Fransız besteci Yann Tiersen’i dinleyicilerin büyük bir kısmı Amelie’nin müzikleri ile tanıyor. Şu sıralar 12’nci albümünü yayınlamaya hazırlanan müzisyen ise o günleri çoktan geride bıraktı. Fransa’nın batısındaki 800 kişilik bir adada, Ushant’ta yaşayan Tiersen, son çalışması Kerber’i de burada kaydetti. Onunla doğayla kurduğu bağı, bu albümle hedeflediklerini ve çocukken neden kemanını kırıp attığını konuştuk. Yeni albümünüz Kerber bu hafta yayınlanacak. Bu albümle neyi hedefliyorsunuz? Kerber bambaşka bir dönemin başlangıcı. Bence müzik bedenle, duygularla direkt olarak bağlantılı büyüleyici bir sanat formu. Benim için müzik transa geçmekle ve bu transın uyandırdığı duygularla ilgili. Bugünlerde doğayla yeniden bağ kurmak, dikkatimizi yaşadığımız yere vermek çok önemli. Son albümlerimde müziğim aracığıyla dünyayla, toprakla ve yaşadığım bu adayla bir bağ kurmaya çalışıyorum. Müziğiniz ve dünya arasında bağ kurmaya çalışırken, gezegenimizin başına son yıllarda gelen iklimsel sorunları da gözetiyor musunuz? Direkt olarak değil. Dünyanın kendisine odaklanırken özel bir yerde yaşadığımızı unutuyoruz. Mekanları ekosistemler olarak görmüyoruz. İklimin parçası olduklarını es geçiyoruz. Bizim için dağlar, göller birer manzaraya dönüşüyor. Şarkılarıma mekanların, kasabaların isimlerini veriyorum. Böylelikle bir mekanın tarihsel bağlamına da vurgu yapabiliyorsunuz. Müzik benim için soyut bir form, değer verdiğim fiziksel mekanlarla aramda bir bağ kurmamı sağlıyor.
20.08.2021 04:30
En büyük pişmanlığım Amelie
Yann Tiersen ona şöhreti yakalatan Amelie’nin film müzikleri için “Bugün olsa yapmam” diyor. Zaten artık bambaşka bir döneme girmiş durumda. Yeni albümü Kerber’i her şeyden uzakta bir adada, doğayla kurduğu bağı anlatmak için kaydetti
A+ Yazı Boyutunu Büyüt A- Yazı Boyutunu Küçült
İki kültür iki dil bir albüm
16 Mayıs 2025
Egosunu bir kenara koyup Mabel Matiz’in kapısını çaldı
09 Mayıs 2025
Oi Va Voi’den Hatay depremine ağıt
02 Mayıs 2025
Spotify’da aylık 50 milyon dinlenen OneRepublic geliyor
25 Nisan 2025
Doğaçlamanın özgürlüğü: SOH Festival
Tüm Yazıları 18 Nisan 2025