Mozambik açıklarında, Afrikalı deniz arkeologlarından oluşan bir ekip, transatlantik köle ticaretinin bir parçası olduğuna inanılan 18. yüzyıla ait bir köle gemisinin kalıntılarını ortaya çıkarıyor. Fransız gemisi L'Aurore olduğu düşünülen enkaz, Ilha de Mozambique adası yakınlarında yer alıyor. Hem direnişin hem de trajedinin sembolü olan L'Aurore, köleleştirilmiş insanların en zor koşullarda bile özgürlükleri için savaştıkları Afrika köle ticareti tarihinde önemli bir anı temsil ediyor.
Bu keşif çalışması, köle batıklarını aramak ve Afrikalıları ve Afrika kökenli insanları deniz arkeolojisi konusunda eğitmek amacıyla 2008 yılında başlatılan küresel bir girişim olan Köle Batıkları Projesi'nin (SWP) bir parçası. SWP, yerel toplulukları bu su altı alanlarını belgelemek ve korumak için gerekli araç ve bilgilerle donatarak, bu trajik olayların hikayelerinin Afrika perspektifinden anlatılmasını sağlamayı amaçlıyor.
Gemide çıkan isyan 331 kişinin ölümüne neden oldu
L'Aurore, Fransız Karayipleri için köleleştirilmiş Afrikalıları toplamak üzere Kasım 1789'da Mauritius'tan ayrılarak Mozambik'e doğru yola çıktı. Arşiv kayıtlarına göre, 356 kişi özgürlük için umutsuzca bir isyan girişiminde bulunduklarında gemiye zorla bindirilmişti. Ayaklanma sırasında dört köle boğuldu ve buna karşılık olarak mürettebat erkekleri güvertenin altına, kadın ve çocukları ise ana kamaraya kilitledi. Bir ay sonra, gemi yola çıkmadan önce fırtına çıktı. Mürettebat, gemi batana kadar alt güverteyi açmayı reddetti ve 331 kişinin ölümüne neden oldu.
Amerikalı deniz arkeoloğu ve SWP'nin kurucularından Steve Lubkemann, köle ticareti sırasında yaşanan bu tür isyan örneklerinin genellikle unutulduğuna dikkat çekerek bunu cinayet olarak nitelendiriyor. Lubkemann, “İnsanlar sessizce ölmediler” diyor. Ekipte yer alan Mozambikli deniz arkeoloğu Celso Simbine için L'Aurore siyahların akıl almaz vahşet karşısındaki direncini ve direnişini sembolize ediyor.
Afrika tarihi halen Avrupamerkezci bir bakış açısıyla anlatılıyor
Simbine ve aralarında Senegal ve Brezilya'dan araştırmacıların da bulunduğu meslektaşları, deniz arkeolojisi yoluyla Afrika tarihini geri kazanmaya yönelik büyüyen bir hareketin parçası. Afrika tarihinin büyük bir kısmı halen Avrupamerkezci bir bakış açısıyla anlatılıyor, önemli direniş ve hayatta kalma anlatıları görmezden geliniyor. SWP ekibi, çalışmalarıyla bunu değiştirmeyi amaçlıyor.
SWP, bir arşiv araştırmacısının Mauritius'ta geminin enkazını detaylandıran belgeler bulmasının ardından 2015'ten bu yana L'Aurore'u arıyor. 2022'de keşfedilen alan, kaptanın batışla ilgili anlatımındaki tanımla eşleşiyor gibi görünüyor; geminin Fransız teknikleri kullanılarak inşa edildiğini ve Mauritius'tan balast taşıdığını gösteren kanıtlar var.
Gemi enkazının nispeten sağlam kalması, onu 18. yüzyıl köle gemilerinin en iyi korunmuş örneklerinden biri haline getiriyor. L'Aurore gemisinin yapısını anlamak, sayısız Afrikalının transatlantik yolculukları sırasında hayal bile edemeyecekleri acılara zorlandıkları diğer köle gemilerindeki koşullar hakkında da fikir edinilmesine olanak sağlayabilir.
Proje Afrikalıların öncülüğündeki arkeolojik keşiflerin genişletilmesini amaçlıyor
Köle Batıkları Projesi bir araştırma girişiminden çok daha fazlasını sunuyor. Afrikalı toplulukları sualtı kültürel miraslarının kontrolünü ele almaları için güçlendirmeyi amaçlayan bir hareket. SWP, Mozambik'te 12 yıl öncesine kadar yüzme bilmeyen Simbine gibi yerel arkeologları eğitti. Bugün, enkazı belgelemek ve kalıntılarını kazmak için dalışlar gerçekleştiren uluslararası bir ekibin parçası.
SWP'nin ortaklarından Diving With a Purpose'un yönetim kurulu üyesi Kamau Sadiki, çok az ekonomik değeri olsa da bu batıkların bulunmasının önemini vurguluyor. “Bu gemilerde çok fazla altın yoktu” diyor ve ekliyor: “Ancak kültürel ve tarihi açıdan bakıldığında bu batıkları bulmak kesinlikle çok önemli.”
SWP, başka köle batıklarının tespit edildiği Senegal ve Brezilya'da da benzer projeler geliştirmek için çalışıyor. SWP, denizcilik arkeolojisine odaklanan kurumlar yaratarak, gelecek nesil Afrikalı araştırmacıların atalarının hikayelerini ortaya çıkarmaya devam edebilecekleri araçlara sahip olmalarını sağlıyor.
Kazı çalışmalarında direnişin ve insanlığın önemini hatırlatılıyor
L'Aurore bölgesi arkeolojik öneme sahip olsa da ekibin gemiyi okyanus tabanından çıkarmaya yönelik bir planı yok. Bunun yerine, dikkatli bir kazı ve belgeleme çalışmasıyla gemide ölen köleleştirilmiş insanların hikayesini anlatmayı amaçlıyorlar. Lubkemann, “Cesetler orada olmasa bile, burası bir trajedi alanı. Ve ona saygılı davranmalısınız” diyor.
L'Aurore enkazı, Mozambik'in küresel köle ticaretindeki rolünü kasvetli bir şekilde hatırlatıyor. Yüz binlerce Mozambikli köleliğe satıldı ve ülkenin Portekiz sömürgesi olarak karanlık geçmişi ancak şimdi tam olarak hesaplaşılmaya başlandı.
Her dalıştan önceki ritüelin bir parçası olarak, ekip üyeleri bir zamanlar köleleştirilmiş insanları satın almak için para birimi olarak kullanılan deniz kabuklarını elden ele dolaştırıyor. Ritüeli yöneterek ekibine direnişin ve insanlığın önemini hatırlatıyor. Sadiki, “Bu kutsal sularda hatırlamak, yeniden bize ait kılmak ama daha da önemlisi direnmek için tekrar buradayız” diyor.
Arkeologlar çalışmaları sayesinde L'Aurore'un fiziksel kalıntılarından daha fazlasını ortaya çıkarmayı umuyorlar. Okyanus yüzeyinin altında yatan anlatılmamış direniş, hayatta kalma ve insanlık öykülerini gün ışığına çıkarmayı amaçlıyorlar.