arango "Birçok tabu ve yazılı olmayan kural var kadınların nasıl davranması gerektiğine dair. Bu da Türkiye’de özellikle erkeklerle sağlıklı bir ilişki kurmamı zorlaştırıyor” ifadelerini kullandı.
Tanya Sanchez - Meksika (Dış ticaret uzmanı)
'New York yerine Ankara'
2,5 yıl New York’ta yaşadıktan sonra geçen yıl Türkiye’ye taşınan Tanya Sanchez " En temel neden eşimin Türk olmasıydı tabii. New York’ta yaşamaktansa Türkiye’de yaşamak bizim için çok daha kolay olacaktı. Bu yüzden New York yerine Ankara’yı seçtik. Ankara’yı New York’la kıyaslamak zaten imkansız. Orada çok çalışmak zorunda kalıyordum ve hayatımı yaşayamıyordum. Türkiye’de kendime ve aileme ayıracak daha çok zamanım oluyor" dedi.
Sanchez "Hobi olarak online yayıncılıkla ilgileniyorum ve Twitch’te yayınlar açıyorum. Eşimin ailesiyle zaman geçirebiliyorum. Onlar zaten bu süreci benim için kolaylaştıran en büyük etmen oldu. Türkçe bilmesem de her zaman bana çok ilgili davranıyorlar. Yapılan her şeye, alınan her karara beni de dahil ediyorlar. Meksika’yla kıyasladığımda ise yaşam şartları Türkiye’de açık ara farkla çok iyi. Toplu taşıma sistemi mükemmel, resmi işlemler de çok iyi ve kolayca hallediliyor” diye konuştu.
'Keşfetmeye devam ediyorum'
Tanya Sanchez - “Hiçbir arkadaşım olmadığından biraz da zorlu aynı zamanda burada olmak. Aileme çok uzak olmak da işin bir diğer üzücü yanı. Ama New York’a kıyasla memleket özlemim Türkiye’de daha az. Eşim ve eşimin ailesinin yardımlarıyla beraber daha önceki deneyimim de bunu azaltmamda yardımcı oldu. Türkiye’yi keşfetmeye devam ediyorum ve keşfettikçe de etkileniyorum” dedi.
Milan Kovac – Slovakya (Pazarlama direktörü)
'Daha iyi şartlar var'
Milan Kovac "Çalıştığım şirket Slovakya’da faaliyet gösteriyordu. Uluslararası pazara açılma kararı alındıktan sonra Türkiye de bu ülkelerden biri oldu. Yüksek lisans eğitimimi Türkiye üzerine aldığımdan burada yaşamayı çok istiyordum ve yedi ay önce Türkiye’ye taşındım. Uzun süreli bir kıyaslama yapmam bu nedenle güç ancak Slovakya’daki şartlarımdan çok daha iyi yaşıyorum. Çünkü maaşımı euro olarak almaya devam ediyorum. Aynı parayı kazansam da döviz kurlarındaki dalgalanmadan dolayı Türkiye’de çok daha rahat bir yaşantı sürdürmemi sağlıyor bu para” dedi.
"İstanbul’dan büyülendim"
Kovac “İstanbul beni tek kelimeyle büyüledi. 5 milyon nüfusa sahip görece küçük bir ülkeden geliyorum. Slovakya daha huzurlu, daha stabil bir ülke. Ancak İstanbul devasa bir megapol. Şehrin kaosu ve karmaşasının kendine has bir güzelliği var. Bu şehrin dünyada eşinin benzerinin olmadığını düşünüyorum. Paris, Viyana veya Berlin nasıl kendine has bir ruha sahipse İstanbul da bence öyle” ifadelerini kullandı.
Milan Kovac “Gelmeden önce Türkçe bilmediğim için biraz gergindim. Türkiye’deki insanlarla Avrupa’da olduğu gibi ortaklaşa anlaşabileceğim bir dil de yok. İngilizce konusundan da çok emin değildim. Fakat insanların yardımseverliği sosyalleşme sorunlarını aşmam için yeterli oluyor. Aynı dili konuşamadığım insanlar bile yardım etmek adına çaba gösteriyor. Bu epey etkileyici” dedi.
Naida Jahovic – Bosna Hersek (Sosyal medya uzmanı)
'Daha iyi bir hayat yaşıyorum'
Naida Jahovic ise Türkiye'de yaşamı şöyle antalıyor: Bosna-Hersek merkezli bir şirkette sosyal medya uzmanı olarak çalışıyorum. 1000 Bosna Mark’ı alıyorum bu yaklaşık 500 euro’ya denk geliyor. Bu ülkem için vasat bir gelir ancak Türkiye’de bu gelir ile daha iyi bir hayat sürüyorum. Çünkü gelirim döviz olduğu için Türkiye’deki yüksek enflasyondan etkilenmiyorum. Aynı zamanda ODTÜ’de işletme bölümü ikinci sınıf öğrencisiyim. Hibrit çalışma modeli olduğundan dolayı eğitimim işim açısından sorun yaratmıyor. ODTÜ’ye Türkiye Bursları programı aracılığıyla yerleştim. Ankara’ya yerleşmeden önce Türkçe öğrenmiştim. Bu yüzden uyum sağlamakta zorluk çekmedim. Bunun yanı sıra Bosnalı olduğumdan Ankara ve İstanbul’daki Balkan kökenli expat gruplarıyla iletişime geçme imkanım da oldu.
Jahovic "Türkiye’ye gelen yabancı uyruklu insanlar genellikle ülkenin insanlarıyla pek kaynaşamıyorlar. Bundan dolayı bazıları yalnızlıktan mustarip. Fakat ben böyle bir problem yaşamıyorum. Arkadaşlarımın çoğu Türk ve onlar sayesinde Türkiye’de tamamen evde hissediyorum” dedi.
'Kadınlara yönelik suçlar'
Naida Jahovic “Türkiye’de yaşamak inanılmaz. Ankara’nın başlangıç için İstanbul’a kıyasla çok daha iyi bir yer olduğunu düşünüyorum. Bununla birlikte burada daha önceden şahit olmadığım olaylarla da karşılaştım. Çiftlerin günün ortasında sokakta kavga etmeleri veya şoförlerin birbirlerine bağırıp çağırması gibi. Türkiye’de kadınlara yönelik işlenen suçlar da artıyor. Ne yazık ki kadınlar bir şehrin farklı bölgelerinde tacize uğramamak için farklı kıyafetler giymek zorunda” diye konuştu.
'Fiyatlar artıyor'
Jahovic "Türkiye hakkında en sevdiğim şeylerin başında ulaşım imkanları geliyor. Toplu taşıma sistemi oldukça iyi, trenler, otobüsler ve uçaklar gayet dakik. Yollar bakımlı. Çoğu dokümanı online olarak edinmek özellikle yabancılar için büyük bir avantaj. Meyveler ve sebzeler Avrupa’yla kıyaslandığı zaman bir hayli ucuz. Dışarıda yemek yiyip eğlenmek önceden epey ucuzdu, fakat fiyatlar gitgide artıyor” ifadelerini kullandı.
'Avrupa’dan farksız'
Naida Jahovic "Türkiye hakkında spesifik beklentilerim yoktu. Doğu ve Batı’nın bir karışımı olduğunu düşünüyordum gelmeden önce, haklı da çıktım. Avrupa’daki çoğu insan Türkiye’yi aşırı muhafazakar bir ülke olarak hayal etse de büyük şehirlerdeki yaşantı Avrupa’dan farksız" dedi.