Pandemiyle geçen son bir buçuk yılda, yaratıcı endüstrideki birçok insandan üretkenliklerinin nasıl yeşerdiğini dinledim. Niceliği elbette tartışılır ama nitelik açısından pandemide, en azından bazılarının yeni üretimleri fazlasıyla ateşlendi. Elbette herkesin değil. Barbra Streisand, bu dönem yeni üretim yapamayanlardan. Geçen hafta yayınladığı son albümü Release Me 2 kariyerinin muhtelif dönemlerinde seslendirdiği, bugüne kadar pek gün yüzü görmemiş şarkılarını topladığı bir albüm. 60 yılı aşkın dopdolu bir kariyere sahip olunca, aslında sadece arşivlerinizi karıştırarak bile üretim yapabiliyorsunuz. 80’ine yaklaşan Streisand, 1960’lardan bu yana kültür endüstrisinin birçok farklı alanında üretim yapıyor. Üstelik bu üretimler kendi dalındaki uzmanlar tarafından her zaman en üst düzeyde ödüllerle onurlandırılıyor. Oscar’a, Altın Küre’ye, Emmy’ye, Grammy’ye, Tony’ye aynı anda sahip olan çok fazla sanatçıya rastlamak mümkün değil. Bu ödüllerin kendisi yetmezmiş gibi, En İyi Yönetmen dalında Altın Küre, En İyi Beste dalında Oscar kazanan ilk kadın da Streisand. Bu maddi ve manevi kazançlarını toplumla paylaşmaktan da geri durmuyor. Kadın hakları, iklim değişimi, sağlık, nükleer silahlanma karşıtı kurumlar başta olmak üzere, bugüne kadar 25 milyon doların üzerinde bir rakamı toplumsal fayda için topladı, harcadı. Tüm bu zengin kariyerinde gerçek yeteneğini elbette müzisyenliğiyle gösteriyor. Konser kayıtları ve toplamalar da hesaba katılınca, bugüne kadar tam 56 albüm ve 117 teklisi yayınlandı. Albümleri tüm dünyada resmi rakamlara göre 150 milyona yakın sattı. Bunca kaydın arasından sandıkta kalmış birçok şarkı da çıkıyor. Release Me 2’daki eserler de 1970’lerden neredeyse günümüze, 2014’e kadar uzanan bir dönemsel zenginlikte. Fakat albümde bu uzun zaman dilimini tamamen unutturan, sanki tüm şarkılar aynı dönemin eseriymiş gibi hissettiren bir bütünlük de var.
20.08.2021 04:30