08 Ekim 2024, Salı Gazete Oksijen
Haber Giriş: 01.10.2024 12:08 | Son Güncelleme: 01.10.2024 14:04

TVF davası görüldü: 75 milyar doların gelmeyeceği biliniyordu

TVF davası görüldü: 75 milyar doların gelmeyeceği biliniyordu

Türkiye Varlık Fonu’nun (TVF) 25 milyon dolar zarara uğratıldığı iddiasıyla açılan davanın ilk duruşması dün görüldü. Hakkında soruşturma yürütülmesine rağmen iddianamede yer almayan Mehmet Bostan tanık sıfatıyla ifade verdi. Bostan “Para, Başbakanlık’tan geldi. Ödemenin başka şirkete yapılacağı konusunda da Başbakanlık’ın oluru vardı” dedi


Türkiye Varlık Fonu’nun 25 milyon dolar zarara uğratıldığı iddiasıyla yürütülen yargılamada ilk duruşma dün (30 Eylül) görüldü. İstanbul 40. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen dosyada sanıklar Bülent Göktuna ve Burhan Asaf Şafak’ın yanı sıra, TVF’nin eski başkanları Mehmet Bostan ile Himmet Karadağ da ifade verdi.

İddianameye göre, 22 Ekim 2016’da TVF adına Mehmet Bostan ile Mineks International, McKinsey & Company, NewOak Capital ve Allen Associates’ın oluşturduğu bir konsorsiyum arasında Türkiye’nin finansman ihtiyacını karşılamak üzere 75 milyar dolar tahvil ihracına yönelik bir mutabakat zaptı imzalanmıştı. TVF, konsorsiyuma danışmanlık ücreti olarak 25 milyon dolar ödedi ancak ödeme sözleşmede anlaşıldığı üzere Allen Associates’a değil, Mineks International’a yapıldı. 75 milyar dolarlık tahvil ihracı ise bir türlü bulunamadı.

'Ödeme usulsüzdü'

Açılan davanın dün görülen ilk duruşmasında Mineks International Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Göktuna, savunmasında, 25 milyon doların kendilerine ödenmesini hiç istemediğini söylerken neden sözleşmede yazdığı gibi Allen Associates’a ödenmediğini şöyle anlattı: “Allen Associates, Amerika merkezli bir şirketti. Yalnız Mehmet Bostan parayı Amerika’ya göndermek istemedi. Nedeni de henüz çok sıcak olan Halkbank davası idi. Amerika’ya yapılacak bir transferin Amerikan otoriteleri tarafından dikkat çekmesini istemedi. Biz bu ödemenin usulsüz olduğunu söyledik.”

Binali Yıldırım tutanak tuttu

Kendisini bu projeye dahil edenin dönemin başbakanı Binali Yıldırım olduğunu söyleyen Göktuna, TVF’nin istenilen evrakları ve değerleme raporlarını zamanında sunmadığını, hatta bunun üzerine Binali Yıldırım ve Mehmet Bostan ile bir toplantı yaptıklarını, bu toplantı sonucu bir tutanak tutulduğunu, tutanakta da Yıldırım’ın imzası olduğunu söyledi.

'TVF, tahkime de mahkemeye de gitmedi'

25 milyon doların danışmanlık ücreti olarak alındığını ve geri ödenmeyeceğinin bilindiğini de ekleyen Göktuna “Bir hukuk bürosunun yaptığı işi beğenmediğinizde parayı iade et deseniz hangi hukuk bürosu parayı iade eder? İmzalanan protokolde herhangi bir anlaşmazlık olursa ICC (Milletlerarası Ticaret Odası) hakemine gidebilirsiniz, diyoruz. Gitmediler çünkü kaybedecekleri kesindi. Mahkemeye de gitmediler, alacak davası açmadılar” ifadelerini kullandı.

'Para, Başbakanlık’tan geldi'

Duruşmada, sanıklar Göktuna ile o dönemki avukatı Burhan Asaf Şafak’ın yanı sıra hakkında soruşturma yürütülen ancak ‘kovuşturmaya yer olmadığı’na karar verilen ve iddianamede de ismi hiç anılmayan TVF eski Başkanı Mehmet Bostan da dinlendi. Söz konusu borçlanma programının içeriği ile ilgili hiçbir müdahalesi olmadığını söyleyen Bostan “Bana ‘Böyle yapacaksın’ dendi. Bu şirketleri bulan da seçen de getiren de ben değilim. Sayın başbakanın talimatıyla konsorsiyum üyeleriyle tanıştım. O dönem henüz yönetim kurulu yoktu. Para da Başbakanlık’tan gönderilen özel bir fonla ödendi” dedi.

Başbakanlık’ın haberi vardı

Bostan, ödemenin Allen Associates isimli firma yerine Mineks International’a ödenmesiyle ilgili de “Bağlı olduğum Başbakanlık’ın oluru ve dört şirketin imzasıyla bu ödeme yapıldı. Kişisel bir tercihim değildi” ifadelerini kullandı. Parayı geri almak amacıyla Mineks International’a neden dava açmadıkları sorulduğunda ise Bostan “Bu, bizim yönlendirildiğimiz bir projeydi. Ve her zaman süreci devam ettirme hatta hızlandırma yönünde bir irade vardı. TVF’ye, konsorsiyum tarafından tahvil ihracının zamanında bulunamayacağına dair bir yazı yazıldı. Bu yazıyı Başbakanlık müsteşarı ve özel kalemine de arz ettik” dedi.

'Makul olmayan bir sözleşmeydi'

Bostan’ın ardından, TVF’nin, Göktuna’dan sonraki yönetim kurulu başkanı Himmet Karadağ’ın da tanıklığına başvuruldu. Sözleşmenin yapıldığı ve 25 milyon doların gönderildiği 22 Aralık 2016 tarihinde TVF’nin bir yönetim kurulu bulunmuyordu. Karadağ ise 25 Ocak 2017’de atanan yönetim kurulu üyelerinden biriydi. Karadağ ifadesinde, sözleşmeyi gördüğünde başarılı olma ihtimali olmadığını anladığını söyledi. “O dönem yabancı şirketlere yüzde 8 faizle borçlanan bir devlete yüzde 3’le tahvil veren birini ben görmedim. Makul olmayan bir sözleşmeydi.”

'25 milyon dolar ödeme normal değil'

Karadağ, sözleşmedeki bir diğer garipliğin ise 25 milyon dolar ödeme ile ilgili olduğunu söyledi. “Bu tarz borçlanma programlarında ödeme yapılmaz. Önceden rastlamadığımız bir şeydi” sözleriyle anlattı. Karadağ, konsorsiyumla Varlık Fonu arasındaki sözleşmeye göre, konsorsiyumun ‘para getirme taahhüdü’ olduğunu da ekledi. Bununla birlikte sanık avukatları ise dokuz sayfalık iddianamenin hiçbir yerinde ‘hile’, ‘yalan’, ‘dolandırma’, ‘kandırma’ ve ‘aldatma’ gibi, ‘nitelikli dolandırıcılık’ suçunun unsurlarından herhangi birinin yer almadığına dikkat çekti. Bir sonraki duruşma 28 Ocak 2025 tarihine ertelendi.