Matthew Perry'nin asistanı olan Kenneth Iwamasa, oyuncunun evinden ayrılmadan önce bir şırıngaya katemin doldurdu ve Perry'e enjekte etti. Savcılara göre Friends aktörü, yatılı yardımcısına “Bana büyük bir iğne yap" dedi. Iwamasa, Perry'nin yanında geçirdiği 25 yıl boyunca yaptığı gibi, o gün kendisinden isteneni üçüncü kez itaatkâr bir şekilde yerine getirdi. Los Angeles'ın Pasifik Palisades semtindeki milyonlarca dolarlık okyanus manzaralı eve döndüğünde 59 yaşındaki Iwamasa, Perry'yi jakuzisinde yüzüstü hâlde buldu. Aktör 54 yaşında öldü ve Iwamasa aktöre ketamin bulmak için komplo kurmak suçundan 15 yıl hapis cezasına çarptırılabilir.
Bu olay Hollywood'un göz ardı edilen bir noktasını aydınlattı: Ünlüler ve onların hayatlarını yöneten kişisel asistanları arasındaki karmaşık ilişki. Genellikle düşük ücret alan ve fazla çalıştırılan asistanlar, ünlü patronları üzerinde büyük bir etkiye sahip olabiliyorlar. Buna kuaför randevusu planlamaktan uyuşturucu bulmaya kadar her şey dahil. Zengin ve ünlülerin rahat ve kapalı dünyasında, yıldızlar yalnız bir yaşam sürerler ve arkadaşlık için asistanlara güvenebilirler.
İsmi bilinmeyen bu çalışanlar ünlülerin göz alıcı dünyasına erişim sağlarken, bu iş yorucu olabiliyor ve Iwamasa'nın durumundaki gibi felakete yol açabiliyor. Asistanların çok az garantisi var: Yanlış davranışları rapor edecek bir insan kaynakları departmanı yok ve işini kaybetmek eğlence sektöründen dışlanmak anlamına gelebilir.
'Birini kızdırdığınızda bir daha iş bulamazsınız'
Rowena Chiu, 1998'de Harvey Weinstein'ın tecavüz girişimine maruz kalmadan önce iki ay boyunca onun asistanlığı yaptı. Chiu "Asistanlık sisteminde ne tür bir denge ve denetleme mekanizması olabileceğini gerçekten tahmin edemiyorum çünkü bence bu sistem doğası gereği korkunç olmak üzere kurulmuş. O işi kaybettim ve bir daha asla sektörde çalışmadım. Eğer Harvey gibi üst düzey bir kişiyi ya da bir ünlüyü hayal kırıklığına uğratırsanız; en ufak bir şeyi bile yapmazsanız anında kovulursunuz. Ve bir daha asla bu sektörde çalışamazsınız çünkü sektör megaloman güç merkezleri tarafından kontrol ediliyor" dedi.
Psikiyatr göz kulak olmasını istedi
Marilyn Monroe'nun psikiyatristi, asistan Eunice Murray'e, Monroe'nun öldüğü gece ona göz kulak olması gerektiğini söyledi. Murray, Monroe'nun cansız bedenini buldu. 36 yaşındaki Monroe aşırı doz almıştı ve asistanının ölümdeki rolü o zamandan beri tartışılıyor. Yıllar sonra çekilen Netflix belgeselinde Murray, Monroe'nun ilişki yaşadığı Robert Kennedy'nin öldüğü gün öğleden sonra evinde olduğunu söyledi. Ölümünden önceki günlerde Monroe bir arkadaşına “çok aşık olduğunu ve Bobby Kennedy ile evleneceğini” söyledi. Murray ayrıca Kennedy ve Monroe'nun öldüğü gün korkunç bir kavga ettiklerini belirtti.
Whitney Houston'ın asistanı Mary Jones, şarkıcının 2012 yılında Beverly Hills'teki bir otelde küvette boğulmasının ardından cesedini buldu. Raporlara göre, hiçbir zaman yanlış bir şey yapmakla suçlanmayan asistan, Houston'a o gece otelde düzenlenecek Grammy Ödülleri öncesi bir partiye hazırlanmak üzere banyo yapmasını söyledikten sonra odadan ayrıldı. Houston için en yakın yardımcısı Robyn Crawford ile olan ilişkisi sadece bir iş ilişkisinin ötesindeydi. Yıllardır arkadaş olan ikilinin 2019 yılında gençken sevgili oldukları ortaya çıktı. Crawford, "Birbirimize sırlarımız, duygularımız ve kim olduğumuz konusunda güvenebilirdik. Arkadaştık, sevgiliydik. Birbirimizin her şeyiydik. Aşık olmuyorduk. Sadece öyleydik. Birbirimize sahiptik. Biz birdik: işte böyle hissettiriyordu" dedi.
Michael Jackson'ın bir yardımcılar topluluğu olmasına rağmen, o tek bir adama güveniyordu. Özel doktoru Conrad Murray, akşamlarını Pop Kralı'na cerrahi bir anestezi olan propofol enjekte ederek geçiriyordu. 2013 yılında açıklama yapan Murray "Ne kadar yakın olduğumuzu bilmek ister misiniz? Geceleri idrarını tutamadığı için her gece penisini tutup sonda takıyordum" dedi. Murray, Jackson'ın 2009 yılında kazara aşırı dozda güçlü bir anestetik almasının ardından kasıtsız adam öldürmekten hüküm giydi.
Kişisel asistanlık rolü neredeyse her zaman çalışmayı gerektiriyor ve işverenler "hayır" kelimesini duymaktan hoşlanmıyorlar. Çalışanlar etik sınırları aşma konusunda kendilerini baskı altında hissedebilirler. Iwamasa, Perry ile birlikte yaşıyordu, bu da ikisinin yakın bir ilişkisi olduğunu ve “hayır” demenin onun için daha da zor olacağını gösteriyordu.