Belediye konserleri bile yasaklanabilir

Çevresel Gürültünün Değerlendirilmesi ve Yönetimi Yönetmeliği’nde yapılan ve 7 Ocak’ta resmiyet kazanan değişiklik müzik ve etkinlik sektöründe tartışma yarattı. Pandemi döneminde yapılan saat kısıtlamalarına ek olarak, bu yeni yönetmeliğin konut, hastane ve benzeri ‘hassaslık’ seviyelerine göre belirli alanlarda müzik yayınına daha geniş bir daraltma getireceği düşünülüyor. Gri alanlar barındıran yönetmeliğin ne anlama geldiğini işin uzmanlarına sorduk. ‘Yakınlık’ tarifi net değil SERKAN FİDAN (Festival Genel Koordinatörü, Menajer) Öncellikle, yorumlarımın bir hukuksal değer taşımadığını belirtmek isterim. Yönetmelikte “Çok Hassas Kullanım Alanları” diye tanımlanan bölgelerde açık alanlarda canlı müzik de, müzik yayını yapmak da yasaklanmış durumda. Net tanımlanmamış bir yakınlık tarifi var. Türkiye’nin en köklü etkinliklerinden ODTÜ Bahar Şenliği’nin en geniş katılımlı etkinlikleri akşam yapılan stadyum konserleridir. ODTÜ Stadyumu ise öğrenci yurtlarına oldukça yakındır. Bundan sonra orada konser mümkün olmayabilir. Yönetmelik, yorumlanma şekline göre belediyelerinin meydanlarda yaptığı konserleri de yasaklıyor olabilir. Uygulanırsa, öyle sanıyorum ki Türkiye’nin en büyük açık hava festivali olan Zeytinli Rock Festivali’nin de her zamanki yerinde yapılması mümkün olmayacaktır. Birebir uygulanacağına çok ihtimal vermiyorum. Pandemi sebebiyle, buna uygun mekanlar konserleri açık ya da yarı açık yerlerde yapmaya başlamıştı. Şimdi etkinlikleri kapalı yerlerde yapmaya zorluyorlar. Virüsün bulaşıcılığını artıracak harika bir hamle! Biz sektör olarak uzun vadede mutlaka bir çözüm üretiriz. Gerekirse festivallerimizi dağın başında, konserlerimizi yerin 7 kat dibinde yaparız. Aslında hükümet böyle düzenlemelerle hayattan keyif almasını bilen, geceleri dışarıya çıkmayı, arkadaşlarıyla eğlenmeyi seven insanların yaşam tarzına müdahale ediyor. Seyirci daha da kısıtlanmış hissedecek SENA ŞENER (Müzisyen) Müzik sektörüyle ilgili her türlü kısıtlama “öteki” ve “rahatsız eden” yaftalarını körüklüyor. Müzisyenliğin ve sahne performans sanatlarının, bir meslekten ziyade, bir raddeye kadar “hoş görülen” veya birileri tarafından “var olmasına izin verilen” bir uğraş olarak algılanması; yaralayıcı. Müzisyenlere motivasyon kaynakları oluşturulması gerekirken, seyircinin bile sanatçıya saygısını kaybettirecek yaftalarla karşılaşmak çok yıkıcı. Tabii ki birçok etkinlik iptal olacak, çünkü çok esnek maddeler var. Bu belirsizlik adeta göz korkutmak amacında. Çünkü ne zaman, hangi kapsamda olduğu muamma. Zaten kısıtlı konser mekanı var ve onlara da saat sınırlaması getirilmiş durumda. Bu düzenlemeler ruhunu rahatlatmak isteyen seyirciyi daha da kısıtlanmış hissettirecektir. Bu tür etkinliklerin en alt limitlerinin bile lüks yelpazesine düştüğü bir zamanda, zar zor konsere gelebilen seyircinin kafasını karıştırmak doğru değil. Katılım azalacaktır. Birçok açık hava mekanı etkilenecek DENİZ KUZUOĞLU (Salon İKSV Direktörü) Önceki yönetmelik oldukça netti; yerleşim yerlerine yakın açık hava mekânları gece yarısına kadar, belirlenmiş desibel limitini aşmayan etkinliklere ev sahipliği yapabiliyordu. Yenisinde ise açık ve yarı açık mekânlar ve etkinlikler için yeterince net ifadeler yok. Yoruma açık kısımların kültür-sanat etkinliklerinin topluma katkıları da gözetilerek, yapıcı bir tutumla netleştirilmesi gerekiyor. Kültür-sanat dünyasının daha fazla zarar görmeden faaliyetlerini sürdürebilmesi için ortak diyalog zemininden uzaklaşılmaması çok önemli. Yeni yönetmelikte kapalı mekânlar için pandemi döneminde getirilen saat kısıtlaması hariç ek bir madde görünmüyor. Salon İKSV saat kısıtlaması haricindeki bu yeni değişikliklerden doğrudan etkilenmiyor. Fakat örneğin Gezgin Salon konserlerine ya da İKSV’nin diğer etkinliklerine ev sahipliği yapan birçok farklı açık hava mekânı etkilenecektir.