Kuzey Londra’da, Tottenham semtindeyiz. İrlanda Kültür ve Toplum Merkezi’nde hummalı bir çalışma var. Birbiri peşi sıra gelen panelvanlar malzeme getiriyor merkeze. Süratle boşaltılıyor tıka basa doldurulmuş vanlar ve elden ele geçirilen koliler üzerlerindeki etiketlere göre yerleştiriliyor. “Battaniyeler nerede? Çocuk bezleri burada mı? Kız çocuğu kıyafetlerini şuraya koyun!” diye birbirine sesleniyor gönüllüler.
İngiltere’deki Kıbrıs Türklerinin derneği TCCA (Turkish Cypriot Community Association) bu merkezi Türkiye’ye yapılacak deprem yardımı malzemelerinin toplandığı geçici bir depoya dönüştürmüş geçen haftadan beri. Ekseriyetle İngiltere’deki Kıbrıslı Türklerin yaptığı malzeme yardımı çeşitli noktalarda toplandıktan sonra buraya getiriliyor. Önce sıkı bir tasniften geçiriliyor. Daha sonra kategorik koli yığınları oluşturuluyor.
Az sonra bir diğer panelvan da merkezin önünde park ediyor. Çünkü bir yandan da depodaki malzemenin Londra Heathrow Havalimanı’na götürülmesi gerekiyor. Londra ile Türkiye arasında düzenli kargo seferleri var. Akşam saatlerinde THY’ye ait bir kargo uçağı Türkiye’ye bir sefer daha yapacak. Bugün öncelik battaniyelerde. Şoför Mehmet bugün ikinci seferini yapacak…
Buradan iki gönüllü polis memurunun eşliğinde bir emniyet aracıyla TCCA’in Green Lanes 626 numaradaki merkezine geçiyoruz. Bu merkez, Kuzey Londra’da Kıbrıslı Türklerin ve Türkiye’den gelmiş göçmenlerin yoğun yaşadığı bir mahallenin ortasında. Ayni bağışların büyük kısmı önce buraya geliyor. Merkezin çalışanları ve gönüllüleri bir haftadır sadece bu işle ilgileniyor. Giriş kapısının önünde koliler yığılmış.
Influencer'lar iş başında
İçeride gelen yardımların koordinasyonunda gönüllü olarak çalışan Metehan Gökdoğan’la konuşuyoruz. “İki ana toplama noktası belirlendi. Birisi şimdi bulunduğumuz dernek merkezi, diğeri de Londra’nın merkezinde tuttuğumuz ofis. Özellikle Londra’da yaşayan iki sosyal medya influencer'ları İrem Berberoğlu ve Cem Çelik’in de yardımıyla kampanyayı daha geniş bir kitleye duyurduk. İrem Hanım kadınları harekete geçirmede büyük rol oynadı. Sadece Türk toplumundan değil, diğer kesimlerden de bağışlar geldi” diyor.
Nakdi bağış kabul etmeyi hiç düşünmemişler. “Paranın bizden sonra nereye gittiği belli değil” diyorlar: ”Kimseye güvenmiyoruz. Halbuki bu malzemeler İngiltere damgalı gidiyor, alınıp satılması mümkün değil. Şu anda da ısıtıcı ve jeneratör temin etmeye odaklandık.”
TCCA’in merkezinde çalışmalara katılan, yardımları koordine eden grup içinde polis üniformalı birkaç kişi dikkat çekiyor. Londra Polis Teşkilatı Met Police’e bağlı memurlar özel izinle yardım kampanyası için emniyet araçlarını da kullanabiliyorlar. Ekibin lideri müfettiş Eren Emin’le konuşuyoruz. Emin, 1974’ten sonra Kıbrıs’tan Londra’ya yerleşen bir ailenin üyesi olarak 10 yıldır Met Police’te çalışıyor. Aynı zamanda Turkish Police Association’ın başkanı. Bu dernek Kıbrıslı, Türk, Kürt ve Azeri polis memurlarını temsil ediyor. Emin “Dernek ekibimizin bir kısmı telefon başındaydı. Diğer kısmı ise yardımları organize etmek için sahaya indi. Tüm İngiltere’de yardım malzemesi toplamak, bunları paketlemek ve teslim etmekle uğraştılar. Bir haftada tüm İngiltere’deki karakollarda yaklaşık 5 tonluk yardım malzemesi topladık. Bu sadece emniyet mensuplarının yaptığı malzeme bağışının miktarı” diyor.
