05 Aralık 2025, Cuma
Haber Giriş: 20.10.2025 10:50 | Son Güncelleme: 20.10.2025 10:51

Doğru koşullarda eğlenceye dönüşüyor: İnsanlar neden korkmayı sever?

Gerçek korku bizi kaçmaya zorlarken, sahte korku neden gülümsetiyor? Bilim insanları, korkunun beyin üzerindeki etkisini ve neden eğlenceye dönüştüğünü anlattı
Doğru koşullarda eğlenceye dönüşüyor: İnsanlar neden korkmayı sever?
A+ Yazı Boyutunu Büyüt A- Yazı Boyutunu Küçült

Korku evlerine gitmek, kendi isteğimizle korku filmi izlemek ve garip bir şekilde bunların eğlenceli gelmesi... Peki neden böyle yapıyoruz? Gerçek korku bu kadar kötü hissettirirken insanlar neden korkutulmak için para ödüyor?

Bilim ve Endüstri Merkezi’nin (COSI) CEO’su Dr. Frederic Bertley, korkuyu “beynin en büyüleyici hilelerinden biri” olarak tanımlıyor. Korku, bizi hayatta tutmak için tasarlanmış yerleşik bir alarm sistemi. Ancak doğru koşullarda bu sistem eğlenceye dönüşüyor.

Dr. Bertley “Bir şey bizi aniden korkuttuğunda beynin alarm sistemi olan amigdala hemen devreye girer. Kalp atışınız hızlanır, göz bebekleriniz büyür ve düşünmeye bile fırsat bulamadan vücudunuz adrenalinle dolar" dedi.

Vice'ın haberine göre bu ani “savaş ya da kaç” tepkisi çok eski bir refleks, korku tarlaları ya da korku filmleri icat edilmeden çok önce DNA’mıza işlenmişti. Tehdit sahte çıktığında örneğin bir şaka, ani bir ses ya da kostümlü bir palyaço olduğunda beyin sıfırlama tuşuna basar. Korku yerini rahatlamaya bırakır ve bu duygusal sarsıntı çoğu zaman kahkahaya dönüşür. Bu, vücudun “artık güvendeyiz” deme biçimidir. Ödül ise tuhaf bir şekilde iyi hissettiren bir haz dalgasıdır.

Korkmayı sevmemizin ardındaki tuhaf bilim

Herkes bu duygunun peşinden koşmaz. Dr. Bertley “Bu hem biyoloji hem biyografi meselesi" dedi. Bazı insanlar doğuştan gelen adrenalini severken, bazıları için korku tehlike ile özdeşleşir. Çocukken ailesiyle korku filmi izleyen biri için korku kahkaha ile ilişkilendirilirken, başka biri için bu his gerçek bir kaygıya dönüşebilir. Yani “heyecan verici” ile “travmatik” arasındaki çizgi tamamen kişiseldir.

Peki neden tekrar tekrar bu deneyime dönüyoruz? Dr. Bertley “İnsanlar, günlük rutinin dışına çıkan deneyimlere doğal olarak yönelir" ifadelerini kullandı. Bir korku evi ya da slasher tarzı film, tehlikeyle flört etmemizi ama güvenli bir mesafede kalmamızı sağlar. “Bundan hoşlanmamalıyım” ile “ama güvendeyim” arasındaki gerilim, kendi başına bir tür hazza dönüşür.

Korku modern yaşamda kaybolmadı, sadece şekil değiştirdi. Artık aslanlardan değil, hız yapan arabalardan ya da kalabalıkta patlayan yüksek seslerden korkuyoruz. Dr. Bertley “Çevremiz değişti, ama biyolojimiz değişmedi" değerlendirmesinde bulundu.