Emin, bu yardımların bir başlangıç olduğunu şöyle anlatıyor: “Türkiye’nin kendini toparlaması ne kadar sürecek? Belki de yıllar... Bu nedenle biz de devam edeceğiz. Bu bir haftalık bir iş değil. Çabalarımızı uzun süre sürdüreceğiz.”
Alevi Kültür Merkezi’nde yoğun çaba
İngiltere’de deprem için yardım kampanyası yürüten Türkiye kökenli başka topluluklar da var. Ülkedeki Demokratik Güç Birliği’ne bağlı dernekler ve örgütler depremin hemen ardından bir kriz masası oluşturup çalışmaya başladı. İngiltere Alevi Kültür Merkezi (İAKM) de bunlardan biri. Britanya Alevi Federasyonu’nun 20 bileşeninden biri olan merkezi yine Kuzey Londra’da Wood Green semtindeki ofisindeyiz. Eşbaşkan İbrahim Has yardım malzemesinin toplanması, paketlenmesi ve gönderilmesindeki zaman kaybı nedeniyle nakit destek toplamaya başladıklarını anlatıyor: “Bağışları Türkiye’de beraber çalıştığımız kurumlar üzerinden deprem bölgesinde tespit ettiğimiz ihtiyaç sahiplerine ulaştırmaya çalışıyoruz. Burada devletin ya da diğer kurumların ulaşamadığı yerler önceliğimiz oldu. Çünkü bölgede hiç ulaşılamamış yerler var. Mesela Elbistan’ın Alevi köyleri, Malatya’nın Alevi köyleri, Hatay’ın Alevi köyleri. Maalesef burada da Alevilerin bir ayrımcılığa uğradığını görmek bizi gerçekten çok üzdü.”
Merkezdeki ekip bir yandan da koordinasyonla uğraşıyor. Whatsapp grupları üzerinden sürekli ihtiyaç talepleri geliyor. İbrahim Has gelen ihbarlardan birini okuyor: “Maraş’ın Göksun ilçesi Kanlıkavak köyünde ısıtıcı ihtiyacı var. Soğuk yüzünden bir çocuk ölmüş. Elektrik olmadığından telefonla kimseye de ulaşamıyorlar… Şimdi ekipleri oraya yönlendiriyoruz. Gecenin bir yarısı kurtarma çağrısı yollayanlar da oluyor…”
Bağış ve yardımları koordine etmek için Britanya Alevi Federasyonu altı temsilcisini Türkiye’ye yolladı. Örneğin İngiltere’den gönderilen bağışlarla Kütahya’daki bir fabrikadan 12 bin adet battaniye satın almışlar ve Adıyaman bölgesine nakletmişler.
Turkey Mozaik’ten sivil topluma destek için bağış
İngiltere’de sivil toplum düzeyinde nakdi bağış toplamada en etkin derneklerden biri de Turkey Mozaik Foundation. 2000 yılından sonra Londra’ya yerleşmiş sekiz kişi tarafından kurulan Mozaik 6 Şubat günü online bağış kampanyasını başlattı. Çarşamba gününe kadar 13 binden fazla bağışçı kişi ve kurumun katkısıyla 1 milyon 263 bin sterlin toplanmıştı hesapta. Bu meblağ peyderpey deprem bölgesinde faal kuruluşlara aktarılıyor. Şu ana kadar AKUT, TOKTUT, Hayata Destek Derneği, Gıda Kurtarma Derneği ve Lokman Hekim Sağlık Vakfı’nın kullanımına kaynak aktarıldı.